Selim Çoraklı

Selim Çoraklı

Terörü bitirebilecek miyiz?

Ülkemiz ne yazık ki kurulduğundan beri bir terör tehdidi ve sarmalı içinde olmuştur. Kuruluş yıllarından sonra özellikle etnik terör ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde büyük bir engel olarak daima varlığını sürdürmüştür.

PKK ve Asala gibi terör örgütleri ile vücut bulan etnik terörü var edenler, Türkiye’nin gelişmesini, bölgede güçlenmesini istemeyen emperyalist güçler ve onların piyon olarak kullandıkları taşeron terör örgütleri olmuştur.

Terörü araç olarak kullanan emperyalist ülkeler terörün sadece bir çeşidi ile yetinmemekte, buldukları ekonomik, dijital, dini vb. bütün terör çeşitlerini deneyerek hedefe ulaşmak istemişlerdir. Bunun yansıması olarak 40 senedir PKK terör örgütüne paralel FETÖ isimli CIA aparatı terör örgütünü de din maskesini kullanarak piyasaya sürdüler. 1960’lı yıllarca kuluçkaya yatırdıkları bu terör örgütünü 1980’lerden sonra canlandırmış, 2000’li yıllardan sonra da faaliyetini hızlandırarak sonunda 15 Temmuz’da gerçek yüzüyle ortaya çıkarmıştır. Emperyalistlerin aparat olarak kullandıkları din maskeli bu terör çeşidi, ne yazık ki bizim paralarımızla bizim en zeki çocuklarımızı devşirmiş ve bize karşı kullanarak tesiri yıllarca sürecek olan büyük bir travma yaşatmışlardır.

Terör kavram olarak, “korku ve şiddet kullanarak belirli siyasi, dini veya ideolojik hedeflere ulaşmayı amaçlayan eylemleri” ifade eder. Genellikle sivillere, devlet kurumlarına veya belirli gruplara yönelik baskı, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerle gerçekleştirilir. Terörü araç olarak kullananlar hedeflerine ulaşmak için her yolu meşru gören Makyevelist bir zihniyet taşırlar. Bu sebeple terörü araç olarak kullananlarda ne insanlık, ne vicdan, ne adalet ne de hiçbir acıma duygusu yoktur. Gözlerini kırpmadan milyonlarca insanın katledilmesine sebep olurlar, milyonlarcasının yaralanmasına, aç kalmasına hiç acımazlar.

Latince kökenli “Terrere” kelimesinden türeyen terör kavramı, meydana geldiği coğrafya ve iklime göre tarih boyunca farklı şekillerde tanımlanmış ve kullanılmıştır. Kelime itibariyle “korkutmak” veya “dehşete düşürmek” anlamına gelen terör kavramına hukuki açıdan bakıldığında, birçok ülkenin terörü çıkardıkları kanunlarla çerçevesini çizmiş ve terörle, teröristle mücadele için çeşitli tedbirler almıştır.

Terör kavramı ilk defa, “Fransız Akademi Sözlüğü” isimli çalışmanın 1789 yılında yayınlanan ekinde yer almış ve “Terör sistemi, rejimi” olarak tanımlanmıştır. Bu kavram Türkçe’ye “Korkutma, tedhiş” şeklinde tercüme edilmiştir.

Terörün hedefi ve amacı 1999 tarihinde BM tarafından hazırlanan “Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme” isimli çalışmada, “Bir topluluğun gözünü korkutmak veya bir hükümeti veya uluslararası örgütü bir şey yapmaya veya yapmamaya zorlamak” şeklinde tarif edilmiştir.

Şimdiye kadar kurulan bütün terör örgütlerinin genel maksadının, “Gerçekleştirdikleri şiddet eylemleri ile korku salarak, halkta bıkkınlık ve yılgınlık duygusu oluşturup, vatandaşın devlete olan güvenini sarsmayı ve kaos ortamı oluşturmayı hedeflediği” gözlemlenmiştir.

