"Umut oldukça her yeni gün yeni bir başlangıçtır" demiş Mevlânâ.

Evet.

Her gün yeniden başlamak için bir şanstır.

Her sabah farklılaşmak, değişmek ve muhteşem olmak için bir şanstır.

Ya acılarımız, sıkıntılarımız ve hatalarımız ile gömülmeyi böyle gelmiş böyle gider kaderciliğine sığınmayı tercih eder ya da kırık parçalarımızı onarmayı deneyebiliriz.

Bunu başarmak, küllerimizden yeniden doğmak, yeniden başlamak hiçte kolay değil.

Ama içimizde hep bir şeyin eksikliğini hisseder, onu bulursak bütün olacağımıza inanırız.

İç dünyamıza objektif bakmayı öğrenmeden, kendimizi iyi tanımadan bunu başaramayız.

Sadece iyi yönlerimizi görmek yetmez, olumsuz yönlerimizi zaaflarımızı, hatalarımızı da görmemiz gerekir.

İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özellik duygularıdır.

Egosu, kıskançlıkları, başkalarını eleştirmesi, insan sevgisi, empati duygusu, dürüstlüğü, paylaşımı, duygusal farkındalığı ve iş ahlâkı.

Burada önemli olan akılcı zekâyı devreye sokarak duygularımızı dengeleyip doğruyu bulmakta.

Ancak o zaman iyileşmeye başlar, değişime hazır olabiliriz.

Önce değişime kendimizden başlamalıyız.

Çünkü tarih tek bir insanın bile fark yaratabileceği fikrine dayanır.

Seçimin ardından, politikacıların söylemlerine bakınca hiç bir şeyin değişmediğini, tarihin tekerrür ettiğini görmek ne acı.

Demokrasi içindeki tüm unsurların haklarını korumadan gerektiği şekilde işleyemez.

Tüm seslere kulak vererek demokrasi amacına ulaşır.

Politikacıların işi sadece ait olduğu siyasi düşüncenin fikirlerini körü körüne savunmak olmamalı.

Ülkesinin geleceğini, çıkarlarını, etik değerlerini de temsil etmek olmalı.

Bu ülkenin, ülkesini seven, her ne olursa olsun gerçeği söyleyecek, dürüst, özü sözü bir, kendisini dinletecek, karizması yerinde, gerektiğinde harekete geçebilecek, meclis kürsüsünde ettiği yemine özellikle ülkenin bölünmez bütünlüğüne ettiği yemine sadık kalacak politikacılara ihtiyacı var.

Politikacı olmayı siz seçtiniz.

Seçilmek için çok da emek verdiniz.

Bu ülkeye hizmete bir şeyleri değiştirmeye aday oldunuz.

Şimdi birleşme zamanı.

Siyasi düşünceniz ne olursa olsun bir araya gelme zamanı.

Egolarınızı aşma zamanı.

Başarıya ulaşmanın, çağdaş ulusların arasına girmenin tek yolu, bir etnik kökenin, diğer bir etnik kökene, bir inancın, diğer bir inanca ve bir kültürün diğer bir kültüre üstünlük kurmamasından geçer.

Birlik ve beraberlikten geçer.

Çeşitliliğimizi ulusun gücü olarak kabul etmekten geçer.

"Biz" derken kastedilen sadece size oy verenler değil halkın tamamıdır.

Basın özgürlüğüne destek olmak, halkın bilgi edinme hakkına saygı duymak, din özgürlüğünü, adaleti, herkesin eşit eğitim hakkını sağlamak, güvenli oy kullanmayı garanti etmek ve hepimize ait olan haklarımızı hiç bir gücün ihlal etmemesini sağlamak, iktidar, muhalif her politikacının görevi olmalı.

Bu yüzden önce politikacılar, sonra bizler ötekileştirmek yerine, farklılıklarımızdaki güzelliğe odaklanmalıyız.

Tepki vermek yerine dinlemeli, itmek yerine birbirimize el uzatmalıyız.

Zıt taraflarda olsak bile, doğru olan için savaşmalıyız.

Ama adil.

Edep, haysiyet ve saygı ile.

Tarihin tekerrür etmesi, aynı hatalarımızı tekrar edeceğimiz anlamını taşımıyor.

İnsanlar daha iyisi için mücadele ettiği ders aldığı sürece HAYIR!

Kendi konfor alanımızdan çıkıp yeni köprüler kurmak değişim, cesaret ve zaman ister.

Ama inanın sonuç verilen emeklere değer.

Mevlânâ ile başladık, Şems-i Tebrizi ile bitirelim.

"Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.

Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.

Düzenin bozulur, hayatının altı üstüne gelir diye endişe etme.

Nereden biliyorsun, hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını"

BİZ VARSAK UMUT HER ZAMAN VARDIR.