Biliyorum çoğu zaman siyaset dünyasında yaşananları anlamakta güçlük çekiyorsunuz. Sanki normal koşullarda olmasını beklediğiniz hiçbir şey olmuyor değil mi? Akıl sağlığınızı yitirmekten mi korkuyorsunuz? Değişime ayak uydurmakta zorluk mu çekiyorsunuz? Öyleyse şu yaşadığımız günlere birde 5 asır önce yaşamış Nicola Machiavelli'nin gözüyle bakmaya ne dersiniz?

Hani amaca giden her yol mubahtır sözü ismiyle özdeşleşmiş olan (Makyevellizm) nevi şahsına münhasır kişilik.

Lakin o ideal insan ve toplum arayışı içinde olan felsefeciden ziyade hayatın acı gerçeklerini vurgulayan bir sosyologdur. Ancak aptalların olması gereken için olanı terk edeceğini söyler.

Hükmetmenin 2 yolu vardır: Biri hukuk diğeri güç. Hukuk insanların, güç hayvanların yoludur. Çoğu zaman birinci yol yeterli olmaz ve ikinci yola sapmak gerekir.

Hükümdar olarak mutlaka hile yapmak zorunda kalacaksınız, bu nedenle ahlaki kurallara çok takılmamalı ve iktidarda kalmak ve zafere ulaşmak için ne yapılması gerekiyorsa onları yapmalısınız.

Her ne kadar siyaset meydanlarını yüksek ahlaki değerler ve dürüstlükten bahseden ateşli söylemler çınlatsa bile, Machiavellinin siyasi öğütlerinin cazibesinden bugünün siyasiler bile kendini alamaz.

Geçmişte Konfiçyüs, Sokrates, Çiçeron gibi filozofların yöneticilerde aradığı adil, cömert, yüce gönüllü hükümdar özelliklerini alaya alır ve bu vasıfların hükümdarların işine yaramadığını söyler

Yaşadığı dönemde Floransa'da cumhuriyetin devrilip Medicci ailesinin iktidarı tekrar ele geçirmesiyle devletteki bütün konumunu kaybeder ve Mediccilere yaranmak için sürgünde ''Hükümdar'' isimli eserini yazar. Eski bir cumhuriyetin yeni hükümdarı olmak kadar tehlikeli bir şey yoktur, Cumhuriyetçi gelenekleri olan bir toplulukta iktidara gelirseniz kendinizi bir anda kendi kendini yönetmeye alışmış memnuniyetsiz cumhuriyet tebaasının ortasında bulursunuz diye yazar bu eserinde. Yöneticiler için acımasızlığın zorunlu olduğunu düşünmekle birlikte kralla eşkıya arasındaki farkı da çok iyi bilmektedir. Yani aslında kendisi bile tam anlamıyla Makyevellist değildir.

Gelelim diğer öğütlerine; Hükümdarların düşmanlarını korkutması için aslanlar gibi acımasız ve güçlü, tuzakların farkında olması için tilkiler gibi kurnaz olması gerekir. Sürekli olarak şiddet ve vahşete başvurmaması gerektir ama bunu yapacaksa çok şiddetli ve acımasız bir şekilde yapmalıdır. Bu tezlerini desteklemek için hayranlık duyduğu, öz kardeşi dâhil çok sayıda prens ve kardinali öldürten Papanın oğlu Cesare Borgia'yı örnek gösterir. Borgia bizzat kendi emriyle halkı acımasızca öldürten bakanını kendini aklamak için öldürterek cesedini kanlı bir bıçakla meydana bırakır. Bu gösteri halkı hem dehşete düşürür ve memnun eder. Sonuç olarak kan dökerek halkı hem memnun etmek hem de gözünü korkutmak mümkündür. Halkın gücünün kalabalık olmasından kaynaklandığını ve bu nedenle hükümdarların halkı mutlaka dikkate alması gerektiğini ama tilkiler gibi zaman, zaman aldatması gerektiğini önermektedir.

Halkın dikkate alınması, kamuoyuna önem verilmesi o dönem için yenilikçi sayılabilecek düşüncelerdi. Ne zaman erdemsiz bir iş yapacaksanız sanki o işlerin sizinle alakası yokmuş gibi davranın. Hile yapmadığınız görüntüsünü vermek için elinizden geleni yapın. Muhteşem kıyafetler içinde saraylarda yaşıyorsunuz. Öyle herkes size ulaşamaz. Hükümdar olarak haşmetiniz sizi korur. Zaten doğal olarak bir inandırıcılığınız var, gerçeğin bir önemi yok, verdiğiniz imaj her şeydir. Sizin gerçekte ne yaptığınızı bulamazlar ve bunu sır gibi saklayın. Çok kişi görür ama çok az kişi gördüğünü anlar. Çok kimse sen nasıl görünürsen seni öyle anlar. Kalabalıklar görünüşe aldanır başarıya bakar... Ve en dikkat çekici önerisi; Hükümdarlar dindar olmasa bile dindar görülmelidir. Bu sıradan halkın dindar olduğu ülkelerde halkın kontrolünü kolaylaştırır. Peki, bu tavsiyelerde bulunan şahıs dindar biri miydi? Her yıl yapılan dini kutlamalar için kendisinden rahip seçmesi istenilen Machiavelli, bu durumla ilgili olarak ''Beni rahip seçmeye yollamanız Floransa'nın en meşhur eşcinselini gelin seçmeye göndermeye benziyor'' esprisini yapar. Hiçbir yalanın uzun ömürlü olamayacağı bilgi ve teknoloji çağında yaşıyoruz. İletişimin bu derecede arttığı bu çağda herhangi bir politikacının halkın gözünün içine bakarak yalan söyleyip, hatalarından kolayca kurtulabileceğini beklemiyorsunuz her halde

Bence Machiavellinin öğütlerinin bu çağda bir değeri kalmadı.

Lan yoksa...