13 Şubat'ta Habererk'te yayınlanan "Ukrayna ve Rus Yayılmacılığı" başlıklı yazımda şunları söylemiştim: "Bugün Avrupa bütünüyle Rus gazına bağımlı. Anti Rus politikaların kendilerine maliyetini düşünerek hareket edemiyorlar. Rusya silahı ve teknolojisi ile değil ama gazıyla Avrupa'yı esir aldı. ABD,telefon diplomasisi ve bir iki diplomatik gevezelikten dışında adım atacak gibi görünmüyor. Bana dokunmayan bin yaşasın dedikçe Putin sırayla önüne gelene dokunuyor. Ukrayna önümüzdeki günlerde işgal edilirse -ki edilecek- Rusya hiçbir esaslı tepki ile karşılaşmayacaktır."

Dediğim gibi de oldu. Rusya esaslı bir tepki ile karşılaşmayacağını anlayınca Ukrayna'ya girdi. Hedefine ulaşıncaya kadar da durmayacaktır. Çünkü Batı olaya -ekonomi-merkezli bakarken Rusya olaya Petro'dan tevarüs ettiği ve Rusya'nın güvenliği ile maskelediği milli bir dava olarak bakmaktadır. Milli davaları ekonomik yaptırımlarla durdurmak mümkün değildir.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali derslerle doludur.En başta azınlık barındıran ülkeler için. Ukrayna'nın doğusunda Rus sınırında yer alan Donetsk ve Luhansk bölgelerinde önemli bir Rus nüfusu var. 2014'ten beri bu iki bölge Rus yanlısı ayrılıkçı grupların kontrolü altındaydı. Rusya, bu bölgelerdeki nüfusu Ukrayna'yı istikrarsızlaştırmak, içişlerine müdahale etmek için kullanıyordu.İşgalden önce de bu bölgelerin bağımsızlık ilanını tanıyarak Ukrayna'dan kopardı. Kısa bir süre sonra bu bölgelerin tıpkı Kırım gibi Rusya'ya katılacağına şüphe yok. Donetsk ve Luhansk bu noktaya Putin'in uyguladığı nüfus politikası sonucu geldi.Sistemli bir şekilde bu bölgelere önce Rus nüfus yerleştirildi. Demografik işgal tamamlandıktan sonra Rusya'nın operasyonu başladı.

Tarih bize, merkeze uzak, akraba topluluklarla sınırdaş olan azınlıkların, merkezi devletten daha çabuk koptuklarını göstermektedir. Bir azınlık grubu, o ülkenin merkezine uzak, sınırda ve sınır ötesinde de akraba bir devlet veya millet varsa kolaylıkla o devletten kopabilmektedir. Güney illerimizi Suriyelilerle doldurup, ensar-muhacirin hikayeleri ile kendi dış politika yanlışlarını örtmeye çalışanlar Donetsk ve Luhansk örneği üzerinde iyi düşünmelidirler.

Putin'in işgalden önce Lenin için söyledikleri de Rus yayılmacılığı açısından doğru, bizler için derslerle doludur. Putin, Ukrayna diye bir devlet yokken Lenin'in bu bölgeye sınırlar çizip, özerklik vererek ayrışmasına, milletleşmesine neden olduğunu söylüyor. Aslında Türk Cumhuriyetlerinin bugünkü sınırları da kadim sınırlar değil, Sovyetler Birliği tarafından çizilen sınırlardır. O sınırlar üzerinden bir vatan, toprak şuuru oluşmuş, neticede Sovyetler dağılınca o sınırlar üzerinden devletler kurulmuştur. Bir vatanı varsa ancak azınlık grupları ayrılıkçılığa yönelebilmektedir. Buradan çıkarılacak ders şudur: bir topluluğa tanımlanmış sınırlar içinde özerklik vermek o sınırlar içindeki toprakları onlar için vatanlaştırmak ve o toprağa bağlı olarak milli bilinç oluşturmalarına yardım etmektir. Onun için eyalet, özerklik teraneleriyle şu veya bu sorunu çözeceklerini düşünenler, Rusya örneği üzerinden iyi düşünmeli, bu ibareleri ağızlarına bile almanın ne kadar tehlikeli sonuçlara neden olacağını görmelidirler.

Rusya bugün Ukrayna'yı yutuyor.Putin çağımızın yeni Hitler'idir. Dünya Hitler'i geç teşhis etmenin cezasını milyonların ölümü ve bütün bir Avrupa'nın tahribi ile ödedi. İkinci Hitler'de aynı hataya düşülmemeli, Rus yayılmacılığı önü alınamaz bir noktaya gelmeden durdurulmalıdır.