İktidarın ‘Çözüm Süreci’ dediği, muhaliflerin ise ‘Yıkım Süreci’ dediği PKK’lıların serbest bırakıldığı dönemde, ülkemizde 80 yıldır ilkokullarda okutulan ‘ANDIMIZ’ın okullarda okunmasının yasaklanmasını, yine ilk olarak PKK ve onun TBMM’deki uzantısı olan HDP’liler tarafından istenmişti. Ak Parti iktidarı o dönemde PKK’lılara serbestiyet vermiş ve her istediklerini de yerine getirmeye başlamışlardı.

Kurumların başında bulunan T.C. rumuzlarının kaldırıldı. Türk askerinin dağlara taşlara yazdığı ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ ibaresi sildirilmişti. Yine aynı dönemde bazı Ak Parti’li milletvekilinin TÜRK kelimesinin Anayasa’dan çıkarılmasını isteyebilecek cüreti dahi göstermişlerdi. İşte bu ortam içinde PKK’nın talebi ile ilkokullarda 80 yıldır okutulan ‘Andımız’ yasaklanmıştı. Ancak konu eğitimciler tarafından temyiz edilmişti. Danıştay 8. Dairesi yasaklamayı kaldırmış ve Andımızın okutulmasına devam edilmesi yönünde karar vermişti.

Ancak iktidar Danıştay’ın bu kararını uygulamak yerine 3 yıl beklettikten sonra ve bu süre içinde Danıştay ‘İdari Dava Daireleri Kurulu’ üyelerinin kendi lehlerinde karar çıkarttırabilmek için 7 üyenin ataması beklenildi. 7 üye atandıktan sonra 3 yıldır sümen altında bekletilen Danıştay 8. Dairenin verdiği karar tekrar ele alınıyor. Sonuçta yeni atanan 7 üyenin de oyları ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ‘Andımız’ın okullarda tekrar okutulmasını isteyen 8. Dairenin kararını yok saymıştır.

Andımızın yasaklanması bahane. Asıl arkasındaki gerçek Türk düşmanlığıdır.

Danıştay’ın son kararından sonra Türk ve Türkiye düşmanları ellerini ovuşturuyorlar. Zafer kazanmış kumandan edasında kararı savunuyorlar. Başta Arap seviciler ve PKK’lılar aynı hedefte buluşmuşlardır. Türk ve Türkiye düşmanlığı bu zındıkların tek ortak hedefleridir.

Gelgelelim olayın diğer yüzüne.

Benimde 47 yılımı verdiğim MHP camiası suskunluğa gömülmüştür. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere MHP mensupları karar karşısında sus pus olmuş durumdalar. Devlet Bahçeli Danıştay’ın Andımızı yasaklaması konusunda kimse konuşmasın diye teşkilatlarına ve milletvekillerine yazılı talimat çıkarıyor. Andımız ilk yasaklandığı 2013 ve 2014 yıllarında Sayın Devlet Bahçeli esip gürlüyordu. O günlerde Bahçeli 02.03.2014 tarihinde şöyle ifadelerde bulunmuştu.

Öğrenci Andı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeleyen ’TC’ ifadelerinin AK Parti Hükümeti tarafından kaldırıldığını anlatan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan hesap soracağını söyledi. Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a, "Bir gün iktidardan ayrıldığın dönemde, MHP’ye iktidar nasip olursa, nerede ikamet edersen et onun 25-30 metre karşısına ’Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmazsam, okula giden çocuklara, evinin önünde Andımız’ı okutmazsam, bunların alayının hesabını sormazsam namerdim" diye seslendi.

Sayın Devlet Bahçeli şimdi kalkmış Danıştay’ı eleştiriyor. Ama buna sebep olan Ak Parti iktidarına ve Recep Tayyip Erdoğan’a tek kelime sarf etmiyor. Hani mahkeme kararlarına saygılı olduğunu söylüyordun. Ama kazın ayağı öyle değil. İşine gelirse mahkeme kararlarına saygı duyarsın, işine gelmediği zaman eleştirirsin. Buradaki Danıştay’ı eleştirmeniz sadece yasak savma kabilinden ve MHP’lilerin gazını alma operasyonudur. Eğer geçmişteki o sözlerinde samimi isen çık aynı cümleleri tekrarla seni tüm gerçek Ülkücüler olarak alkışlayacağız. Söyleyemezsin. Çünkü göbeğinden ittifaka bağlanmışsınız. Bu bağlılık hangi diyetin karşılığıdır onu da anlamış değilim. Geçin bunları. Biz o vatan –millet martavalını çok dinlediğimiz için artık karın doyurmuyor. O sizin tabirinizle Devletin Bekası ile de bu durumu izah edemezsiniz. Çünkü kelime oyunu yapıyorsunuz. Burada Devletin Bekası derken Türkiye Cumhuriyeti Devletini kastedemiyorsunuz, Devlet Bahçeli’nin koltuğunun bekasıdır. Gerisi lafı güzaf…

Netice olarak ‘Andımız’ın bir gün mutlaka geri getirileceğine inanıyorum. Türk ve Türkiye düşmanları elbette kaybedecekler ve ondan sonra taşlar yerine konulacaktır.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE