Bahçeli, İYİ Parti’ye çağrı yaparak: “ülkenin hayrına yerel seçimlerde ittifak yapalım, komşu olalım” dedi.

Çağrı kulağa hoş geliyor.

Eminim bu çağrı birçok ülkücüyü heyecanlandırmıştır. Çünkü milliyetçilik bir bütünleştirme doktrinidir. Toplumu bütünleştirmeyi hedefleyen bir ideoloji önce kendi içinde bütünlük sağlamalıdır.

Onun için sorulması gereken ilk soru, milliyetçiler niçin bütünleşemiyorlar sorusudur. Bunun nedeni herhalde taban değildir. Daha düne kadar İYİ Partiye oy verenler FETÖ ve PKK ile aynı kefeye konulmadılar mı? Birbiri için –ölüme koşan- insanlar karşı karşıya getirilmediler mi? Bir çok ülkücü evinin, çocuklarının önünde saldırıya uğramadı mı? Hala sayın Akşener açısından açık olan FETÖ suçlaması (77 kişi ile birlikte) MHP çevreleri tarafından yapılmadı mı? Siyasi rekabet uğruna ispiyonculuk yapmak, ülkücüleri siyasallaşmış yargının kucağına atmak hangi milliyetçiliğe, hangi insanlığa sığar. İspiyonlananlar arasında Müsavat Dervişoğlu, Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu, Yeniçağ yazarları, İsmail Türk, Ramazan Akgün, Z. Abidin Kıymaz ve şahsım gibi isimler de var. Allah aşkına bu isimlerin hangisi FETÖ’cü? Madem FETÖ konusunda bu kadar hassassınız onu büyüten, devlete ortak eden parti ile niye bir araya geldiniz?

Hadi ülke ve milletin geleceği için bunları unuttuk diyelim( kendi adıma bu işi büyük mahkemeye havale ettim, Allah’ın huzurunda hesaplaşacağız) bu çağrı böyle mi yapılır? Bu tip girişimler, partilerin yetkili kurulları arasında olur. Genel Başkanlar bir araya gelerek karşılıklı konuşurlar. Anlaşınca da kamuoyuna deklare ederler. MHP ve Bay Bahçeli bugüne kadar bayramlaşmalarda bile İYİ Partinin MHP’ye gelip bayramlaşmasını kabul etmedi. Oysa gerçek bir milliyetçilik, –milliyetçiler arasında- husumete, ayrılığa, gayrılığa izin vermez. MHP, İYİ Parti, BBP ayırımı yapmaz. Hedefi bir olanları aynı hassasiyetle kucaklar. Parti çıkarını değil ülke çıkarını öne çıkarır. Bölücülüğe, işgale, talana birlikte karşı çıkmanın yollarını arar. Bugüne kadar bay Bahçeli ve partisi hangi yolsuzluğa karşı çıkabildi? Ormanlar, akarsular yağmalanırken hangi itirazda bulundu. Sığınmacı işgali, ülke içinde milli bütünlükten kopuk alanlar yaratırken ne zaman tavır koydu? Yargı siyasallaştırılıp, ülke adım adım demokrasiden, adaletten uzaklaştırılırken hangi muhalefeti yaptı? Bırakınız bunlardan herhangi birini yapmayı, İkiz İhanet Sözleşmeleri ANASOL-M iktidarı döneminde, yani MHP iktidar ortağı iken BM’de onaylandı, Erdoğan iktidarı da meclisten geçirdi. Bu iki sözleşmenin ortak maddesi halklara self-determinasyon tanımasıdır.(Ayrıntısı Self-determinasyon, Ayrılma Girişimleri ve Kürtler, isimli kitabımda var) Bahçeli bu vebali omuzlarında taşıyor. Atatürk, yabancıların bu ülkede maden ve petrol aramalarını yasaklamıştı. Bu yasayı 2003 yılında AKP iktidarı kaldırdı. MHP bunları yapan bir iktidara destek oluyor. Bunlara evet demek veya göz yummak milliyetçilikle telif edilebilir mi? Kaldı ki niçin bu birlik mesajları hep seçim dönemlerinde gündeme getirilir de seçimden sonra hiç ağza alınmaz?

Çağrı samimi değil, çünkü Bahçeli hiçbir zaman milliyetçileri birleştirmeyi amaçlamadı. Rahmetli Yazıcıoğlu defalarca BBP’yi kapatıp MHP’ye katılmak istedi Bahçeli yol vermedi. MHP-İYİ Parti ayrışmasında delegenin ¾’ü sayın Akşener’i destekledi. Milliyetçiler yeni bir liderde ittifak ettiler. Bahçeli buna izin verdi mi? Hukuk dışı mahkeme kararlarıyla kongre iptal edildi. Bir çağrı, ilgili muhatap lider ve kurumlara yapılmak yerine kamuoyu önünde yapılıyorsa hedef birleşmek değil o milliyetçi kamuoyunu ayartmak, karşı tarafta gedikler açmak içindir. Bahçeli de bunu hedefliyor. Yerel seçimler arifesinde karşı tarafta ne kadar karışıklık çıkarırsam o kadar iyi olur diyor. Milliyetçilere alternatif politika alanları bırakmak istemiyor. Halbuki milliyetçiler ne kadar özgür ne kadar bağımsız olurlarsa o kadar millete hizmet eder ve büyürler.

Kısacası, samimiyseniz önce ülkeyi felakete götüren AKP ve Erdoğan’a desteğinizi kesin, konuşmak istiyorsanız kamuoyuna değil İYİ partinin bir lideri ve yönetimi var, onlarla konuşun.