
Vedat Çakıroğlu
Müzakere masası…
Türkiye ne olduğu tam belli olmayan bir sürece sokuldu.
Türkiye topraklarında silahlı gücü kalmayan , Kuzey Irak’tan dahi Suriye’nin kuzeyine taşınan, Suriye’deki adını PYD olarak tanımlayan terör örgütünün TBMM ayağı ile başlatılan süreç PKK başı bebek katili ile devam ediyor.
Başlatılan bu sürecin ABD ve İsrail projesi olduğu , Türk milletinin faydasına planlanmış ve uygulamaya geçirilmiş bir proje olmadığı zaten apaçık ortada idi.
Çözüm diye Türk milletine yutturulmaya çalışılan bu proje; Türkiye içinde zaten yaşları itibarı ile hayat için uzatmaları oynayan iki politikacının ve şürekasının Türkiye’de bir dönem daha iktidarda kalmasını, İsrail’in büyümesini, Suriye’nin Kuzeyinde tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi bir ABD- İsrail uydu devletinin kurulmasını, Irak ve Suriye’nin tüm yeraltı kaynaklarının gasp edilmesini, Türkiye’nin güneydoğusunun bölünmesine bir adım atılmasını sağlamak için uygulamaya konulmuş ve halen devam etmektedir.
Derler ki gerçeklerin mutlaka bir zamanda veya bir yerde ortaya çıkmak gibi alışkanlıkları vardır.
Süreci başlatan yaşı geçmiş parti başkanının 2023 Mayıs seçimleri akşamı artık yanlışlıkla mı yoksa bilerek mi söylediği “çok şey değişecek umarım Türkiye değişmez” sözü ile 2025 Mayıs sonlarında “Türkiye yeni bir kimlikle devam edecek” sözü. (Sanki Türk milletine kimliğini kendisi vermiş gibi milleti hiç yerine koyarak ve hakaret ederek) birbiriyle bağlantılı planlanmış ve zamanlaması düzenlenmiş konular olduğu görülmektedir.
Türk milletine “PKK kayıtsız şartsız silah bırakacak ve teslim olacak” diye ambalajlanarak sunulan planın aslında öyle olmadığı ortaya çıkıyor.
PYD liderlerinden Salih Müslüm’ün ABD’lilerce İncirlik üssüne getirildiği ve Türk Dışişleri bakan yardımcısı ile bir ateşkes anlaşması imzalandığını PYD başı Mazlum Kobani tarafından açıklandı.
Türkiye ile ateşkes anlaşması yapıldığını açıklayan Mazlum Kobani ayrıca Türkiye ile sürekli görüştüklerini, ABD’nin de aracı olduğunu açıkladı.
Millete sunumun silah bırakmak ve teslim olmak olduğu ama gerçeğin değil silah bırakmak teslim olmak karşı tarafı bir devlet statüsünde kabul ederek aracıların kontrolünde bir ateşkes anlaşması olduğu ortaya çıktı.
Demek ki aynanın arkasına da bir bakmak lazım.
2013’lerdeki adını da “Çözüm Süreci” koydukları plan gizli olarak İngiltere’nin kontrol ve hakemliğinde başlamış ama sonuçta başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Bugün yaşanan süreç ABD-İsrail kontrolünde uygulanmaktadır.
Türkiye emperyalizmin bu kirli planına, bölgenin tüm varlıklarının, tüm emeğinin gasp edilmesine, sonraki nesillere işgal ve savaş riski getirmesine iki yaşı geçmiş, teslim alınmışın bir dönemlik (belki onu da göremeyecekler) siyasi ikbali için müsaade etmemeli.
Türk milletinin merkeze alınmadığı hiçbir plana Türk milleti onay vermemelidir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.