Çoğu terör örgütlerinin arkasında ne yazık ki değişik emperyalist devletlerin olduğu açıktır. Kendi menfaatleri uğruna başka milletlerin kanını dökmekten çekinmeyen Emperyalist devletler bazen diğer devletlere isteklerini açık biçimde kabul ettiremeyince bunu örtülü olarak kurup destekledikleri terör örgütleri vasıtasıyla yapmışlardır. Bu tür terör örgütlerine kaynağı ise uyuşturucu, insan ve silah kaçakçılığı, tehdit, şantaj, haraç, gasp, soygun ve adam kaçırma gibi faaliyetlerden oluşmuştur.

Aslında meydana geliş biçimleri ve yaptıkları etkilerden dolayı terör ve terörizmin tanımı ve kapsamı konusunda uluslararası bir fikir birliği bulunmamaktadır. Çünkü terörü destekleyenlerin her biri yapacakları tarifleri de kendi menfaatleri doğrultusunda yapmaktadırlar. Bundan dolayı bazı terör örgütleri, kendi insanlık dışı eylemlerini özgürlük mücadelesi olarak tanımlarken, bazı devletler veya uluslararası kuruluşlar bunları terör eylemleri olarak nitelendirmektedirler.

Yukarıda bahsedilen meseleden dolayı terör ve terörizm konularında çok değişik yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Neredeyse bütün devletler kendi menfaatleri doğrultusunda bir terör ve terörizm tanımı yapmışlar dersek herhalde mübalağa etmemiş oluruz.

Terör kavramı bizde de farklı biçimde tarifini bulmuştur. Mesela “Siyasi Terimler ve Örgütler Sözlüğü” içinde, “Kamu otoritesini veya toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan bütün şiddet hareketleri” olarak tarif edilmiştir.

Ülkemizde hala geçerli olan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1. Maddesinde de terör kavramının çerçevesi şöyle çizilmektedir:

“Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.”

Her ne kadar yukarıdaki tarifte cebir ve şiddet kullanarak denilse de bugün medya kanalıyla dezenformasyon yapılarak da kitleleri büyük zararlara uğratan terör eylemleri var olmuştur. Bu anlamda terörü sadece şiddete indirgemek onu tarif etmede yetersiz kalmaktadır. Bugün ekonomik, siyasi, dijital terör çeşitleri de en az şiddet kullanan terör kadar, hatta ondan kat kat fazla insanlar üzerinde menfi tesir bırakmaktadır.

Terör ve terörizmin temel amacı, terörü yapanlar tarafından savunulan bir davaya veya siyasal anlaşmazlığa dikkat çekilmesidir. Bu “dikkat çekme” bazen şiddet eylemleri neticesinde toplumda oluşturulan korku, şiddet ve dehşet havası ile sağlanırken bazen de medya vb. araçlar vasıtasıyla maniple edilerek sağlanmaktadır ki, günümüzde bu tür araçlar terör örgütleri tarafından daha çok ve sık kullanılmaktadır.

İnternet, sosyal medya, televizyon ve gazetelerin sağladığı imkânlardan yararlanan terör ve terörizm yanlıları, oluşturdukları korku ve dehşet ile toplumu istedikleri yöne doğru sevk etmeyi başarmaktadırlar. Bu tür baskılarla kitleleri kendi taraftarı yapmaya zorlamakta; örtülü olarak “Bizim tarafı tutmazsanız veya bizim fikirlerimizi desteklemezseniz size çok daha büyük korku ve şiddet yaşatırız.” Denilerek istedikleri hedefe ulaşmaya çalışmaktadırlar.

