Türkçe öz evlatlarından birini kaybetti. Bugün Karacaahmet’ e önemli bir misafir götürdük. Üzgünüm. Türlü duygular içindeyim; içimde bir eziklik, tarifsiz burukluk var. Anlamsız birtakım çalkantılar yaşıyorum. Bazen inanmak zor geliyor, farkındayım. İstanbul’ da trafik sorunu var, malum… İyi ki cenaze namazına geç kalmışım, tabutunu görseydim daha çok üzülecektim. Eski bir dostu ziyarete gider gibi mezarına usulca sokuldum, selam verdim.
Bu yazı her şeyden önce Oktay Sinanoğlu’ na bir vefadır. Tıpkı onun Türkçeye vefası gibi… Oktay Sinanoğlu’ nun, en sükse yaptığı yıllarda üniversite dönemlerim gözümün önünden geçti. Dünyada binlerce, milyonlarca fikir var. Aslolan fikirleri sistematik şekilde açıklayabilmek… Yoksa güzelim fikirler, sloganvari bir söyleme dönüşmekten kurtulamıyor ve karşı cenahta yer alan düşüncelerin ekmeğine yağ sürüyor. Siz ortaya fikrin savunucusu olarak çıkmak istiyorsanız ilk önce yöntemi belirleyeceksiniz, sonra ne söylemek istiyorsanız gerekçeleri, neden-sonucu; komplik yapısı içinde sunacaksınız.
Yüzyılımıza dek Türkçenin önem ve değerinin sistemli şekilde masaya yatırılmaması hem dilimiz hem de Türk insanı açısından büyük bir eksiklikti. Oktay Sinanoğlu’ nu her şeyden önce bunu başardı. Şahsım adına konuşayım, ben Türkçenin değerini biliyorum hatta yabancı kelimeleri kullanmaktan korkmuyorum. Çünkü Sinanoğlu’ nun fikriyat temelinde Türkçenin gücü yatar! Türkçe, Sinanoğlu’ ndan önce yabancı kelimelerin istila ederek at koşturduğu bir dildi. Bize değerini öğrettiği Türkçe; konuştukça köklerimizle gönendiğimiz, Tarzanca karşında aşağılık duygusundan kurtulduğumuz bir dil haline geldi. Sinanoğlu’ nun gücü, işte burada yatar.
Türkçe sadece öz evladını değil iyi bir Atatürkçüyü de kaybetti. Türkçe ve Türkçü düşünceye sahipti. Gerçekten çok zekiydi; kafası yalnız, atomu bölmeye çalışmıyordu. Emperyalizmin dil üzerinde istila ettiği vatanı da görebiliyordu, erkekçe çıkıp herkesi uyardı, tezini karşı tezleri çürütecek dayanaklarla sunarak çalıştı. Onu tanıyana kadar hiç kimse buna cesaret edememişti. Tam bağımsızlıkçı düşüncesiyle İngilizceyi yerden yere vurdu. Bundan emperyal düşünce de nasibini aldı. Sinanoğlu’ nun Türkçe düşüncesinden Batı kültür saldırısı çok çekti. Bugün fikren izinden yürüyecek çok insan var. Türkçe adına yapılacak daha çok iş var. her şeyden önce şu tabelaları indirmemiz gerek! Sinanoğlu bir çığır açtı, sonrası gelecek. Türkçe yalnız değil, dilimize sahip çıkıyoruz ve çıkacağız!
Ve neden sonra Atsız Bey kalkıp kükredi: ‘‘Hoş geldin oğlum Oktay!’’
Yücel ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.