Milliyetçilik sadece HDP karşıtlığına indirgenebilir mi? Yahut soruyu bir başka şekilde soralım, HDP karşıtlığından ibaret bir duruş milliyetçilik olarak mütalaa edilebilir mi?

Bence edilmez!

Milliyetçiliği bir -karşı duruştan- ibaret görmek, milliyetçiliği hiçbir talebi, gelecek tasavvuru olmayan bir tepki hareketi olarak görmektir. Tepkinin muhatabı ortadan kalkınca tepki de biter. Milliyetçilik buysa milliyetçi bir dünya görüşünden veya doktrinden söz edilebilir mi?

Oysa milliyetçiliğin karşıtlıkla sınırlandırılmayacak boyutları vardır. Mesela milliyetçilik hitap ettiği toplumda bir milli şuur oluşturmak ister. Bu şuurla toplumu bütünleştirmek, farklılık ve renklilik içinde birleştirmeyi amaçlar. Onu var eden tehditler değil, kendi yüksek hedefleridir. Milliyetçilik millet ve devlet kurmanın dinamosudur. Devletini kurmuşsa farklılıklar üzerinden çatlaklar oluşturmaya, toplumda kara delikler açmaya çalışanlara karşı mücadele eder. Toplumu uyandırma, seferber etme işlevini görür. Onları harekete geçirir.

Milliyetçiliğin mücadelesi kesintisizdir, bir ortaya çıkıp bir kaybolmaz. Korkudan kaynaklanan ve aslında -korku refleksi-olmaya daha yakın tepkiler, benzerlik taşısalar da -milli refleks- olarak tanımlanamazlar. Bu biraz da o korkularla iç içe geçmiş yandaşlık reaksiyonudur.

14 Mayıs seçimlerinde HDP ve PKK tehdidi üzerinden harekete geçirilen tepkiler de biraz böyledir. Çünkü milli şuur HDP'yi görürken HÜDA-PAR'ı görmezden gelmez. Milliyetçilik aynı gelecek tasavvuruna sahip iki partiden birini görürken ötekini ıskalamaz. Kaldı ki, bugün HDP karşıtlığı üzerinden milliyetçi olarak tanımlanan kitleler dün dediğimiz bir tarihte akil adamlar şehir şehir dolaşıp PKK terör örgütü değil, bir ulusal kurtuluş hareketidir derken hararetle onları alkışlıyor, milliyetçi çağrı ve uyarıları kan dökücülük olarak görüyordu. Dünün alkışları nasıl PKK/HDP yandaşlığı olarak görülemezse, bugünü karşıtlıktan ibaret olan ve sonrası ile ilgili bir fikir kırıntısı taşımayan tepkileri de milliyetçilik olarak görülemez.

SİNAN OĞAN NE YAPAR?

Herkes Oğan'ın ne yapacağını merak ediyor. Aslında küçük bir analiz ne yapacağı ile ilgili fikir sahibi olmaya yeter.

Oğan, daha önce, sayın Meral Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ gibi isimlerle birlikte MHP genel başkanlığına aday olmuş bir isim. Diğer isimler İYİ Parti kurucuları arasında yer alırken Oğan dışarıda kaldı. Hala kafasında MHP'nin olduğuna şüphe yok.

Kararını verirken MHP tabanıyla ters düşmemeyi, geleceğe yatırım yapmayı, HDP ile aynı tarafta olma ithamıyla karşı karşıya kalmamayı tercih edecektir. Bir diğer faktörde güçlü görünen tarafta olmaktır. Güce oynamak, Türk siyasetinin geleneksel zaaflarından biridir. Bu faktörün de kararında etkili olacağını düşünüyorum.

Ancak Oğan'ın kararının kendine oy veren herkesi aynı tarafa çekeceğini düşünmek doğru olmaz. Yüzde 5'lik oy ne İYİ Partinin ne MHP'nin ne de Zafer Partisinin oylarına tekabül ediyor. Oğan'ın kararı ne olursa olsun ona oy veren kitle ile arasında bir sadakat ilişkisi olmadığı için seçmenleri dağılacaktır. Oğan, tercih ettiği tarafa moral kazandırır ancak CB seçimini kazandırır mı bunu 28 Mayıs'ta göreceğiz.

Milliyetçilik, hiçbir politikası milliyetçiliğe uymayan, onu ayakları altına aldığını söyleyen, bir gecede ülkedeki bütün milliyetçi okul müdürlerini görevden alarak kendi kadrolarıyla dolduran bir adaya destek olmak değildir. Milliyetçiler bu kadar dağınık ve edilgen olmasalardı bugün siyasi dengelerde HDP'nin esamesi bile okunmazdı.