Kadın doğurgandır. Dünyanın nesil üreten canlısıdır.

Kadınlar olmasa erkekler bir hiçtir.

Beşiği sallayan kadın, dünyayı da sallar. Gel gör ki İslam öncesi Türkler hariç kadın, hep ötelenmiş, örselenmiş, hizmetçi, erkeğin seks kölesi olarak görülmüştür.

Kısaca kadına bir bakarsak:

Ana başta taç imiş sözü, ne yazık ki yalnızca bir dilek. İslâm dünyasında kadının yeri; Arap kültürünün izin verdiği ölçüde olmuştur. Araplar ise kadına köle gözüyle bakmış ve bakmaktadır.

Bu durum, ne yazık ki Peygamber'den öncesi ile sonrası arasında da pek değişmemiştir. Sıradan ailelerde kadın daha aşağılarda iken, İslam'dan sonra iki kadın bir erkeğe eşit olmuştur.

Sakın ola ön yargı ile bana kızma, gerçekçi ol. İstersen Kur'an'daki şahitlik ve mirasla ilgili ayetlere bakabilirsin. Hele cariye, İslam'dan sonra da paylaşılan bir eşya durumundadır. Eğer tarih biliyorsan bunun böyle olduğunu inkâr edemezsin.

Osmanlı’nın son döneminde bile İstanbul’da cariye pazarı olduğunu yazar tarihçiler.

Onun için Türk Töresi ile karşılaştırırsak, İslam'da kadın değer kazanmış falan değil. Sözlerde epey değer var görünür. Oysa hadis ve ayetlerde kadın, Türk Töresi'nin kadına verdiği değerin çok çok altındadır.

Yalnızca Ana'nın Türk Töresi'ndeki niteliği için; kadına verilen ada bakmak yeterli.

Anasını yitirmiş çocuğa ÖKSÜZ denir. Neden biliyor musunuz? Çünkü ÖK, anadır. Ök, aynı zamanda Töreyi, geçmişi bilen, günü yorumlayıp geleceğe ışık tutan eğitici bilge aklı demektir.

Yani Türklükte Ana ya da ana adayı kadın ÖK düzeyinde akılla yetiştirilir.

Bunun nedeni nedir? Hiç düşündünüz mü?

Çünkü çocuklara kişiliğini kazandıran anadır. Her çocuk, önce ana kokusunu alır ve ana kucağının sıcaklığını hisseder ve tanır. Cahilse kadın, alçalır beşer (insanlık)

Türk Töresi'nin bize kattıklarını, kadınlara verdiği değerleri: İslam'dan sonra kazandık gibi bir büyük yalan ve yanılgı var.

İslam anlayışı ya da erkeklerin İslam yorumu kadını evine kapatan, eşine hizmet eden, onun ayaklarını yıkayan, doğuran bir birey olarak görür.

Arap kültürü ve ondan İslam’a geçen anlayışta kadın hep dişidir, asla kişi olarak görülmez.

Yalan mı?

Elinizi vicdanınıza koyup bir düşünün, sizin gözünüzde kadın nedir, nerededir?

Sürekli "dünyada İslam'ı en iyi yaşayan Türklerdir" sözü dillendirilir. Bu tespit çok da doğrudur. Buna sizde inanıyorsunuz değil mi? Oysa hiç düşündünüz mü bu iyi yaşamanın ardında ne var diye?

O iyilik, Arap/İslam kültüründen değil, Türk'ün TANRIKUT Töresinden kaynaklıdır.

Dinci, siyasal İslamcı yönetimler, cemaatler ve tarikatlar yüzünden onu da yitirmeye başladık.

Yalan mı diyorsunuz? Etrafınıza şöyle bir bakınız.

Ne görüyorsunuz? Bir tarafta Arap kültürü giyimliler, diğer tarafta Türk töresine uymayan sözde medeni Batı giyimli yarı çıplak kadınlar.

Toplum olarak düştüğümüz durum, bunun kanıtı değil mi?

Atatürk’ü tanımadan Şeriat isteriz diye Atatürk’e düşmanlık eden Türk kadını seni, “Saçı uzun aklı kısa, sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” diye tanımlayanlara karşı:

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kadınlarla ilgili sözlerine kulak verin ve düşünün:” “Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.”

“Ey Kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

“Kadınlarını geride bırakan toplumlar, geride kalmaya mahkumdur.”

“Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.”

Ey Türk adını, Ey Türk ÖK’ü, Anneler gününüz kutlu olsun. Cumhuriyet değerlerine sahip çıkın; ne Arap kültürlü ne vahşi Batı kültürlü değil, Türk kültürlü nesiller yetiştirin.

NOT: Amacım dini kötülemek değil, Gerçekleri gün yüzüne çıkarmaktır.

Esen kalınız.

Eğitimci-Yazar