II. Friedrich 1712- 1786 yılların da yaşar.

1740 tarihinde Krallık tahtına geçer .

Kral Berlin'in güney batısından 35 km uzakta Postdam'da büyük bir park yaptırmak ister.

Büyüklüğü idrak etmek için 29 bin dönüm veyahut 400 futbol sahası ve içerisinde 70 km'lik yürüyüş yollarının olduğu devasa bir alan.

Bugün bu park ve Sanssouci sarayı UNESCO Dünya mirasları koruma içerisinde.

II.Friedrich'in şarap yapmak için üzüm bağlarının bulunduğu, av alanı olarak kullandığı, yaz ayları ailesi, misafirlerini ağırladığı görkemli saraylar, av sonrası eğlence, konaklama yerlerinin olduğu.

Devasa bölgeye kısmen yarı orman olan büyük bir yeşil park alanı yapmak ister.

18.yüz yıl ortalarında 16.000 nüfuslu Potsdam şehrinde 21 tane değirmen bulunmaktadır.

Değirmenci Johann Wilhelm Graevenitz ailesinin de burada bir kaç nesil işlettikleri bir değirmen vardır.

Mütevazi orta ölçekli bir aile işletmesi olan değirmencinin, değirmeni II.Friedrich'in planladığı parkın içinde kalır.

Talimatlar verilir şehirin hemen bitişiğinde olan araziler kamusal alan ilan edilir istimlak edilir.

Birçok köyler para karşılığı satın alınır veyahut başka bölgelere daha geniş verimli arazilere yerleştirilir.

Köylüler direnir, köylerini terk etmeyeceklerini açıklasalar da korku, para, krala yalakalık köyleri boşaltırlar.

Kralın adamları nihayet değirmenci ailenin de kapısını çalarlar ve kral Friedrich'in emri üzerine geldiklerini değirmenin boşaltmasını, terk etmesini söylerler.

Değirmenci “biz yıllarca geçimimizi bu değirmenden sağlıyoruz. Değirmeni terk edemeyiz vermeyiz” diyor. “Biz nesillerdir burada hizmet veriyoruz, bu çevrenin bütün mahsulü bizim elimizden geçiyor un yapıyoruz, buğday alıp satıyoruz, ekmek yapıyoruz” diye ekliyor.

Bunun üzerine Kralın adamları askerler ile dönüyorlar saraya.

Durumu saraya anlatıyorlar;

Değirmencinin birçok tekliflerini ret ettiğini. Kesinlikle kararlı olduğunu anlatıyorlar.

Saray öfkeleniyor daha güçlü bir kolluk kuvveti ile doğru değirmencinin yanına.

Değirmenciye büyük para teklifleri, başka kasabada daha büyük değirmen yapma teklifi saray tarafından öneriliyor.

Fakat değirmenci duruşunu koruyor ve buranın onlar için dedelerinden miras olduğu buranın maddi değeri dışında manevi değeri olduğunu ısrarla söylüyor.

Kral bu teklifleri kabul etmeyen, küçük gördüğü, zavallı köylüye bu sefer güç gösterisi yapıyor.

Ve yanında askerleri ima ederek “Bak değirmenci bana zorluk çıkarma, görüyorsun istersem malına mülkünü para vermeden elinden alırım senide hapse attırırım” deyince.

Değirmencinin şu ifadesi hukuk, adalet tarihine efsane olarak geçer.

Der ki “Doğru haklısın paran var, siyasi gücün var, askeri gücün var. Fakat unutma ki, Berlin'de de hakkı, hukuku, adaleti, savunacak hakim ve savcılar” var diye cevap verince.

Değirmencinin bu cevabı çok hoşuna gider, kendi tebaasındaki köylünün hak arayışı karşısından mutmain, memnun olan kral Friedrich.

Değirmenciye daha ihtişamlı değirmen yaptırır, onunla hem komşu, hem de iyi bir dost olurlar.

Bu iki insanı saray kralı ve köylüyü, dost yapan, komşu yapan sosyal statü, güç, acizlik değil sadece ve sadece ADALET duygusudur.

Kalın sağlıcakla