Altılı masa çok önemli çalışmalara imza attı. Büyük emekler verilerek seçim sonrasının projeleri hazırlandı. Uyum içinde bir çalışma sergilenerek topluma umut aşılandı.

Artık herkes bu düzenin değişeceğine inanıyordu. Özellikle depremden sonra iktidarın hiç bir umudu kalmamış, depremde  on binlerce insanla beraber -iktidar da- enkaz altında kalmıştı. Cumhur İttifakının tek umudu masanın parçalanmasıydı. Bunun için birçok teşebbüste bulunuldu,hamleler yapıldı, ancak liderlerin feraseti bu çabaları sonuçsuz bıraktı.

Taa ki önceki güne kadar.

CB adaylığında İYİ Parti ile CHP arasındaki farklılaşma testinin kırılmasına neden oldu.

Bunun toplumda nasıl bir şok yarattığını anlatmaya gerek yok.İstifalar, eleştiriler, tenkitler bu kırılmanın toplumda nasıl algılandığını gösteriyor.İnsanlar umutlarının bir başka bahara kaldığını düşünmeye başladılar.Umudun yerini karamsarlık aldı.

Bundan sonra taraflar bir araya gelir mi, siyasette olmaz diye bir şey olmamasına rağmen bunun artık çok zor olduğunu düşünüyorum. Testi bir defa kırılmaya görsün, bir daha yapıştırmak kolay değil.

İYİ parti bu hamleyi 6 ay önce yapsa seçime kadar tabanını ve üzerine yapıştırılmak istenen HDP ile beraberlik iddiasından dolayı kendine mesafeli olan seçmen kitlelerini ikna edecek, bu haksız şaibeden kurtularak tabanını büyütecek zamanı bulabilirdi. Seçime iki ay var, bu süre zarfında hasar tespiti yapmak bile o kadar kolay değil.

Seçmen nezdinde bu ayrışmanın okunma biçimi partilerin oy oranını da etkileyecektir. İlk okuma bu ayrışmanın Erdoğan ve Cumhur İttifakına yaradığı yönündedir. Türk toplumu komplo teorilerine yatkın bir toplum. Bunun nedeni sık sık sosyal mühendislik projelerine muhatap olmasıdır.İYİ Partinin bir medyası yok, tersine CHP'nin küçümsenmeyecek bir medyası var.Günümüzde medya yoluyla hakikati tersyüz etmek, her türlü algıyı yaratmak  mümkün.Bu CHP'ye bu kopuşu istediği gibi takdim etme imkanı veriyor.

Çiller döneminde DYP'nin baraj altı olması ile birlikte merkez sağ çökmüştü. Son yirmi yılda Türkiye bir merkez partisine sahip olmamanın sıkıntısını çekti. Sayın Akşener'in hedefi milliyetçi, demokrat, uzlaştırıcı bir merkez sağ parti olmaktı. Bunda büyük mesafe de alındı. Ancak Millet ittifakını HDP ile ilişkilendiren propagandalar yüzünden kitlesini daha fazla büyütemedi. AKP ile bağları zayıflamış kitleler Akşener'in HDP'ye karşı açık tavrına rağmen-buğzu HDP'den dolayı-  İYİ Partiye yönelmediler. Doğrusu Millet İttifakının bazı bileşenleri de bu konuda hassas davranmadı. İktidarın masanın altında HDP var propagandasına çanak tuttular.

Bundan sonra ne olur? bana göre hiç bir şey eskisi gibi olmaz. İYİ Parti yine muhalefette kalır, bu ucube sistemi değiştirmek, arızalarından arındırılmış, parlamenter sisteme dönmek için çalışmaya devam eder. Çünkü muhalefet partilerinin seçmenlerinin  birinci önceliğini parti mensubiyeti değil,  bu sistemden ve Erdoğan'ın siyaset tarzından kurtulmak oluşturuyor. Beşli masa İYİ Partinin boşluğunu HDP ile doldurmak isteyebilir. Böyle bir durumda İYİ Partinin masadan ayrılması kar hanesine yazılır.

Diğer taraftan siyasette imkansız diye bir şey yoktur. Birbirleri aleyhine söylenmedik laf bırakmayan Bahçeli ve Erdoğan hiç bir şey olmamış gibi bir araya gelebildiler. Bahçeli, bugün işini gücünü bırakmış, Erdoğan'ın bir askeri gibi hareket ediyor. Taban baskısı ile taraflar yeniden bir araya gelebilirler. Çünkü  sert ifadelere rağmen henüz telafisi olmayan bir laf edilmedi.Herkes belli sınırlar içinde kalmaya dikkat etti.Temennim yirmi yıl sonra yeşeren umutların heba edilmemesi, Türkiye'nin bu yağma ve çapul düzeninden kurtulmasıdır.Onun için herkese büyük sorumluluk düşüyor.