Sevgili okuyucularım. Bir önceki yazımda ‘İğneyi kendimize, Çuvaldısı başkasına’ diye bir başlıkla çıkmıştık. Bu günkü yazım da bir nevi bir önceki yazımın devamı niteliğinde olacak. Bizim Milliyetçi camianın bir hastalığı var. O da vefasızlık. Evet tam bir vefasızlık sarmalında gidiyoruz. Başkalarının vefasızlığı beni çok ta ilgilendirmiyor. Ama Ülkücü ve Milliyetçi olduğunu bildiğimiz camiada yapılan vefasızlıkları görmezden gelemiyorum.

Emekli olduğum 2007 yılından beri Samsun’da ikamet ediyorum. Samsun’da çok güzel bir Milliyetçi ve Ülkücü kadro potansiyeli mevcut. Ancak her ne hikmetse vurdumduymazlık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, adamsendecilik, ve sonunda da vefasızlık almış başını gidiyor. Tek tek görüştüğün zaman hepsinin de ayrı bir değer ve kaliteli insan olduğunu görebiliyorsunuz. Ancak işin içine STK’lar, yani dernekler ve partiler işin içine girince bu güzel insanlar birbirinin hasmı haline gelebiliyor veya getirilebiliyorlar.

Uzatmayalım. 2007 yalından beri tanıdığım ve dürüstlüğüne, çalışkanlığına şahit olduğum “TÜRK EĞİTİM-SEN SAMSUN ŞUBE BAŞKANI LEVENT KURUOĞLU’dan bahsediyorum. Kuruoğlu’nu tanıdığım o yıllardan beri öğretmen camiasına büyük katlıları olduğunu görüyor ve biliyorum. Yıllar itibariyle, Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenen paneller, mitingler, anma programları, bildiri ve basın açıklamaları ile Levent Kuruoğlu’nu hep bir faaliyetin içinde gördük. Ama geldiğimiz noktada işin içine parti ve dernekler de girince bir anda o eğitim çınarı Levent Kuruoğlu hain ilan ediliyor. Balgat işgalcileri tarafından talimat veriliyor ve işgalcilerin yerli işbirlikçileri tarafından Levent Kuruoğlu’na artık sen TÜRK EĞİTİM-SEN’i bırakacaksın deniliyor. Levent Kuruoğlu ise 20 yıla yakın hizmet verdiği ve üyeleri tarafından da her seçimde başkanlığa seçildiği sendikasını bırakmak istemiyor. Eğer sevilmeyen ve çalışmayan bir başkan olsaydı üyeler şimdiye kadar zaten düşürürlerdi. Ama yok. Türkiye’de hele de bizim camiada başarılı olanlar elbet bir gün cezalandırılmalıydı. Levent Kuruoğlu sendikayı kendi isteği ile bırakmazsa bizler ona bıraktırmasını biliriz anlayışı ile Balgat işgalcilerinin yerli işbirlikçileri vasıtasıyla 13 Kasım 2021 tarihinde yapılması gereken TÜRK EĞİTİM-SEN seçimli kongresi yaptırılmıyor. Kuruoğlu’na fiziki şiddet uygulanıyor, dövülüyor ve kongre salonuna sokulmuyor. Seçim tarihi süresiz erteleniyor. Bu nasıl olabilir. Vefa denilen kelime veya kavram İstanbul’da bir semtin adı olmamalıdır. Bu kadar çalışma ve hizmetin karşılığı bu olmamalıdır. Olmamalıydı… Yazık, çok yazık..!

Bu saldırı sonucunda Levent KURUOĞLU, 20 yıla yakın hizmet ettiği ve başkanlığını yaptığı TÜRK EĞİTİM-SEN Samsun Şube başkanlığından ve üyeliğinden istifa ediyor.

Levent Kuruoğlu’nun “ VEDA” başlığı ile yaptığı basın açıklamasını yazımın ekinde sunuyorum. Takdiri ve yorumunu siz okuyucularıma bırakıyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE

===============================================================================

VEDA

Çocukluğum 80 darbesinin karanlığında cezaevi kapılarında geçti. Bulunduğumuz hareketin içine girdiğimde küçücüktüm, cebimde çocukça hayallerimiz değil bizi her zaman onurlandıran hilal kadar aydınlık ideallerimiz vardı. Bizim kişiliğimiz olağanüstü dönemlerde oluştu. İşte bu yüzden insanların gönlünde var olmayan, kâğıt üstündeki sıfatların bizim için bir önemi bulunmamaktadır.

