
İsmail Türk
Geçmişte Kalan Siyaset, Geleceğe Yön Veremez
Siyaset, toplumların bugünkü ihtiyaçlarına çözüm üretme sanatıdır. Ne var ki bazı siyasetçiler, güncel sorunlara cevap vermek yerine, kendilerini geçmişin hikâyelerine ve kişisel hatıralarına hapsetmeyi tercih ediyor. Bu yaklaşım, bir milletin geleceğine değil, sadece geçmişin nostaljisine hizmet eder. Hatıralar değerlidir; ama siyaset, hatıraya değil, çözüm üretmeye mecburdur.
Bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlar – yapay zekâdan iklim krizine, ekonomik dönüşümden toplumsal eşitsizliklere – dünü anlatan cümlelerle açıklanamaz. 1980’lerin, 90’ların dünyasında yaşanan olaylar, bugünün dijitalleşmiş, hızla değişen küresel düzeninde sadece tarihsel referans olabilir. Ancak bazı siyasetçiler, bir zamanlar hangi bedelleri ödediklerini, nasıl mücadele verdiklerini, hangi “efsanevi” liderle aynı karede göründüklerini anlatmakla yetiniyor. Ne var ki toplum, artık geçmişte yaşanmış mücadelelerin romantik anlatısını değil, geleceğe dair net yol haritalarını talep ediyor.
Bu tür siyasetçilerin konuşmalarına kulak verdiğinizde, geçmiş başarıların gölgesinde kalmış, bugünü yakalamaktan çok uzak bir retorik duyarsınız. Oysa siyaset, geçmişe methiyeler düzme sanatı değil; değişen dünyayı doğru okuyup, halkı bu değişime hazırlama becerisidir. Bugünün siyasetçisi, geçmişten ders almalı ama geçmişte yaşamamalıdır.
Üstelik hatıraya dayalı siyaset, toplumda kutuplaşmayı da derinleştirir. Çünkü geçmiş, herkes için aynı şekilde hatırlanmaz. Her kuşak, her kesim, o hatıralarda başka bir hikâye görür. Siyaseti ortak geleceğe yönlendirmek yerine, eski kırgınlıkların ve kahramanlıkların tekrarına dönüştürmek, halkı ortak bir hedefte buluşturmak yerine ayrıştırır.
Gençler, çocukluklarına dair nostalji anlatılarıyla değil; barınma, eğitim, istihdam ve özgürlük gibi somut taleplerle ilgileniyor. Siyaset, geçmişi kutsallaştıran bir müze değil; bugünü yöneten, yarını inşa eden bir sahadır. Bir siyasetçinin geçmişte ne yaptığı değil, bugün ne yapabildiği ve yarına ne vizyon koyduğu belirleyicidir.
Hatıraların gölgesinden çıkamayan liderler, geleceğe yön veremez. Hikâyelerle oy alınabilir belki; ama hikâyelerle gelecek kurulmaz. Türkiye’nin ihtiyacı olan, dünü tekrar eden değil, yarını inşa eden bir siyaset anlayışıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.