Güvenilir olmak bir insanın onu tanıyanlara gösterebileceği en kıymetli duygulardan biridir herhalde.

Çevresinde güvenilir bir insan olduğunun bir insan için ifade edilmesi o insana sağlanabilirmiş en büyük özgüveni tesis eder.

Güvenilirliğinden emin olmayan insanların davranışlarında sürekli gitgeller iniş çıkışlar ve dengesizlikler gözetilir.

Bu durum siyasette, ticarette, sosyal ve aile hayatında da böyledir.

Güvenli bir insan olabilmemiz için tuttuğunuz yolda uzun ve istikrarlı bir yaşam sürüşünüz, sürdüğünüz bu yaşamda iyilik, merhamet, akılcılık, adam satmama, borcunu ödeme gibi olumlu unsurları da yaşamınızda kendinize şiar edinmiş ve uygulamış olmanız gerekir.

Türk Siyasal hayatında 2017 yılında İYİ parti büyük umutlarla ve büyük bir toplumsal heyecanla kuruldu.

İYİ Parti kurulduğunda toplumsal karşılığı %22 olarak ölçülüyordu.

Tüm TV’lerin o zamanki tartışma programlarında, tüm ciddi sosyal medya hesaplarında konuşulma oranı zamanın 1/3üydü.

Aslında toplumun iyi partiden çok büyük bir beklentisi yoktu.

Türk milliyetçiliğini Ümmet yancılığından bağımsız özgürlükçü çoğulcu olması gereken ideolojik çizgisinde Siyasal bir çizgi izlemesiydi.

Sevgili Meral Akşener ve İYİ Parti yöneticileri her şeyi yaptılar fakat Türk milliyetçisi olamadılar.

İyi Partide Türk milliyetçisi olan taban çizgisi partinin üst yönetiminde karışık düşünceler, karışık insanlar, garip ilişkiler şeklinde tezahür edince taban tavan arasında mutlak bir tezat oluştu ve insanların partinin öz seçmeninin ve toplumun beklentisini karşılayamaz bir hal aldı.

İdeolojik kırılma ve garip arayışlar Türk Milliyetçiliğinin Ernest Renan tipi bir kültür milliyetçiliğine evirme niyetinin genel başkan nezlinde açıklanması, o tutmayınca bir “Melez” milliyetçilik icat edilmesi. (Tabii gene genel başkan ağzıyla)

Bazı üst parti görevlerine FETÖ’cülükleriyle özdeşleşmiş, Soros vakıflarıyla ilgileri ortaya dökülmüş  şaibeli insanların getirilmesi, PKK ya güzellemeler dizen insanların parti divanında görevlendirilmesi, parti bünyesinde görevlendirmeler yetmemiş gibi milletvekili aday listelerinde de bu gibi Türk milliyetçiliğine mugayir insanların görevlendirilmesi, sayın genel başkanın ABD büyükelçisi ile çok kısa bir zamanda 5 kez bilinen görüşmesinin olması, insani ilişkilerinde sürekli Türk milliyetçilerini itip kakması, değersizleştirmeye çalışması, ortaya bir güvensizlik getirdi tabii olarak.

Tamam milletimiz pragmatist insanları ve yapıları da seçiyor.

Fakat o alan dolu.

İyi Parti toplumun onu konumlandırdığı eksenden başka bir yöne yol aldı.

Halbuki toplumda bir sempati duygusu oluşturmuştu.

Pandemide kaybettiğimiz rahmetli ablama 2018’deki Cumhurbaşkanı seçimlerinde kime oy vereceğini sormuştum. O Meral hanıma oy vereceğini söylemişti.

Sebebini sorduğumda ilginç bir yanıt vermişti.

“Meral Hanım galiba az oy alacak. Az oy alacağı için ben Meral hanıma oy vereceğim” demişti.

Bu bir toplumsal kesit.

İYİ Parti başkanı ve yöneticileri bu güzel insanları ne hale getirdiklerine bir baksalar iyi ederler.

Siyasal pozisyonunuzu Türk milletinin gönlünde değil Dış büyükelçilerin, devşirmelerin, millet düşmanlarının eteklerinin altında konumlandırırsanız olacağı budur.

Futbol sporunda bir tanım vardır. Toplama takımla ya şampiyon olursunuz ya da dağılırsınız.

Şampiyon olamadığınıza göre toplama takımın gideceği yer belli….