Bir Türk Milliyetçisi olarak benim için sendika alın teri davasıdır. Bağımsız sendikalar ekonomik ve sosyal adaletin tesisi için vazgeçilmezdir. Eğitim sendikaları ise Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişmesi için mücadele etmek gibi sorumluluğu da bulunmaktadır.

2003 yılında işyeri temsilcisi olarak başladığım, İlçe Başkanı, Şube Başkan Yardımcısı, Şube Başkanı, Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı olarak birçok kademesinde görev yaptığım Türk Eğitim Sen’in son dönemde hâkim politik tavrın etkisiyle alın teri davasından uzaklaştığı görüntüsü, üyelerimizin birçoğunda tepkiye sebep olmuştur. Zaman içinde ise politik iklimin tesiriyle şubeleri dizayn etmek üzere çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu süreç, hayatları boyunca kendi kabiliyetleri ve üye takdiri ile seçim kazanamayacak grupların, fitneyle başka yapılardan destek alarak sendika yöneticisi olma heveslerini kabartmıştır.

Türk Eğitim Sen Samsun 1 Nolu şubenin 7. Olağan kongresi öncesinde seçilecek şube başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin dizayn edilme çabaları, şubemizin üyeleri arasında gerginliğe sebep olmuştur. Baskıların artması üzerine 13 Kasım 2021 tarihinde, Samsun 1 Nolu Şubenin 137 şube delegesinin 100’ü kongreye gelmeme kararını yönetime bildirmiş ve kongrenin bir hafta sonraya bırakılması düşünülmüştür.

Ancak 14 Kasım günü kanunen seçimlerin yapılması ya da ertelenmesi için yeterli delege sayısının olup olmadığının seçim kurulu ve yöneticilerle tespiti gerekmektedir. Bu nedenle kongrenin yapılacağı İlkadım 23 Nisan Ortaokulu’na Şube Sekreterimiz İrfan AY ile gittiğimizde çok büyük kısmı üyemiz olmayan çok sayıda kişinin linç etmeye yönelik saldırısına uğradım.

Şiddet olaylarına rağmen kongre salonuna girerek, resmi işlemleri başlattık. Seçim Kurulu bizim dışımızda salona hiçbir delegenin gelmediğinin tespitini yaparak kongreyi 21 Kasım 2021 tarihine ertelemiştir.

Sadece kendi belirledikleri kişilerin yönetici olmasını isteyenler ve böyle bir yönetim anlayışını kabul ederek sendika yöneticisi olmaya çalışanlar hayatları boyunca yaptıklarının kara lekesini taşıyacaklardır. Şube yönetimlerini dizayn ettiklerinde üyeyi de kontrol altına alacaklarını düşünenler yanıldıklarını er veya geç anlayacaklardır.

Anlaşılan yeni bir tarih yazmak isteyenler, eskinin şahitlerini yok ederek işe başlamışlar.

Çalışanların sosyal ve ekonomik sorunları hakkında eleştiri yapıyormuş gibi davranıp sadece, kafiyeli hamaset cümleleriyle yetinmek, Türk Eğitim Sen’i, başta üyeleri olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına onurlu ve saygın bir yaşam düzeyi sağlamak amacından uzaklaştırmaktadır.

Sendikal anlayışımızda ortaya çıkan kırılmalar, demokratik yollarla seçimlerin birçok şubede yapılamaması ve yaşananlar karşısında sendika genel merkezimizin sessizliği sebebiyle Türk Eğitim Sen Samsun 1 Nolu Şube Başkanlığından ve Türk Eğitim Sen üyeliğinden istifa ediyorum.

“Koşan elbet varır; düşen kalkar;

Kara taştan su damla damla akar,

Birikir, sonra bir gümüş göl olur;

Arayan Hakkı en sonunda bulur...