Terörü araç olarak kullananlar, bu açık veya örtülü korkutucu çağrılarla insanların özgürlüklerini ve iradelerini ellerinden almakta ve bu yolla kendi emellerine hizmet eder hale getirmektedirler. Yaptıkları en önemli tahribat ise toplum arasında ikilikler meydana getirerek çatışan grupları ve aralarında gruplaşmaları çoğaltmaktır. Hedefledikleri toplumda ne kadar çok gruplaşma meydana getirilerse hedeflerine ve amaçlarına o kadar büyük hızlı ulaşacaklarını var sayanlar toplumun birlik ve bütünlüğünü bozmaktan da asla çekinmemektedirler.

Terörizmin bazı güçler tarafından birtakım siyasi ve ekonomik çıkarlar sağlamanın da aracı olarak kullanıldığı dikkate alındığında amaç oldukça farklılaşmaktadır. Bu gibi durumlarda terörizmin amacı, bir kazanım elde etmek maksadıyla hedef alınan ülke ve toplumda belirli ortamların oluşmasına aracılık etmek ve toplumları manipülasyona hazır hale getirmektir.

Ülkemizin uzun yıllardır terör denen bela ile karşı karşıya bırakılmasının en önemli sebeplerinin başında stratejik bir öneme sahip ülke olmasından kaynaklanmaktadır. Bulunduğu coğrafyada çok stratejik bir konumda olan Türkiye’nin güçlenmesi terörü kullanan emperyalist ülkelerin işine gelmediği için ülkemiz her zaman ve devamlı sürecek olan bir terör sarmalı içine sürüklenmeye çalışılmıştır. Meseleye bu noktadan baktığımızda terörü araç olarak kullananların maksadının siyasi bir mücadele aracı olmaktan çıkıp, bir ülkenin bir başka ülkeyi zayıflatmak, istikrarsızlaştırmak ve hatta yıkmak için kullandığı bir araç haline geldiği görülmektedir.

Türkiye kurulduğundan beri etnik bir terörle karşı karşıya bırakılmış, özellikle 1960’lı yıllardan sonra da yüzüne din maskesi takılan farklı bir sofistike terör çeşidiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu tür terör eylemlerinin esas maksadı ülkemizi baş eğdirmek, kendi emperyalist emellerine hizmet eder hale getirmektir.

Emperyalist ülkeler terörden en çok zarar eden ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye’ye karşı uyguladıkları planlarda kullandıkları terör örgütleri oldukça fazladır. PKK ve FETÖ terör örgütleri yanı sıra birçok gizli ve açık terör örgütü kurarak maksatlarına ulaşmaya çalışmaktadırlar.

Örgütler, sistemli bir organize yapı içerisinde, aynı ideolojiyi benimseyen ve aynı hedefe yönelmiş kişilerden oluşur. Günümüzde terör örgütleri, çoğunlukla örgüt lideri ile ona bağlı üst düzey sorumlular ve daha alt düzeydeki bölge, il ve birim sorumlularından oluşmaktadır. Dini örgütlerin başında ise daha çok karizmatik kişiler yer alır ve FETÖ’de olduğu gibi bu kişiler kutsanarak eleştirilemez hale getirilir.

Terör örgütlerinin en önemli aracı şiddet kullanmaktır. Ancak günümüzde bazı örgütler şiddetin her zaman bir çözüm olamayacağını bildiklerinden onun yerine ekonomiyi, medyayı, dini, tarikat ve cemaatleri kullanmayı tercih etmişlerdir. PKK terör örgütü de son yaşanan gelişmelerde görüldüğü gibi silahlı şiddet eylemlerinin bir çözüm olamayacağını idrak etmiş ve artık mücadelenin demokratik yollarla devam edeceğini belirterek silah bırakma kararı almıştır. PKK gibi kanlı bir terör örgütünün sözünde durup durmayacağını bilmem ama bildiğim bir şey varsa artık silahlı eylemlerle Türkiye gibi bölgenin en güçlü ülkesine zarar veremeyeceğini anlayan aslında PKK’yı besleyen emperyalist devletler olmuştur.

