Farkında mısınız? Tarihin en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz ama hiç konuşmuyoruz. Çünkü konuşmaya sıra gelmiyor. 

Önce CHP karıştı, iç meselelerine gömüldü, haftalarca kimin genel başkan olacağı konuşuldu.  Kılıçdaroğlu gidene kadar muhalefetin gündemi CHP kongresi oldu. 

Şimdi de İYİ partiyi konuşuyoruz. Daha seçimin üzerinden 5 ay geçmeden partisinden ayrılanlar, akçalı ilişki iddiaları, disipline verilenler siyasetin gündemini teşkil ediyor. Kimse "dün nas var sana bana ne oluyor" diyerek ekonomi bilimine aykırı bir program izleyerek ülkeyi uçurumun kenarına getiren veya getirenleri konuşmuyor. Medya fenomenlerinin maceraları, Dilan Polat ve eşinin renkli hayatları ülkenin içerisine düşürüldüğü buhrandan daha çok ilgi çekiyor. 

Kira fiyatları aldı başını gidiyor, her gün kiracı ev sahibi kavga veya cinayet haberlerine tanık oluyoruz, ama muhalefet bir türlü vaziyet alıp vatandaşın sorunlarına parmak basamıyor. CB Erdoğan, baktı ki muhalefetten ses çıkmıyor, önceki gün kira artışlarını eleştirdi, ev sahiplerine" sizde vicdan var mıdır "diye sordu. Bir muhalefet lideri çıkıp da günaydın, yeni mi haberiniz oldu, bu sizin eseriniz diyemedi. 

Vatandaş, beklentilerine cevap vermeyen bir muhalefete niye oy versin? 

Ülkeyi yıkımın eşiğine getirmiş bir parti hala birinci partiyse o ülkenin insanında da muhalefetinde de bir problem var demektir. Problem, gündem belirleyememektir. Problem, iç sorunları içeride çözmek yerine sokağa düşürmektir. Problem, muhalefet partilerinin kurumlaşamamasıdır. Şunu söylemeyi bir vicdan borcu görüyorum, bugün İYİ Parti'nin içine çomak sokulsa da Sn. Akşener'in akçalı işlere gireceğine asla inanmıyorum. Bunun için kimsenin şahadetine ihtiyacı yok, Yirmi beş yıl mecliste ismini tertemiz tutması bunun en açık ispatıdır. Adaylarını temayül yoklaması ile belirleyen, yetkiyi üyelerine devreden bir partinin parayla işi olmaz. Ama belli ki bazı adaylar iyi seçilememiş, piyasa yapmak için partiye gelenler teşhis edilememiş. Diğer bazıları da har vurup harman savurmuş.  İYİ parti tabanı, bu çalkantının bir an önce bitmesini, gerçek gündeme dönülmesini bekliyor.   

Ancak şunu unutmamak gerekir, Türk Milliyetçileri Bahçeli'nin AKP'ye verdiği destekten rahatsız oldukları için İYİ Partiye koştular. AKP ile paralel veya öyle algılanacak politikalar her şeyi tersine çevirir.  Bugün ülkenin en büyük sorunu, AKP'nin siyaset tarzıdır. Amacı ülkeye hizmet olanların siyasetlerinin başına bu gerçeği oturtmaları gerekir. Merkez bankası politika faizini yüzde 40'a çıkardı. Tarihin en yüksek faiz ve enflasyonunu yaşıyoruz. Faiz rekorunun siyasal İslamcı bir partiye nasip olması ne yaman çelişki. İslam'ı doğru anlamadığınız zaman hem millete hem İslam'a zarar verirsiniz. Yirmi bir yıldır yaşadığımız budur!  Sınırsız hırsları uğruna en mukaddes kavramları bile kirlettiler. Şimdi muhalefete operasyon yaparak kirlerini onlara da bulaştırıp, hepimiz aynıyız dedirtmek istiyorlar.