Sokak hayvanları sorunu

Sokak hayvanları, şehirlerin büyük bir sorunudur.

                Gün geçmiyor ki, sokak hayvanlarının bir dehşetine ya da sokak hayvanlarına bir dehşeti sosyal medya da veya haberlerde duymaktayız.

                Durum ortada iken sorumlu ya da sorumlular kim?

                Sokak hayvanları mı, belediyeler mi yoksa biz insanlar mı?

                Sanırım bu suç, sokak hayvanları hariç eşit ağırlıklı iki ögeye dağıtılabilir.

                Belediyeler yıllarca bu sorunu ya görmediler/görmek istemediler ya da aman sende tavrında yürüdüler.

                Biz insanlar da bu hayvanlara agrasif davrandık, itip/kaktırdık, aç ve susuz bırakarak onların hırçınlaşmasına ve saldırgan olmasına ortam hazırladık.

                En büyük başıboş hayvan sorunu büyükşehirlerle, yazlıklarda yaşanmaktadır.

                Bunun çeşitli nedenleri var:

                Birincisi köylü ya da varoşlarda yaşayanlar, bıktıkları veya tehlikeli gördükleri kedi ve köpeklerini şehirlere bırakarak onlardan kurtulurken; şehirdekiler de büyük bir sorunla karşı karşıya kalmaktalar.

                İkincisi pek çok yazlıkçı, kendilerinin veya çocuklarının geçici hevesleri ile besledikleri bu hayvanları, dönüşlerinde yazlıklarda kaderleriyle baş başa bırakarak dönmekteler. Aç, susuz ve barınaksız kalan bu zavallı hayvanlar, kaldıkları yerlerde büyük sorunlara neden olmaktalar.

                Üçüncü neden de, bu hayvanlar kısırlaştırılmayarak çok hızlı üremekteler ve sıkıntı oluşturmaktalar.

                Çare nedir diye sorulduğunda, kaçamak yanıtlar pek çok. Ama hiç kimse bu sorunu, ciddi anlamda çözme girişiminde bulunmuyor.

                Bütün yük ve sıkıntı belediyelerin sırtına yüklenmekte!.

                Günümüzde pek çok belediye maddi sıkıntı yaşamakta!. Onun için de bu hayvanlarla ilgilenme ve onlara bütçe ayırma olanakları olmamakta.

                Neden ne olursa olsun, hiçbir mazeret; bu hayvanların işkence görmesine, itlaf edilmesine gerekçe olamaz/ olmamalıdır.

                Belediyeler o beldeye hizmet amacıyla oluşturulmuş tüzel kişiliklerdir. Beldenin sorunlarıyla ilgilenmek ve gidermekle görevlidirler.

                Barınaklar oluşturmak ve bu çaresiz hayvanlara yaşam olanağı sunmak zorundadırlar.

                Bu hizmetin aması, fakatı, nedeni olamaz.

                Bununla beraber bu sokak hayvanı popülasyonunu da kontrol altına almak için gerekli KISIRLAŞTIRMA çalışmalarını da yapmak birinci vazifeleri olmalıdır.

                Hayvanlarını şehirlere bırakanlar ile yazlıklarda bırakanları da tespit ederek hak ettikleri gerekli cezayı alacak yasal düzenlemeler ve etkin kontroller de acilen yürürlüğe konulmalıdır.

                Hiç kimsenin bu hayvanlardan zarar görmemesi kadar, merhamete susamış bu hayvanların da işkenceye uğramaması ilahi bir haktır.

                Canlıya merhamet, insanın en kutsal davranışıdır! Merhamet eden, merhamet bulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34