Eleştiri aslında çok iyidir de

Yöneticileri ve siyasileri en çok sahte alkışlar ile hak edilmeyen poh pohlamalar yıpratır. Eleştiri aslında siyasilerin çok istedikleri ve bekledikleri bir iş ve eylem olmalı.

Ama neredeeeeeee!

Siyasileri eleştirmek, “Kötü yapıyorsunuz, bu olmadı” demek büyük suç ve hakaret olarak görülmekte.

Oysa haklı eleştiriler, siyasilere ve yöneticilere bir kılavuz ve başarılı olmalarının kaçınılmazıdır.

Fakat nerde o anlayış, sezgi ve derinlik!

Eleştiri, eleştirilenlere bulunmaz bir rehberdir. Eleştirilere kulaklarını kapatmayan siyasi ve yöneticiler, başarılı olurlar. Çünkü hata, kusur ve yanlışlarını bilerek, görerek doğruya yönelirler.

Ekonomi kötü” diyenleri, terörist guruplarla aynı görmek kocaman bir gaflettir. “Ekonomi iyidir.” Denince ekonomi iyi mi oluyor ya da iyi mi olacak?

Nerede mantık, nerede gerçek?

Eğer öyle olsaydı, “Padişahım çok yaşa” demekle de padişahlık çok yaşanırdı.

Nerede padişahlar, nerede padişahlık?

Eleştiriye hoşgörüsüzlük, genellikte Demirperde ülkelerinde ve diktatörlük ile monarşik devlet yönetimlerinde görülür. Çünkü onlarda demokrasi ve şeffaflık olmadığı için çok seslilik yoktur. Böylece de eleştiri olamaz, yapılamaz.

Saddam eleştiriliyor muydu? Kaddafi eleştiriliyor muydu, Hitler’i eleştirmek olası mı idi?

Şehir Hastanelerini, yap işlet ile yapılan geçiş garantili otoyol, köprü ve tünelleri eleştirenleri neredeyse “Vatan haini” görenlerin geldiği nokta; “Bundan sonra şehir hastanelerini devlet imkânları ile yaptıracağız” olmadı mı? Bunu söyleyen Sağlık Bakanı!..

Eğer zamanında bu eleştiri ve ikazlar önemsense idi, halktan toplanan vergiler birilerinin cebine haksız aktarılarak devlet zarar ettirilir miydi?

Elbette hükümetin her alanda başarılı olmasını isteriz. Hükümetin başarısı ülkenin refahı, zenginliği ve kalkınmışlığı demektir. Böyle bir ülkede de halkın huzuru ve zenginliği söz konusudur.

Kim istemez?

Ama öyle mi?

Esnaf sıkıntılı, işçi-memur sıkıntılı, köylü, çiftçi, üreten sıkıntılı, emekli, asgari ücretli sıkıntılı, hukuk ve adalet sıkıntılı, eğitim, sağlık, tarım sıkıntılı!. Sıkıntı yok demekle: bu sıkıntılar yok mu oluyor?

Ama siz kalkar, bunları yapanları alkışlar, “Dik dur eğilme, Türkiye seninle gurur duyuyor!..” diye alkışlarsanız ve sizde bu alkışlara inanırsanız; sonuç işte elinizde patlayan kocaman bir dertler yumağı ve İstanbul seçimlerinde kalenize gol olan, 806. 000 memnun olmayan oy.

Öğretmenlik yıllarımda her iki ayda bir kendimi eleştirmelerini isterdim öğrencilerimden. İnanın bu eleştiriler, bana öyle bir rehberlik ederdi ki, başarılı öğretmen olmama vesile olurdu.

Siz sahte alkışlardan ve hak edilmeyen poh pohlanmalardan korkun ve çekinin. Gücü ve yetkiyi yitirdiğiniz an, sizi en çok tenkit edecek olanlar, bugün sizi en çok alkışlayanlar olacaktır.

Dostun lafı acıdır, çünkü doğru ve gerçektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34