Başbuğun Türkiye ve Dünya siyaseti

Başbuğ Alparslan Türkeş dünyayı Türkçe okuyan, Türk milletinin menfaatlerini merkezine koyarak hareket eden bir devlet ve dava adamıydı.

Başbuğ Alparslan Türkeş bu yönüyle her zaman devletinin emrinde oldu. Yön gösterdi, vizyon ortaya koydu. Önceden aydınlatan bir Işık oldu.

BAŞBUĞUN BAZI GÖRÜŞMELERİ VE ZAMANLAMASI

Başbuğ Alparslan Türkeş'in merkeze Türk milletinin menfaatlerini koyarak,

Ermenistan Cumhurbaşkanı Petrosyan ile bir araya gelip Fransa'da görüşmesi,

Daha sonra İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile buluşup görüşmesi,

Türkiye ile İsrail’in iş birliğinden yana olduğu mesajını vermesi,

Fener Patriği ile görüşmesi,

Sinagog ’da haham ile poz poz dostluk fotoğrafları çektirmesi

Bütün bunlar, Başbuğ Türkeş’in birinci derecede kafatasçı, faşist, ırkçı, Rum, Yahudi ve Ermeni düşmanı olarak tanıyanları da çok şaşırtmıştı. Ülkücü hareket içinde de çok şeyler konuşulmuş ve tezviratlar ve suçlamalar yapılmıştı.

Başbuğ Türkeş tüm bunları SSCB’nin dağılmasından ve 5 Türk cumhuriyetinin bağımsızlığını ilan etmesinden sonra gerçekleştirdi. Bu stratejik adımlar ve dünyaya verilen mesaj Türkiye ve Türk cumhuriyetlerinin önünü açmak, dünya dengelerine dikkat ederek zaman kazanmak adımlarıydı.

BAŞBUĞ HER YÖNÜYLE BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIYDI

Alparslan Türkeş Askeri okullarda yetişmiş bir kurmay subaydır. 944 Turancılık davasını yaşamış, tabutluklarda işkenceler görmüştür. Amerika'da ekonomi, Almanya'da ise Atom enerjisi üzerine eğitim almıştır. Amerika'da NATO daimî temsilciliğinde Türkiye'yi temsil etmiş, 27 Mayıs ihtilalinde yer almış , MBK üyeliği ve başbakan müsteşarlığı yapmış, başbakan yardımcılığı ve devlet bakanlığı görevinde bulunmuş, bu görevleri ise ülkemizin iç ve dış güvenliği alanında olmuştur. 12 Eylül'de 320 Ülküdaşımız ile idam ile yargılanarak yıllarca cezaevinde kalmıştır. Devleti ve dünyayı çok iyi tanıyan bir devlet adamıydı. İnanılmaz donanımı, tecrübesi, vizyonu, realist fikirleri ile dünya ve Türkiye gerçeklerini bilerek bunun ışığında hareket etmiştir.

BAŞBUĞ DÜNYAYI BİLİYORDU

Başbuğ Alparslan Türkeş dünyadaki Yahudi, Ermeni ve Rum lobilerinin gücünü ve sermayesini biliyordu. Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İsrail gibi devletlerin güç dengelerine dikkat edilmesi gerektiğini biliyordu. Başbuğ Türkeş, değişen dünyada, değişikliklere ve yeni düzene göre milletimizin çıkarlarını uzun vadeli düşünerek ve hareket ederek realist bir yaklaşımla değişik bakış açısı getirdi. Kendisini eleştirenlere, hatta kıyasıya eleştiren eski dava arkadaşlarına aldırış bile etmeden, tavrını her zaman ortaya koydu .Çünkü Turan yolunda tarihi bir fırsat doğmuştu. Bu fırsat hamaset ve duygusallık la feda edilecek kadar küçük bir fırsat değildi. Bunun gereği yapılmalıydı. Akıl, sabır, strateji ve bilim ile zaman kazanmak en doğru yoldu. Başbuğ da bunu yaptı.

