Suriye’de Başarılı Olmanın Yolu

AKP ve Erdoğan, Suriye politikasında ne kadar başarılılar sorusuna verilecek cevap: “Durum ortada değil mi?” olur herhalde.

Suriye kanayan bir yara ve kanama da artarak devam etmekte. Erdoğan’ın elinde de “Fırat’ın doğusu ve BEKA sorunu” kalmış gibi.

Türkiye, Hem Irak hem de Suriye politikasında ne yazık ve üzülerek belirtmek gerekiyor ki; Rusya ile ABD’nin gölgesinde kalmıştır.

Kendi göbeğimizi kendimizin kesmesine ne kadar izin verilecek?

Temel soru şu: Irak’ta Saddam kalsaydı, Suriye’de de Esad güçlü olsaydı Güney Sınırlarımız böylesine güvensiz olur muydu?

Türkiye uluslararası haklardan yararlanarak zaman zaman Irak’a ve Suriye’ye askeri harekâtta bulunmaktadır. Bu, Türkiye’nin bekası için gerekli, zaruri ve meşru bir eylemdir.

Türkiye’nin atladığı ya da özellikle görmek istemediği bir gerçek; Suriye’de Beşar Esad’ın, yönetimin başı ve meşru olduğudur.

İşe tersinden baksak, Suriye’de Esad’la iş birliği yapsak durum nasıl olur?

Esad asla ve asla PYD ve YPG’ye topraklarında üs de yerleşim yeri de vermez; gel gör ki içinde bulunduğu şartlar Esad’ı böyle bir zorunlulukla karşı karşıya getirmektedir.

Biz Esad’a yanaşsak, onunla iş tutsak, ortak paydalar oluştursak, Suriye’ye yapacağımız askeri operasyonlar daha meşru ve daha tartışmasız, PYD ile YPG’nin elindeki kozu alsak daha sağlıklı olmaz mı?

Daha düne kadar kanka olduğumuz Esad’a bu kadar takıntılı olmanın gereği nedir? Aynı şekilde Irak, Mısır ile de işbirliği yapmanın bize zararı ne ola ki?

On binlerce kilometre ötelerden gelip Suriye’de Esad’la Irak hükümetiyle iş tutanların acaba hiç mi siyasal öngörüleri yok?

Öyle görünüyor ki, bu açmazı gören Putin’in, “ADANA MUTAKABATINI” hatırlatması da; Esad ile görüşmenin Türkiye açısından zaruret olduğunadır.

Hem Esad’ı tanımayacaksınız hem de Suriye’de rahat iş yapacaksınız, bu, işin doğasına da ters değil mi? “Suriye’nin toprağında gözümüz yok” siyaseti düzgün, tutarlı bir siyaset ve doğru bir öngörüdür. İyi de yarın Suriye’den çekilirken bu güvenli bölgeleri kime bırakacağız? Kim para verirse onun düdüğünü çalan paralı ve devşirme, rejim karşıtı ÖSO ile nereye kadar?

Öyle görülüyor ki, bizi rahatsız eden PYD ve YPG ile PKK’nın eylemlerini durdurmanın ve güney sınırlarımızı güvenli yapmanın en akıllıca yolu; Esad ve meşru Suriye devletiyle işbirliğinden geçmektedir.

Neden Türkiye hep yanlış ata oynuyor ki?

Söz konusu vatan olunca her şeyimizle devletimizin ve hükümetimizin yanındayız. Biz ne cumhurbaşkanına ne devletimize başkalarının kötü söz söylemesine izin vermeyiz. Biz eleştirilerimizi kendi içimizde kendimiz yaparız o kadar.

Ama Sn. Erdoğan ve AKP hükümetinin Suriye politikalarını, aklıselim ile yeniden gözden geçirmelerinde de hem kendileri hem de Türkiye’miz acısından yarar vardır diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34