Suriyelileri Göndermek Kolay mı?

Bu sorunun yanıtından önce, Suriyelilerin ülkeye alınışına bir bakmak gerekiyor.

Her gelen gerçekten de Suriyeli mi?

Osmanlı, Ermeni tehcirinde Suriye’ye de hatırı sayılır bir Ermeni iskân etmişti. O dönem Suriye, Osmanlı-Türk toprağı idi.

Suriye iç çatışmasında, Suriye’den kaçanların hiçbiri kontrole tabi tutulmadan, sınırdan alınması, sosyal ve Uluslararası göç ve mülteci prensiplerine de uygun değildi.

Madem alındı, madem alınmak zorunda kalındı.

Bu insanları, ülkenin tüm bölgelerine, il, ilçe, kasaba ve köylerine dağıtmak yerine; sınırda kurulacak kamplarda tutmak ya da Suriye içinde oluşturulacak güvenli bölgelerde alıkoymak gerekirdi.

Ok yaydan çıktı.

Suriyeli göçmenler, ne yazık ki, Türkiye’nin kanayan bir yarası oldu, hem Türkiye için hem de o mülteci insanlar için.

Pek çok il ve ilçe de, bu eğitimsiz kişilerin varlığı, hal ve hareketleri sıkıntı olmaya başladı. Bu sıkıntı ekonomik olduğu kadar da sosyal bir gerçektir.

Şehirlerin cadde ve sokaklarındaki Arapça tabela ve ifadeler, Suriyeli çocukların eğitimsiz ve düzeysiz hareketleri, istenmeyen ve sonunun ne olacağı belli olmayan evlilikler ve nikâhsız yaşamaya kadar bir yığın sorun.

Gelinen nokta: rahatsızlık unsuru olan bu insanların ülkelerine gönderilmeleri!..

Bu olası mı? Pek de öyle görünmüyor. Ülkemizde doğan yüz binlerce Suriyeli bebek, okullarımızda eğitim gören binlerce Suriyeli öğrenci, şehirlerimizde iş yeri açan binlerce Suriyeliyi nasıl ve ne diyerek ülkelerine göndereceğiz?

Diyelim ki gönderdik. Bu insanlar ülkelerinde Türkiye düşmanlığı yapmayacaklar mı? Zira Türkiye’deki yaşamları Suriye’den çok çok iyi konumda; kim böyle bir konumu kaybetmek ister?

Çözüm ne olmalı ya da ne olabilir?

En iyi ve aklıselim çözüm, Esat ile iyi bir ikili ilişkiden geçer.

Türkiye’de yaşayan Suriyeli kaçkınları, Esat’a bizzat geri çağırtmakla olur. Esat’a: “Ülkemde iç savaş hemen hemen sona erdi, ülkem artık güvenli oldu. Sizde (Türkiye’de) misafir olan vatandaşlarımı istiyorum. Onları artık bi zahmet gönderin” dedirtmeli ki:

Bizde “Haydı misafirler, sizi ülkeniz geri çağırıyor. Göndermez isek ikili ilişkilerimiz bozulacak” diyerek gönderebilirsek rahat ederiz ve onların Suriye’de Türkiye karşıtlığı yapabilecekleri gerekçeleri de ellerinden almış oluruz.

Aksi halde; “hadi artık ülkenize” diye tavuk gibi kış kışlayarak Suriye’ye göndermek, ileride Türkiye’nin başına büyük badireler açılabilir diye düşünüyorum. Tıpkı kontrolsüz o kadar insanı alarak başımıza açtığımız badire gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazım Peker Arşivi

Ümit Özdağ’ın tahliyesi üzerine

22 Haziran 2025 Pazar 17:46

Amaç çok dilli bir anayasa mı?

15 Haziran 2025 Pazar 13:07

Mülakat ya da sözlü sınav

12 Haziran 2025 Perşembe 17:48

Kim daha rahat uyuyor

10 Haziran 2025 Salı 00:58

Terörsüz Türkiye söylemi

09 Haziran 2025 Pazartesi 01:08

Sırat köprüsü nedir, var mıdır?

04 Haziran 2025 Çarşamba 13:18

Gıdım gıdım Kur’ansızlığa

31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:12

BOP planı tıkır tıkır işliyor

29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34