Serpil Güleçyüz

Serpil Güleçyüz

Eğitim mi? Cehalet mi?

Benjamin Franklin, "Eğer eğitimi zorlayıcı, yorucu ve pahalı buluyorsanız, bir de cehaleti deneyin" der.

Eğitim çoğu zaman uzun, zahmetli ve masraflı bir süreçtir. Öğrenciler için ödevler, sınavlar, sabah erken kalkmak; aileler için maddi fedakârlıklar ve uzun yıllar süren destek… Gerçekten yorucudur. Ancak eğitimin zahmeti, cehaletin bedeliyle karşılaştırıldığında çok daha katlanılabilir hâle gelir. Cehalet, çok daha ağır ve kalıcı bir yüktür.

Hiç kuşkusuz, eğitim kolay bir süreç değildir.

Emek ister.

Zaman ister.

Sabır ister.

Üstelik kaliteli eğitim, kaynaklara ihtiyaç duyar: öğretmenler, kitaplar, okullar, teknolojik araçlar... Üniversite harçları, stres ve sınav baskısı da cabası. Bu da eğitim sistemini birey ve toplum için pahalı hâle getirebilir.

Cehalet sadece bilgi eksikliği değildir; aynı zamanda eleştirel düşünememe, sorgulamama, kolay yönlendirilme ve hata tekrarlarını da beraberinde getirir. Cehalet, bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirememesi anlamına gelir.

Toplum ölçeğinde ise yoksulluk, eşitsizlik, şiddet ve gerilik gibi sonuçlara yol açar.

Cahil toplumlar, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip edemez. Demokratik haklarını kullanmakta zorlanır, dogmalara daha kolay teslim olur. Ekonomik ve kültürel olarak dışa bağımlı hâle gelir.

Toplumsal eşitsizlik derinleşir, sınıf farklılıkları keskinleşir, dogmatik inançlar artar, eleştirel düşünce bastırılır; demokrasi zayıflar, bilinçli seçmen sayısı azalır.

Paulo Freire'nin dediği gibi: "Cehalet sadece bilmemek değil; başkalarının seni yönetmesine izin vermektir."

Tarihte birçok toplum, eğitime yeterince önem vermediği için büyük bedeller ödemiştir. 19. yüzyılda sanayi devrimini kaçıran Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü, eğitimdeki geri kalmışlığın bir sonucudur. Öte yandan aynı dönemde Avrupa ülkeleri, eğitime yaptıkları yatırımlarla ekonomik ve siyasi güç kazanmıştır.

Bugün gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen eğitim harcaması oldukça yüksekken, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde bu oran düşüktür.

Bu fark, sadece eğitimde değil, yaşam kalitesinde de kendini gösterir.

Birey olarak eğitimsiz kalmak, sadece diplomaya sahip olmamak anlamına gelmez. Cehalet, kişinin hayatında yanlış kararlar alma riskini artırır: sahte bilgilere inanmak, aldatılmak, fırsatları görememek gibi...

Eğitimli bireyler sadece daha fazla bilgiye sahip değildir; aynı zamanda daha eleştirel, daha bilinçli, daha sorumlu bireylerdir.

Hangi Zorluk Daha Katlanılır?

Eğitim evet, zaman alır. Zorlayıcıdır. Sabır ve kaynak ister. Ama cehalet çok daha ağır sonuçlar doğurur: hem bireysel hem toplumsal düzeyde. Eğitimin maliyeti bugündür; cehaletin maliyeti ise gelecektir. Bu nedenle, zor da olsa eğitime sarılın; çünkü cehaletin faturası çok daha ağırdır.

Eğitime yapılan yatırım, sadece bireyin değil; bir ülkenin de kaderini belirler.

Yazıya Benjamin Franklin’in bir sözüyle başladık, yine onun sözüyle bitirelim:

Bugün okumayan çocuklar, yarının susturulmuş yetişkinleridir

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serpil Güleçyüz Arşivi

Neden başarılı olamıyoruz?

26 Mayıs 2025 Pazartesi 09:23

Barışa evet, ya bizim acılarımız

14 Mayıs 2025 Çarşamba 10:14