Yeşil vatanı yakanlar ocağınız batsın

1994’ün Temmuz’unda Çanakkale’de çıkan büyük yangında şehitlikler de yanmıştı. O yıl, henüz 6 ve 10 yaşlarındaki evlatlarımızı şehitliğe götürmüştük. O acıyı görsünler, yüreklerine nakşetsinler istemiştik. Hafızamda en derin iz bırakan yangındı o…

Ama canımızı en çok yakan ise, 2025’in Temmuz’unda başlayan, neredeyse bütün Türkiye’yi etkileyendir… Zira yığınla vicdan dışılıklar, bunca tesadüf olamaz diyor.

Duyarsızlık:

Vatanımız yanıyor ama bazıları, “bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya” modunda. Sanki, bir zincir olan ekosistemde halkalardan sadece birinin kopmasının getireceği kıyametten hiç etkilenmeyecekmiş gibi…

Cevap bekleyen sorular var. “Yangınların ne kadarı insan kaynaklıdır?“Hangi önlemlerle yangınlar asgariye çekilebilir?”

Prof. Dr. İbrahim Ortaş, yangınlarda insan etkisinin %95’e varabildiğini söylüyor. Vahim bir durum. Nitekim, Bursa’nın Harmancık ilçesindeki yangında videolarla hainlik ve insafsızlık belgelendi…

Yetmezmiş gibi, gönüllü bekçilerimiz, orman köylüleri de eriyor. İster geçim sıkıntısı nedeniyle isterse taşımalı eğitimle olsun, köyler zaten boşalmıştı. Muhtemelen yangınlar sonrası dönülmeyecek evlerin sayısı artacaktır. Tedbir şart…

Kontrollü otlatmanın faydaları bilinmesine rağmen, özellikle keçilerin ağaçlara zarar verdiği gerekçesiyle hayvancılığın kısıtlanması da bir sebep sonuçtur. Bilinmelidir ki keçi olan yerde çoban olur, çoban var ise sabotaj engellenir.

Bir diğer açmaz, sahil boylarındaki nüfus patlaması… İçgöçle bölgeyi terk edenler toprakla gönül bağı olanlar iken yeni yerleşiklerin önemli kısmının rantla duygusal bağı bir çelişki olsa gerek.

Yanan sadece ağaç mı?

Keşke(!)… Kuşlar, yaban ve evcil hayvanlar, bitki tozlaşmasının bağlacı arılar, börtü-böcek yanıyor. Toprak, bitki besin elementleri, dünya çam balı üretiminin yüzde 90’dan fazlasını karşılayan bölge ormanlarımız yanıyor, velhasıl bağrımız yanıyor…

Tedbirler Silsilesi:

Güçlü ve caydırıcı kanunlarla yasaklar getirilmelidir. Hangi gerekçeyle olursa olsun, yanan orman alanının 1 metrekaresine bile yine hangi gerekçeyle olursa olsun ağaçtan başka bir şey dikilemez, rant amaçlı tek 1 çivi bile çakılamaz demek ve uygulamak çok mu zor?

Piknikte mangal ve sonrası temizlik anlayışı, terk edilen şişeler ve kırıkları, sigara izmariti, hangisini sayalım? Sonuçta gelip iş insana dayanıyor. Orman yangınında dahli olanlara, yasaklara uymayanlara akıllarını başından alacak cezalar verilsin, bakalım neler oluyor…

Telafisi Yıllar Alır

Doğanın her zaman kendini koruma mekanizmaları olsa da ekosistemin tekrar oluşumu yıllar alacaktır. Bazen yeni fidanlar dikmek de çare değildir. Gelibolu Şehitliğindeki ağaçlandırmada, taze fidanların bölgeye uyumsuzluğu görülmüştü. Bütün bunlar, konu uzmanlarınca liyakat-ehliyet-meşveret ekseninde yürütülmelidir ve ders çıkarılmalıdır.

Maalesef devlet bazen hatalar yapabiliyor. Örneğin, adam yokmuş gibi, Türkiye’nin buğday politikaları bırakalım tarım eğitimi almayı, sapı tarlada samanı harmanda bile görmeyen kişilere emanet edilmişti…

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun, “Yeşil Vatan” için canhıraş mücadele verenlere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Koca Arşivi

Ee ne olacak şimdi?

23 Temmuz 2025 Çarşamba 14:42

Balta’nın sapı bizden

22 Haziran 2025 Pazar 22:18

İran Biat Şah ve Mat

17 Haziran 2025 Salı 12:43

El-Hakk

30 Mayıs 2025 Cuma 19:18

Ağlamak ister misiniz?

20 Mayıs 2025 Salı 17:39