Tökezleme taşı [ Stolpersteine ] 1933 - 1945 arası faşist Almanya'da diktatör rejim döneminde " Soykırıma " uğrayan milyonlarca Yahudi, Sinti, Romanlar siyasi suçlular, eş cinseller, engelliler, çalışma kamplarında bulunanlar adına 50. yıl hatırası için 1990 da yapılan bir sanat eseri.

Berlin doğumlu sanatçı Günter Demnig 1990 yılında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi döneminde kamplarda ölenler, intihar edenler, kurşuna dizilenler adına.

Evlerinin önüne kaldırım taşları olarak pirinçten yapılma tökezleme taşları.

Tökezleme taşı [ Stolpersteine ] üzerinde ölenlerin isimleri, doğum tarihleri, ölüm tarihleri, nereye hangi kampa gönderildikleri, biliniyorsa nasıl öldürüldüklerini.

Ölüm sebebleri malum çoğu zaman gaz odaları, kurşuna dizilerek, açlıktan, intihar, ölüme terk etmek gibi kamplarda ki veyahut gözaltında tutukluluk sebepleri yazılmaktadır.

Stolpersteine [Tökezleme taşı] Almanya'da başladı 25 ülkede yayıldı.

Örneğin Berlin caddelerinde 8800, Hamburg 5900 Köln'de 2500 noktada yerel yönetimler ve sanatçı Demnig ile birlikte yapılmıştır.

Dünyanın tek merkezi olmayan an itibariyle 75 bini bulan sanat projesi.

Tökezleme taşları 6 milyon soykırıma uğrayan insanlar adına sembolik olarak yapılmıştır.

Tabii yayılmış olmasının sebebi Hitler rejiminin Avrupa'nın birçok ülkesine savaş açması ve oradaki Yahudileri ve etnik farklı kimlikli, siyasi muhalif insanları imha, çalışma kamplarında toplaması.

Almanya'ya göçün 60. yılında özellikle 1.nesillerin birçoğunun oturduğu ve halende kullanılan binaların daha önce Museviler, Polonyalılar, Sinti - Romanlar kiracıları, sahipleri olduklarını yeni yeni öğreniyoruz.

Bizde bugün sanatçı Günter Demnig sayesinde mahallemizde, sokağımızda, belki oturduğumuz evde, dairemizde kimlerin yaşadığını neler çektiklerini, hallerini, durumlarının, akıbetlerinin ne olduğunu.

Ne çileler çektiklerini, ailelerinin paramparça olduğunu, sefalet, açlık, rezalet, ötekileştirilmiş, aşağılanmış, bir hayat, nerelere sürüldüklerini, nasıl öldürüldüklerini gösteren bu tökezleme taşları sayesinde kısmen öğreniyoruz. [ Stolpersteine ] 2.dünya ve acılarını anlamak mümkün değildir.

Öyle ki; bazı evlerde 10 kişilik Yahudi olan ailenin çocukların bir kısmı Auschwitz Polonya, bazıları, Lodz Polonya, erişkinler München Dachau, yine bazıları Avusturya Mauthausen gibi imha, toplama, çalışma kamplarına gönderildiler.

Bu yolculuklar kendi başına büyük bir dram. Haftalarca hayvan taşıyan tren vagonlarında yüzlerce insanın balık istifi gibi havasız, tuvalet, suyun bulunmadığı nereye olduğu bilinmeyen meçhul, uzun bir yolculuk.

Meçhule giden bu yolculuk milyonlarca insana ölüm getirmiştir.

Dolaysıyla yaşadığımız mahallede, sokakta gezerken bastığımız kaldırımlara iyi bakıp.

Buralarda yaşanmışlıkları hissedemeyiz, ruhumuzda, bedenimizde yaşayamayız.

Lakin en azından " insanların " neler çektiklerini, acılarını, ızdıraplarını, çileleri, o çocukların ailelerinden koparılmalarını, sesleri, çığlıkları hatırına saygı duymak, hatırlamak adına dikkat çekersiniz.

Gelecek kuşaklara Anti - Semit Yahudi düşmanlığı, ırkçılık gibi insanlık suçu olan bu kavramları anlatıp öğretmemiz gerekiyor.

Bunu şunun için söylüyorum son yıllar gelen mülteciler arasında Yahudi düşmanlığı yaygın olduğu biliniyor.

Yaşadığımız ülkelerin tarihlerini iyi bilmek lazım ki toplumu tanıyalım ; " bizim için tarih tekerrür etmesin "

Hazreti Ali'nin ifadesi ile “ Çocuklarınızı bulunduğunuz çağa göre değil bir sonraki çağa göre yetiştirin ” ki ;

Gelecek nesiller, kuşaklar hiç bir ülkede, hiç bir yerde, hiç bir zaman tarihin bu karanlık günlerini tekrar yaşamasın, yaşatmasın.

Ve ; ve bir gün sizin isminiz " o kaldırımlara yazılmasın "

Yaşadığımız ülkeyi, toplumu, mahalleyi, sokağı tanımak ümidiyle.

Kalın sağlıcakla