Lafla Peynir Gemisi Yürümüyor

Sn. Erdoğan, “24 Haziran’da bu kardeşinize yetkiyi verin; faizle, dövizle nasıl uğraşılıyor görün” diyerek son kozunu oynamış ve de seçilmişti.

Biz, bizi idare edenlere inanamayacak mıyız?

19 Haziran da Dolar: 4.75 TL Euro: 5.50 TL civarında idi.

Şimdi ise(yazının yazıldığı an ve saat itibariyle: Dolar: 6.41, Euro: 7.32 TL.

Ben sade bir vatandaş olarak, Sn. Erdoğan’a inanmanın karşılığını fakirleşerek mi görmeliydim.

Faizde de durum aynı.

Yandaş medyaya bakarsak, ortalık tozpembe! Hatta öyle ki, ABD Türkiye ile sürtüşmeden öyle pişman ki, utanmasa bizden özür dileyecek. Keşke öyle olsa küstah ABD.

Dolara karşı bir kampanya başlatıldığı görülüyor. İyi güzel. Keşke milli paramız her alanda etkin ve hâkim olsa. İstemeyenin iki gözü kör olsun. Bir düşünelim ülkeyi Dolarize eden kim? Hükümet mi, vatandaş mı?

Sen müteahhitlerle yaptığın anlaşmayı DOLAR üzerinden yaparsan, köprü, tünel vs. gibi geçiş ücretlerini DOLAR endeksli yaparsan vatandaşın suçu ne?

Şu an üretimden kaçan bir Türkiye var karşımızda. Örnek olarak söylersek, ülkenin acilen ucuz enerji ve çeliğe ihtiyacı var. Oysa biz BETONA ve ARACA yatırım yaptık.

Türkiye enerji üretiminde yeterli mi?

Türkiye ÇELİK üretiminde yeterli mi?

Keşke diyebilseydik.

Ülkenin 18 bin ton çeliğe ihtiyacı varken üretim 9 bin tondur. Demek ki acilen çelik üretimine yatırım yapmak gerek. Bu yatırımı da ülkenin çeşitli bölgelerine yapmalıyız.

Enerjide de durum öyle. Çelik ve enerji olmadan ülkenin ayakta durması olası mı?

Krizin nedeni asla vatandaş da değil, yastık altı da değil. Eğer yastık altında bir şeyleri varsa vatandaşı, cezalandırmak değil tasarruf yapabildiği için ödüllendirmek gerekmez mi?

Daha önceki çağrılara uyarak dövizini bozduran yurttaşların kaybını karşılayan oldu mu?

Kim, bana gelecekte dövizin sabit olacağını hatta geriye çekileceğinin garantisini verecek?

Eğer derdiniz ülke ise; cumhuriyetin kuruluş günlerindeki ilkelere dönerek çağı yakalayabilmelisiniz. Bunun en basit yolu da büyük önder ATATÜRK’ün “KARMA EKONOMİK MODELDİR” Özel sektörün yapamayacağı tesis ve fabrikaları devletin yapması, hatta özel sektör-devlet ortaklığı ile yapılmasıdır.

Medeniyet ve itibar, dönen dişli çark ve onun çıkardığı sestir. Giyim - kuşam, saray ve başkalarının ürettiği araba ve uçaklara binerek İTİBAR kazanılmaz, medeni olunmaz.

Hiç kimse karamsar olmasın; bütün bunlara rağmen Türkiye’nin geleceği aydınlık ve parlaktır. Yeter ki bu asil millet, siyasilere körü körüne inanmayı, güvenmeyi terk etsin, vekil sayısını azaltsın, vekili sen ve ben seçeyim, tekrar denetimli parlamenter demokratik sisteme dönülsün

Hepimiz canımız yanarak görüyoruz ki; lafla peynir gemisi yürümüyor.

Esen kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34