Gözyaşlarımız yangınları söndürür mü?

Bu yangınlar sizce normal mi?

Ben 63 yıllık hayatımda böyle büyük çapta ve çoklukta ve de bir arda yangın görmedim.

Hortuma dönüşen yangını da olur olmaz yerde çıkanını da.

Ülkemiz sanki savaş alanı. Yakıyorlar. Hain her yerde.

Dünyayı ateşe veriyorlar sanki. Dünyanın her yeri de alev, alev.

Bu işte bir iş var.

Hangi küresel sömürünün çıkarına hizmet ediyorlar ileride ortaya çıkar. Belki ortada. Bu ayrı konu.

Ama bu maşaları çıkardıkları yangının ortasında ateşe vermek gerekir ki milyonlarca canlının sesini dursunlar. Sonu onlar gibi olsun.

***

Maalesef gözyaşlarımız söndürmez.

İlk önlem, yangına fırsat vermemektir.

İki satır yazmakla da ben görevimi yerine getirdim demekle asla olmaz.

Sosyal medyadan da yangın söndürülemez.

İki kova su dökmek gerek. Karınca misali.

İçimiz yanıyor, sadece yanmakla da kalmayıp her şey ormanlarımızla birlikte yok olup gidiyor. Nefesimiz, suyumuz, besinimiz, milyonlarca hayat gidiyor.

Herkes ahkâm kesiyor.

Birilerini neden şunu yapmıyor? Bu neden böyle olmuyor? Diye çığlık atıyor.

Ama ben ne yapabilirim? Diyen çok az.

Ben orman köylüsüyüm. Bununla da gurur duyuyorum.

Ormanın, yanından geçenler sadece görseline bakarlar. Kokusunu alabilir.

İçindeki yaşamın farkına bile varan olmaya biliyor.

Oysa orman köylüsü ormanı anlar. O'nu dinler, konuşur, korur.

Ruhunu anlar, her yönüyle bilir.

Çiçeğini böceğini, kurdunu kuşunu, yılanını çıyanını, oluğunu deresini, kayasını obruğunu, gecesini gündüzünü, otunu meyvesi, patikasını yolağını her şeyini adım adım bilir.

O ormanımızda ne kadar güzel hayatlar var bilemezsiniz.

***

Dedim ya orman köylüsüyüm, DAĞLIYIM...

Köylümün ormana girmesi neredeyse yasak.

Odunu bile Orman Bakanlığının, Orman İşletme Müdürlüğü'nün taşerona verdiği yerlerden satın alıyorlar.

Yani ormanın esas sahipleri dışarıda tutularak sahipsiz bırakılıyor.

Ormanda yaşamayan ormanın dilinden anlamaz.

Geçen hafta köyümdeydim. Her yer alev alacak kadar kupkuru olmuştu.

Otlar çıra gibi küçük bir cam parçası tutuşturmaya yeterli. Korkutucu bir kuraklık vardı.

Bunu çok iyi bilenler üslendikleri görevi zalimce, haince yerine getiriyorlar sanki. YANGINLARIN bir çoğunu.

Ormanla ilgili alanlarda çalışanlarla ve yetkililerle oldukça hararetli tartışmalarım da olmuştur. Oluyor da.

Ormanın en iyi bakımını yapan davarlardır yani keçilerdir.

Keçilere orman kımılı zararlısı gibi gören bir büyüğümle tartışmam da sıkça olmuştur.

Keçiler ormanı olası yangın materyallerini yiyerek beslenir.

Dışkısı gübre olur.

Patikalar oluşturur sana mühendislik yol açar.

Ve orman köylüsünün geçim kaynağı olurken çobanı da dağlara da bekçilik yapar kuş uçurtmazlar.

Yani çobanın olduğu yerde yangın olasılığı ortadan kalkar.

Tabi yeni ormanlara değil yetişmiş ormanlara keçi ve çobana açılmalı.

Köylüyü, ormandan kovmak yerine teşvik edilmeli.

Şimdi kıl çadırların yerini tavuk çiftlikleri almış. Ormanlarımız öksüz kaldı.

Diğer yandan yanan ve kesilen orman alanlarına doğal bırakıp yeniden çam yetiştiriyorlar.

Ülkenin ağaç örtüsü çama uygun deniyor.

Bakanlık buna el atmalı.

Nasıl mı?

Çam hayattır ülkemizin nimetidir.

Nefestir her ağaçtan fazla. Yağmuru çağırır çam ormanları.

Sudur, kaynak yaratır. Aynı zamanda da suyu temizler.

Candır çam.

Yanan çam ormanları arasına yangını önleyecek ağaçlar ekilmeli veya dikilmeli.

Araya farklı türden yangına dayanıklı, yangının sıçramasına bariyer oluşturacak türden alanlar oluşturulmalı.

Bölgeye uygun ağaçlar veya yöreye uygun meyve ağaçları ve tohumu ekilmeli, dikilmeli.

Meşe, defne, pelit, çınar, ceviz, akasya vs. ne olursa

Yetkili ve uluslararası paneller veren bir arkadaşımla bu önerimi paylaştım.

Bizim ülkemiz çama uygun diyerek reddetse de araya bariyer fikrine olumlu baktırabildim.

Bir mühendisim, konusunda uzman teknoloji mühendislerimiz gerekli tedbirlere yönelik icatlarını yapması için yeterli teşvikler devletimiz eliyle öncelikle yapılmalı.

Acilen ormanlarımızı koruma geliştirme adına teknolojiyi ve beyin takımını göreve davet etmeli.

Kanunlarla da korumayı güçlendirmeli.

Ormanın bütçesi ne?

Devlet milli bütçeden ne ayırıyor?

Bu kadar yanan bölge varken derhal orman gençleştirme adı ile kendi bütçesi için yenileme adıyla kesimlere son verilmeli. Yetişinceye kadar.

Orman köylüsüne teşvik verilmeli, edilmeli ki köylerde kalabilsinler.

İmara barışı veya yaylalık gibi nedenlerle asla imar izni verilmemeli. İmara açılmamalı.

Köyler arası yolların etrafı binalarla dolmuş.

Oraya yerleşen yabancılar ormanın dilinden, yapısından anlamıyor. Koruyamıyor.

Zevkine bakıyor.

Milletin efendisi köylüdür. Kendi köyünü, dağını efendi gibi korumasını iyi bilir.

Kalın sağlıcakla__Nefesimiz Kesilmeden__Meyrem'ce

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Meryem Durak Arşivi

Dostum sivrisinekler...!!!

25 Temmuz 2025 Cuma 14:47

İsyanlardayım...!!!

08 Temmuz 2025 Salı 19:30