Serpil Güleçyüz

Serpil Güleçyüz

Alevler arasında kalan vicdanımız

Her yaz olduğu gibi, bu yaz da ormanlarımız yandı.

Ağaçlar kavruldu, hayvanlar can verdi, toprak küle döndü.

Ama bu yıl başka bir acıyla daha yandık. Çünkü bu defa sadece ormanlar değil, insanlar da yandı…

11 kişi; başka hayatlar yanmasın, doğa yok olmasın diye canlarını verdi.

Genç işçiler, gönüllü kurtarıcılar, bir hafta önce evlenmiş bir delikanlı, yıllardır bu topraklara nefes olan emekçiler...

Adlarını tek tek öğrendik: Tolunay, Eyüp, Sercan, Alperen...

11 can.

Hepsi farklı şehirlerden, farklı hikâyelerden geldiler.

11 ayrı hayat, 11 ayrı umut.

Ama bir ortak noktaları vardı: Bu ülkeye, doğaya, hayata ve gelecek nesillere karşı duydukları sorumluluk.

Peki biz, bu ölümlere yine “takdiri ilahi” mi diyeceğiz?

Eğitim almadan sahaya sürülen geçici işçiler...

Yetersiz yönlendirme, kopuk haberleşme, müdahalede zaman kaybı ve en acısı: planlama eksikliği.

Tehlikeli ve bir o kadar da riskli bir görevi üstlenen orman işçisinin, yangına karşı sadece kazma kürekle mücadele etmesi akla sığar mı?

Gönüllü AKUT ekibinin, yoğun duman içinde yeterli koruyucu ekipman olmadan yangın bölgesine girmesi…

Bu ihmal değilse nedir?

Yanan sadece ormanlar değil; gereken önlemleri almayan bir sistemin vicdanıdır.

Neden her yaz aynı senaryoyu yaşıyoruz?

Bunun hâlâ bir açıklaması var mı?

Bu ülke daha kaç evladını alevlere kurban vermeli?

Önlenebilir bir felaketi biz görmezden geldikçe, hesap sormadıkça , sorumlular hesap vermedikçe bu tablo değişmeyecek.

Evet, yangınların çıkması belki kaçınılmaz.

Ama insanların ölmesi değil.

Dün Tolunay’ın düğün fotoğrafına baktım.

Henüz kurumamış çiçeklerle dolu bir gelinlik… Gülümseyen genç bir yüz…

O kare artık sadece bir hüzün değil; hepimize yöneltilmiş sessiz bir çığlık:

“Böyle mi olmalıydı?”

Ve biz, yine başımızı eğip susuyoruz.

Artık susmayalım.

Çünkü her susuş, bir sonraki yangında bir başka Tolunay’ı alevlere atmaktır.

11 can...

11 umut...

Bir orman yangınında, bu ülkenin vicdanında yanıp gittiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serpil Güleçyüz Arşivi

Görmek mi? Sadece bakmak mı?

21 Temmuz 2025 Pazartesi 12:25

Gazeteci olmak, cesaretin adı

13 Temmuz 2025 Pazar 02:49

Giden 12 canımızın ardından

08 Temmuz 2025 Salı 19:33

Haksızlığa Uğramak Mazeret Olabilir mi?

05 Temmuz 2025 Cumartesi 02:25

Eğitim mi? Cehalet mi?

12 Haziran 2025 Perşembe 02:38

Neden başarılı olamıyoruz?

26 Mayıs 2025 Pazartesi 09:23

Barışa evet, ya bizim acılarımız

14 Mayıs 2025 Çarşamba 10:14