İnsanlar en kolay din üzerinden istismar ediliyor. Çünkü dini alanda itiraz, dine itiraz dolayısıyla çerçeve dışına çıkmak olarak görülüyor. Onun için vatandaş din adına söylenen her sözü kabullenmek, yahut sineye çekmek zorunda kalıyor.

Bunun en önemli nedeni cehalettir. Dinini doğru bilen, öğrenen insanları istismar edemezsiniz. İtirazını -dini nedenlere- dayanarak ortaya koyar, teslim olmaz. Muhterislerin elinde malzeme olmaz. Kullanılmak ancak cehalet varsa mümkündür. İkisi bir arada olmadıkça mümkün değildir.

Din tacirleri işte bu cehaletten yararlanırlar. Dinin yasakladığı fiilleri bile bu yolla insanlara kabul ettirirler. Şeyh efendi zinada yakalanır, gözleri ile görürler ama şeyhimize kumpas kurulmuş derler. Rüşveti, yolsuzluğu, hırsızlığı,arsızlığı görürler, ama davamız için diyerek göz yumar, hatta meşru görürler. Bilinçli körlük, her yanlışı mübah hale getirir. Öyle olmasa bu ülke bu kadar yolsuzluğa, hırsızlığa, rüşvete rağmen aynı yolda, aynı çizgide yürümeye devam eder miydi?

 Gemiciklerin hesabını soran kaç vicdan sahibi çıktı?

Hollanda'da birkaç milyar dolarlık serveti olanlara bu parayı nerede kazandınız diyebilen kaç kişi çıktı.

17 Aralık rüşvet skandalı bile herkesin gözleri önünde örtülmedi  mi? Önüne yatarım diyordu bir bakan, bunu bile kimse yadırgamadı. Dış borcumuz 450 milyar doları aştı, kaç kişi bu para nereye harcandı diye sorabiliyor. Garantili ihalelerle milletin parası müteahhitlerin(ve gizli ortaklarının) cebine akıtılıyor, o cepheden bu milletin parasıdır diye bir itiraz sesi yükselebildi mi?

Örnekleri çoğaltmak mümkün, dava İslam davası ama yol hırsızlık, yolsuzluk yolu. Bu İslam davası söz ve iddialarına da açıklık getirmek lazım. İslam davası devleti ele geçirme davası, yani siyasi bir dava değildir. İslam davası, kendimizden başlayarak toplumda güzel ahlakı yaygınlaştırma davasıdır. Kul hakkına riayet etme davasıdır. Milli menfaatleri kişi menfaatinden üstün tutma davasıdır. Her din diyenin oltasına takılmayacak kadar uyanık ve bilgili olmaktır."Bir kavmin efendisi o kavme hizmet edendir" düsturu ile çalışmak, üretmek, kendimiz ve insanlık için iyi işler yapmaktır. Hırsızlık, yolsuzluk yaparak hangi ahlak davasına hizmet edilebilir?

İstismar cehaletten beslenir. Sokak röportajlarından birinde gördüm, vatandaşın biri Erdoğan halifemizdir, dünyanın halifesidir diyordu. Hilafeti dini bir kurum ve dinin bir rüknü sanıyor. Hilafet tıpkı cumhuriyet, monarşi gibi bir yönetim biçimidir.Bir hükümet şeklidir.Halife bildiğimiz devlet başkanıdır. Kaynağı Kuran ve sünnet değil, Arap İslam toplumunun o çağdaki gelenekleri, örfü, kültürüdür. Dinden değil, bir kültürden neşet etmiştir. Onun içindir ki, her halifenin seçimi başka türlü olmuştur. Dört halifenin hiç biri öteki gibi seçilmemiştir. Dinde bu yönde bir emir veya işaret olsa sahabenin bu tek biçimde ısrar edeceğine şüphe yoktu. İslam bir yönetim biçimi vazetmemiş her milletin kültürüne, çağının eğilimlerine bırakmıştır. Hilafet, bütün Müslümanları kapsayan bir mahiyete sahip olmadığı için tarihte devletler çoğaldıkça halifeler de çoğalmıştır. Tarihte iki veya üç halifenin olduğu dönemler buna örnektir. Mesela aynı tarihlerde hem Bağdat'ta, hem de Mısır'da  Fatimilerin ayrı bir halifesi olmuştur.

Fakat  Hilafetin kaldırması ile birlikte -hilafete- dini bir kisve giydirilerek onun üzerinden Cumhuriyete ve onu kuran kadrolara muhalefet edilmiştir. Hilafetin ilgası dinin ilgası gibi takdim edilmiştir.İnsanlar hilafet üzerinden cumhuriyete karşı seferber edilmiştir. Oysa hilafet dini değil dünyevi bir kurumdur, kaldırılması o dönemde dine karşı bir mesafe konulmakla birlikte  daha çok iktidarın parçalanmasını önlemekle ilgilidir. Cumhuriyet kadrolarına karşıt olanların elinde dinileştirilerek etkili bir muhalefet malzemesi olarak kullanılmıştır.

O vatandaş, hilafetin gerçek mahiyetini, ve tarihte hüküm sürmüş halifelerin hayatlarını bilse herhalde Erdoğan halifemizdir demezdi. Ama zaten vatandaşı kolayca istismar edebilsinler diye hilafetin gerçek mahiyetini öğretmiyorlar. Hilafet hilafet diyenler şunu unutmamalı, Hz.Hüseyin ve yakınlarını  hunharca katleden Yezit de halifeydi.