Terör örgütleri ve terörizm her zaman var olacaktır. Bir ülke için önemli olan bunu en minimum seviyeye çekmektir. Ülkemizde süren 40 yıllık PKK terörü yapılan mücadele ile bitirilme noktasına getirilmiştir. PKK’nın silah bırakma eylemi de bu bitişin, bir çaresizliğin yansımasından başka bir şey değildir.

Ülkemizde terör eylemlerini yapan ve arkalarında emperyalist güçler olan değişik terör örgütleri mevcuttur. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ülkemize yönelik terör faaliyeti yapan örgütlerin listesi yayınlanmış ve milletin bunlara karşı uyanık olması istenmiştir.

Kürdistan İşçi Partisi (PKK ve PYD, YPG, PJAK vb. bütün türevlerini bu çerçevede sayabiliriz.)

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)

Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C)

Maoist Komünist Partisi (MKP)

Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML)

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP)

Kürdistan Devrim Partisi (PŞK)

Kürdistan Demokrat Partisi/Kuzey (PDK/Bakur)

Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK)

Hizbullah

Hilafet Devleti (HD)

Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C)

Tevhid Selam (Kudüs Ordusu)

El-Kaide Terör Örgütü Türkiye Yapılanması

Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD/DAEŞ)

Yukarıda isimleri yazılan terör örgütlerinin faaliyet alanlarının başında siyaset gelmektedir. Demokratik ortamdan istifade ile siyasi parti kurarak veya mevcut siyasi partilere ve bu partilerin gençlik kolları arasına sızmak suretiyle illegal faaliyet yürütmektedirler. Bugün PKK açık biçimde siyasi yapılanma içine girerken FETÖ gibi takiyeyi ilke edinen örgüt ise hemen her partiye sızarak faaliyet alanını genişletmiştir.

Terör örgütlerinin kullandığı diğer bir alan ise işçi ve memur sendikalarıdır. Buralara soktukları militanları ile işçi ve memurları kendiideolojileri doğrultusunda kullanmaktadırlar.

Terör örgütlerinin kullandığı diğer bir alan ise sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflardır. Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen terör örgütleri yasal alanda buldukları boşluklardan yararlanarak, kendilerini kamufle etmek amacıyla vakıf ve dernek kurmakta ve bu gibi sivil toplum kuruluşlarını terörist eylemlerine alet etmektedirler.

Terör örgütlerinin en çok kullandığı alanlardan biri de eğitim kurumlarıdır. Terör örgütleri lise ve üniversite gençliği arasına sızarak kendilerine eleman devşirmekte ve terör eylemlerinde kullanmaktadır. PKK ve FETÖ gibi örgütlerin militan devşirme yerleri genellikle bir türlü kapatılamayan dershaneler, liseler ve üniversiteler olmuştur.

Terör örgütlerinin sıkça kullandığı alanlardan biri de dini yapılanmalar, cemaat ve tarikatlardır. PKK gibi Marksist Leninist bir örgüt bile dini kullanmak için çalışmalar yapmış ve bu alanda elemanlar, hocalar yetiştirmiştir. FETÖ ise dini alanı kullanan en önemli terör örgütü olmuş, özellikle Diyanet içinde çok köklü bir yapılanma ile milletimizi din maskesi ile kandırmayı başarmıştır. Bugün bile FETÖ’nün en derin yapılanması ne yazık ki Diyanet teşkilatı, cemaat ve tarikatlardadır.

Dünyada faaliyet gösteren terör örgütlerini bazı ortak özellikleri vardır. Bunların başında her terör örgütünün bir ideolojiye sahip olması gelmektedir. Bütün terör örgütleri değişik gerekçelere sığınarak yaptıkları eylemlerini halka meşru gösterecek bir mazerete sığınırlar ve buna göre bir hikaye yazarlar. Bu hikayede özellikle ezilen halklara, iktidarlar tarafından dışlanan kitlelere gelecekte iyi bir hayat düzeni ve refah bir gelecek vadederler.

Bütün terör faaliyetleri istisnasız değişik devletler tarafından açık veya üstü örtülü olarak desteklenir. Bu anlamda terör eylemleri uluslararası siyasetinde bir parçası sayılmıştır. 40 senedir süren PKK terörünün arkasında ne yazık ki sözde müttefikimiz ABD, İngiltere, Almanya, Rusya. İsrail vb. devletler vardır. FETÖ denen iblisi yapılanmanın arkasında da yine saydığımız ülkelerle birlikte destek veren devlet sayısı yüzü geçmektedir. Aksi halde bu tür terör örgütlerinin uzun zaman ayakta kalmaları mümkün değildir.

Terör örgütlerini en çok kullandıkları araçlardan biri de propagandadır. Terör örgütleri için propaganda olmazsa olmaz ilkelerdendir. Zaten terör de bir çeşit propaganda malzemesidir.

Terör örgütlerinin mali yapılanmalarının ardında da yine maalesef emperyalist ülkelerin istihbarat örgütleri vardır ve terör örgütlerine yaptıkları yardımların kaynağı da uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı, kara para ve benzeri gayrimeşru alanlardır.

Terör örgütleri kendilerini haklı çıkarmak için kavramlarının içini de istedikleri şekilde doldurur ve bunun tanıtımını en yüksek seviyede yapar. Genellikle siyasi bir amaca dayanan terör örgütleri ideolojik motivasyonlarla ayakta kalmaya çalışır. Bu sebeple militanlarını motive etmek için en yüksek seviyeden yalan söylemeyi de asla ihmal etmezler. Terör örgütleri siyasi eğitim adını verdikleri faaliyetlerin amacı, örgütün dayandığı temel ideolojiyi örgüt mensuplarına benimsetmek ve örgütün hedefleri doğrultusunda yönlendirmektir.

Terörle ilgili değerlendirme yapan uzmanlar terörün sonsuz olduğunu söylerler. Sonsuz terör aynı zamanda sonsuz şekilde terör eylemlerini bitirmek için yapılacak çözümlerin de var olduğunu gösterir.

Ülkemizde var olan başta PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini bitirmenin en önemli yolu devletimizin güçlü olmasından geçer. Ekonomik, siyasi ve sosyal açılardan istikrarlı ve kuvvetli devletler her türlü terör örgütleriyle rahatlıkla baş edebilir. Bugün ülkemizde terör eylemlerinin az olması terör örgütlerinin azlığından değil, ülkemizin gücünden kaynaklanmaktadır.

Emperyalist devletler tarafından beslenen terör örgütleri terörü doğuran siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki vb. sebeplerin ortadan kaldırılmasıyla kendiliğinden yok olur. Bir ülkede terör devam ediyorsa bu alanlarda boşluk var demektir.

PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin bitmesi için devletimizin attığı adımların daha sistematik olması terörün en kısa zamanda bitmesini getirir. Aksi halde alınacak tedbirlerdeki aksaklıklar terör örgütlerine alan açar ve ülkemizin kalkınma ve gelişme için harcayacağı kaynaklar yıllardır olduğu gibi terörle mücadeleye gider. Bu da halkımızın fakirleşmesini, ekonomik istikrarsızlığı, siyasi çalkantıları meydana getirir ki bütün bunlar bir devlet için en büyük tehlikelerdir.

Devletimizin “Terörsüz Türkiye” girişimi yukarıda anlatmaya çalıştığım açıklamalar doğrultusunda devam ederse başarıya ulaşmaması mümkün değildir. Aksi halde PKK, FETÖ ve terör örgütleri her zaman ülkemizin başına bela olmaya devam eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Selim Çoraklı Arşivi

Dikkat! FETÖ asla uyumuyor!

27 Mayıs 2025 Salı 20:52