Çok garip bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu garipliğin manası her geçen yıl artan bir hızla erozyona uğruyor. Lakin çoğumuz bunun farkında bile değiliz.

Basit bir örnek…

Bugün 14 Kasım 2017, bugün günlerden sürgün…

Adını “Ahıska Sürgünü” koyduğumuz, başta Ahıska ve Borçalı olmak üzere 1943-1944 yıllarında Kafkaslarda yaşatılan Türk sürgününü, katliamını ve dahi soykırımını kim planladı?

Ayazın buz kestiği bir ayda Türkleri, hayvanların taşındığı vagonlara yükleyerek aylar süren yolculuğa kim çıkardı?

73 yıldır her 14 Kasım günü acıyla andığımız bu hazanın müsebbibi kimdi?

Vagonlarda açlıktan, soğuktan ve hastalıktan dolayı ölenleri kim tarlalara attırdı?

Vagonlarda doğum yapan genç anneleri kim bebelerinden ayırdı?

Stalin…

Peki, ataları bu katliama muhatap olan nesillerden Stalinistler çıktı mı?

Maalesef evet…

Başka sorum yok, sanık sizindir hâkim bey…

Acıdır ki biz Türkler kendi gerçeklerimizin yeterince farkında değiliz.

Kafkaslarda yaşadığımız sürgünün anısına bundan yaklaşık 20 yıl önce yazdığım “SOYAĞACIM NESLİHAN” şiirimi bir kez daha yayınlamaktan onur duyuyorum.

Az mı çile çekti neslim,

Göç etmekten bıktı neslim,

Rus harbinde göçtü neslim,

Kûr nehrine sorun bizi…

Oğuzhan’ın torunuyuz,

Alparslan’ın öz canıyız,

Anadolu’ya fidanız,

Malazgirt’ten sorun bizi…

Ermeni Türkü ezmişti,

Yönetenler yol çizmişti,

Kafkaslım Kop’a yetişti,

Atatürk’e sorun bizi…

Görarğın’da lelem doğdu,

Kars Çıldır’da Atam oldu,

Muş ilinde gülüm soldu,

Kafkaslardan sorun bizi…

Nifak ekip yeşerttiler,

Hep besleyip büyüttüler,

Türk soyunu uyuttular,

Bilican’dan sorun bizi…

Esti rüzgâr Sam’a düştüm,

Gitti Vatan gama düştüm,

Gönlüm buruk hama düştüm,

Yarenlere sorun bizi…

Görarğın’dan uçar olduk,

Çıldır gölü duçar olduk,

Bulanık’tan göçer olduk,

Odunçor’a sorun bizi…

Nur damlası durmaz akar,

Karapapak yürek yakar,

Orta Asya naçar bakar,

Sürgünlere sorun bizi…

Ertuna’m Han oğludur,

Öz Kafkaslı Türk soyludur,

Mirza Beyin torunudur,

Türkiye’mden sorun bizi…

Bu şiiri yazarken ki amacım, neslimize kim olduğumuzu, nereden geldiğimiz, neler yaşadığımızı hatırlatmak ve “Stockolm Sendromu” hastalığından korumaya çalışmaktır.

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun sürgünden ders çıkaranlara.

(Açıklamalar: Kür Nehri: Kafkaslardaki köyümüzden geçen nehir / Kop: Bulanık ilçemizin eski adı / Odunçor: Bulanıktaki köyümüzün eski adı / Görarhı: Borçalı Kasabasındaki köyümüz’ün adı / Lele: Dede, ata / Bilican: Bulanık’ta en yüksek dağ)