Eserleriyle dünyaya örnek olan Osmanlı'nın baş mimarı Mimar Sinan, binlarce binanın yıkıldığı Kahramanmaraş depremiyle yeniden gündeme geldi. Yaklaşık 500 yıllık tarihiyle örnek gösterilen Süleymaniye Camii'nde uyguladığı tekniklerle büyük depremlerin yaşandığı Japonya'ya da örnek olan Mimar Sinan'ın kalfalık eserinin ayrıntıları sosyal medyada defalarca paylaşıldı. 

Kahramanmaraş depremiyle aralarında yeni yapılmış binaların da olduğu binlerce yapının yıkılması, bina güvenliğini bir kere daha gündeme getirdi. Binaların depremden hasarsız kurturlaması için son yıllarda kullanılan sismik izolasyon tekniği önem kazanırken, Mimar Sinan'ın yüzyıllara meydan okuyan örnek eserlerinin sırrı da araştırılmaya başladı. Peki, Mimar Sinan'ın bugünün teknolojisine sahip olmamasına rağmen deprem sonrasında sapasağlam duran eserlerinin sırrı neydi?

SÜLEYMANİYE CAMİİ 89 DEPREMDEN HASARSIZ ÇIKTI

Mimar Sinan, 16. yüzyılda yaşamış ve 400'e yakın eser inşa etmiştir. Bu eserlerinden en aşina olduğumuz ise İstanbul'da bulunan Süleymaniye Camii'dir. Mimar Sinan'ın inşa tekniklerinin sırları günümüzde hala çözülmeye çalışılıyor. Özellikle Süleymaniye Camii'nin bu kadar büyük olmasına rağmen yüzyıllardır hiçbir zarar görmemesi şu günlerde herkesin merakını celbetti. Süleymaniye Camii'nde yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda Mimar Sinan'ın inşa sırasında ehemmiyet verdiği bazı noktalar fark edildi.

İnşaatına 1549 yılında başlanan Süleymaniye Camii büyük ve ihtişamlı yapısına rağmen yüzyıllara meydan okudu. Bugüne kadar geçirdiği toplamda 89 tane depremden hiç hasarsız çıktığı biliniyor. 
Süleymaniye Camii 5 asırdır 15 tanesi 5.5 büyüklüğünün üzerinde toplam 89 depremden hiç zarar görmemiş ve sadece 4 kez restore edilmiştir. Mimar Sinan bu eserinin inşaatına ilk olarak sağlam bir temel atarak başlamıştır. Sadece temelin oturtulmasının 1.5 yıl sürdüğü bilinmektedir. Toplam inşa süresi ise 7 yıldır. Süleymaniye Camii zemininin en altında kayalıklar olduğu bilinmektedir. Sinan ilk iş olarak toprak zemini kaldırmış ve kayalara ulaşmıştır. Daha sonra 30 bine yakın kazık çaktırmış ve üzerine tonlarca ağırlıkta bloklar koydurmuştur.

Evliya Çelebi Süleymaniye Camii'nin 3 sene boyunca toprak üzerine çıkmadığını yazar. Mimar Sinan bunun nedeni padişaha bile açıklamaz.

Mimar Sinan bunun sırrını açıklamasa da bugün bunun sebebinin zeminin daha iyi sıkışması olduğu bilinmektedir. Yani Mimar Sinan 2 yıl boyunca zeminin yük taşır hale gelmesi ve daha iyi sıkışması için beklemiştir. Bu tekniğe 'kazık temel tekniği' adı verilmektedir. Mimar Sinan'ın yüzyıllar önce uyguladığı bu teknik dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli olan Burj el-Arab'ın inşaatında da kullanılmıştır. 

Bu teknikte inşaat sırasında öncelikle beton kazıklar dikilir. Daha sonra bu zemine bir süre boyunca farklı tonlarda basınçlar uygulanır ve zeminin sıkılaşması sağlanır. Bu teknik aynı zamanda bataklık zemin üzerine inşa edilen Büyükçekmece köprüsünde de uygulanmıştır.

Zemin yeterince sıkıştıktan sonra sağlam bir temel atılmaya başlanır. Yapılan temelde uygulanan teknik, bir deprem anında binanın alacağı zararı en aza indirir.

Mimar Sinan yapının temelini bi piramit şeklinde tasarlar. Öncelikle oldukça geniş bir harç tabakası uygulanır. Daha sonra bu zemine ızgaralar yerleştirilir. Ardından zemin duvarının inşası başlar. Burada zemin piramit şeklinde tasarlanmıştır. Böylece deprem anında bina direncini temelden gösterir. Temel deprem anında adeta bir hacıyatmaz gibi davranır. 

Mimar Sinan ayrıca yağmur ve yer altı sularının temeli çürütmesi ihtimaline karşı da önlem almıştır. Sinan, binanın temelinin bugün bile kuru kalması için temele dehlizler inşa etmiştir. Böylece yağmur ve yer altı sularının Haliç'e transferi sağlanır.

Süleymaniye Camii'nin ve Mimar Sinan'ın diğer eserlerinin bu denli sağlam olmasının diğer bir sırrı ise Mimar Sinan'ın geliştirmiş olduğu harçtır.

O zamanların mimarisinde dolgu malzemesi olarak Horasan harcı kullanılmaktaydı. Mimar Sinan bu harcın içerisine ilaveler yaparak çok daha sağlam bir harç olmasını sağladı. Sinan harcın içerisine yumurta beyazı, peynir ve soğan gibi malzemeler ekledi. Bunun sebebi ise harcın protein ve kükürt açısından zenginleştirilmesini sağlamaktı. Böylece Sinan'ın hazırlamış olduğu harç, normal Horasan harcından 2 kat daha sağlam bir hale geldi. Ayrıca eserlerin daha esnek olmasını ve depremde zarar görmemesini sağladı. 

Mimar Sinan'ın bu denli büyük ve sağlam bir yapı inşa ederken dikkat ettiği diğer bir konuda statik oldu. Yapının oluşturduğu on binlerce ton ağırlık, yapının duvar ve sütunlarına eşit bir miktarda dağıtıldı. Süleymaniye Camii'nin en dikkat çekici tarafı ise büyük kubbesidir. Sinan, bu kadar büyük bir kubbenin inşası sırasında ileri matematikten yararlanmıştır. Statik yük, pencere sayısı, kubbe yüksekliği, kubbe ağırlığı, duvar kalınlığı gibi 13 farklı denklem bir arada hesaplanmıştır.

Süleymaniye Cami'nin 17 Ağustos 1999 depreminden tam 7 kat büyüklüğündeki bir depremden sonra bile yıkılmayacağı düşünülmektedir.

17 Ağustos 1999 depremi, tarihimizde büyük bir yara açtı. 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler de hiçbir ilerleme kaydedilmediğinin acı bir göstergesi oldu. Yapılan simülatör deneylerinde ise Süleymaniye Camii'nin 1999 depremi büyüklüğünden tam 7 kat büyüklüğündeki bir depremden bile sağlam çıkabileceğini gösterdi. Bunu sağlayan şey ise binanın sadece büyüklüğü değil aynı zamanda esnek olmasıdır.

Mimar Sinan klasik taş örgüsünü geliştirmiş ve taşların bierleşen yüzeylerine delikler açarak tel monte etmiştir. Bu teknoloji bugün Japonya tarafından kullanılmaktadır.

Taşlar arasından geçirilen teller kurşunla sabitlenmiştir. Bu tekniğe 'elastik eklem teknolojisi' adı verilmektedir. Günümüz teknolojisinden 500 yıl önce geliştirilen bu teknik bugün Japonya'da kullanılmaktadır. Bu teknik sayesinde depremin oluşturduğu sarsıntı hareketli eklemler tarafından emilir.

Mimar Sinan 'deprem terazileri' ile binanın temelinde bir problem olup olmadığını anlamak için bir yöntem geliştirir.

Mimar Sinan, Beyazıt Camii'ne resimde görmüş olduğunuz iki adet silindir şeklindeki yapıyı ekler. Bu silindirler normal koşullarda dönebilmektedir. Ancak bir deprem sonrasında binanın temelinde bir sıkıntı meydana gelirse bu deprem terazileri dönmeyecektir. Böylece binanın temelindeki sıkıntılar da öğrenilmiş olur. 

Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camii'ni bitirdikten sonra padişah ile konuştuğunda 'Öyle bir camii yaptım ki insanlar zarar vermezse kıyamete kadar ayakta durur.' dediği rivayet edilmektedir. Teknolojinin bu denli geliştiği günümüzde bile yapılan yeni binaların yıkılması, on binlerce vatandaşımızı kaybetmemiz ise içler acısı bir durumdur. Geçmişimizden ve bugünün teknolojisinden çıkarmamız gereken çok fazla ders vardır...

Mimar Sinan klasik taş örgüsünü geliştirmiş ve taşların bierleşen yüzeylerine delikler açarak tel monte etmiştir. Bu teknoloji bugün Japonya tarafından kullanılmaktadır.

Mimar Sinan 'deprem terazileri' ile binanın temelinde bir problem olup olmadığını anlamak için bir yöntem geliştirir.

Son dakika: Süleymaniye Camii Nerede, Nasıl Gidilir? Süleymaniye Camii  Hakkında Bilinmesi Gerekenler - Seyahat Haberleri

Editör: Yadigar Hanım