BAŞBUĞUN BÖLÜCÜ TERÖR VE TÜRK KÜRT KARDEŞLİĞİ GÖRÜŞLERİ

Başbuğ Alparslan Türkeş, Kürt vatandaşlarımız içinde çok değerli ve önemli görüşler ortaya koydu. Kardeşliğin, üniter yapımızın korunması, huzurun birlik ve beraberliğin gereği olarak kullandığı ifadeler tarihi öneme sahiptir “Onlar ne kadar Kürt’se, biz de o kadar Kürdüz biz ne kadar Türk isek onlar da o kadar Türk’tür.” sözü ile büyük bir ideale ve kardeşliğe hizmet etti.

Bölücü terör konusunda ise şu tarihi görüşleri ortaya koydu:

Milli Mücadeleyi hep beraber yürüttük. Türkçe konuşan, Kürtçe konuşan, Arapça konuşan, hepsi birbirine kenetlendi ve büyük zafere ulaştık. Ondan sonra da Cumhuriyeti birlikte kurduk. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplanan vatansever insanların hiçbirisi 1.Türkiye’de federasyon kurulsun, görüşünü kabul etmedi.

Bunların içinde çoğu Doğulu ve Güneydoğuluydu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter bir devlet olacaktır, dediler. Böyle karar verdiler, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu anlayış ile kurdular.

BAŞBUĞUN İÇ SİYASETTE YAPICI KARARLARI

Başbuğ Alparslan Türkeş 12 Eylül 1980 öncesi senato başkanı seçilemiyordu. Başbuğ CHP ye makul bir isim önerin destekleyelim MHP’li senatörlerin oylarıyla CHP’den Cahit Karataş'ı senato başkanı seçtirdi. Krizi önledi.

Başbuğ Alparslan Türkeş, 12 Eylül 1980 öncesi CHP’ye koalisyon teklifini Milli Birlik Komitesi’nden arkadaşı Orhan Kabibay aracılığıyla yaptı. Deniz Baykal, Kabibay ile buluştu. Yine Türkeş. rahmetli Gün Sazak’ı CHP’nin Ankara belediye başkanı Vedat Dalokay’a gönderdi. Kendisi de koalisyon için eski Demokrat Partili Yaşar Durutürk’ü evinde Turan Güneş ile buluştu. Ancak Bülent Ecevit bütün teklifleri geri çevirdi. Türkeş’in bana söylediği şuydu: “Ecevit geri çevirmeseydi, belki de 12 Eylül olmazdı.”

Bu koalisyon gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye'de siyasi iklim çok değişir, siyaset yumuşar, toplumsal huzur ortamı doğar, siyasi çatışmalarda biter, Cumhurbaşkanı seçilir ve 12 Eylül askeri darbesi olmaz, demokrasi kesintiye uğramazdı.

Merhum Süleyman Demirel ile iki kez hükümet kurdu.12 Eylül 1980 sonrasında Refah partisi ve İDP ile ittifak yaparak seçime girdi. 1991 Yılında kurulan DYP SHP hükümetini destekledi ve güven oyu verdi.

BAŞBUĞUMUZUN KIYMETİ ÖLDÜKTEN SONRA DAHA İYİ ANLAŞILDI

Türkiye Başbuğ Alparslan Türkeş'in kıymetini tam bilemedi. Çok büyük iftiralar, hakaretler ve zulümlere uğradı. 4 kere cezaevine atıldı. İdam ile yargılandı. Ama asla yılmadı. Yetiştirdiği ülkücüler ve kurduğu MHP ile Komünizm belasını ise ülkemize sokmadı. Savunduğu Esir Türklerin 5 bağımsız devlet kurmasını ise yaşarken gördü. Vefatından sonra ortaya çıkan gerçekler ile milletimiz Başbuğ Türkeş'i çok daha iyi anladı.

Başbuğumuzu anlarsak bugünleri de daha iyi anlamış Başbuğumuzu anlarsak rüzgârın önüne kattığı yaprak misali bir oraya bir buraya savrulmayız.

Rahmetle anıyorum.

Mekânı Cennet ve Peygamberimize komşu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Hazır Arşivi

Yüksek gerilim ve gelen tehlike

08 Mayıs 2025 Perşembe 21:51