Çankaya’ ya Doğru…

Çankaya için kulisler hareketlenmeye başladı. AKP, adayını belirlemek için milletvekillerine anket uyguladı. Burhan Kuzu’ nun ’’Çankaya, Erdoğan’ ı öldürür.’’ demesine rağmen birkaçı hariç tüm vekiller, Erdoğan’ ı işaret etti. CHP ve MHP kendi adaylarını çıkaracaklarını birer hafta arayla açıkladı. Pervin Buldan’ ın ’’Tavizler sürerse oyumuz Erdoğan’ a...’’ söylemine bakılırsa BDP kanadında pusuya yatmış bir görüntü var. Diğer partilerin konjonktüre göre hareket edeceğini düşünüyorum. Tarikatları yok etmek kutsal göreviyle İşçi Partisi gibi bir kısmı iktidarın adayını desteklerken bir kısmı da CHP-MHP adaylarından ideolojik anlamda DNA’ sının uyduğunu destekleyecektir.

Seçim ittifakı demokrasinin gerçeğidir. İki veya daha çok parti başka ortak rakip olan partiye karşı sandıkta birleşir. Bu, sorun değildir. Ancak seçim ittifakını ’’Sen bana taviz verirsen ben de sana destek veririm.’’ şeklinde ayaklar altına almak, kirli pazarlıktır; kabûl edilemez. En azından Türk siyasetçilere yakışmaz, gerisini bilemem!

Aldığı oy önemli değil muhalefetteki herhangi bir siyasî parti liderinin aday gösterilmesi, bana göre Çankaya’ yı AKP’ ye ikram etmektir. Bu süreçte mümkünse AKP, adayını açıkladıktan sonra aday açıklanmalı; üzerinde her kesimin ittifak edebileceği tek aday bulunmalıdır.

Oy oranı %1-5 arasında olan partilerin muhalefetin hemfikir olduğu adayı desteklemek yerine kendi adaylarını çıkarmaları, alacakları oyu kamuoyuna göstermekten başka işe yaramaz. ’’Yetmez ama evet’’ çilerin düştüğü hataya düşerler.

Şayet İlker Başbuğ gibi Ergenekon ve Balyoz tutuklusuyken serbest bırakılan Türk siyasetinde öne çıkmış isimlerden herhangi biri üzerinde ortak akıl oluşturulursa hukukî pozisyonları dikkatle incelenmeli. Çünkü cumhurbaşkanının dokunulmazlığı olmadığı için cumhurbaşkanları yargılanabilir. Böyle basit hatalar sadece iktidarın işine yarar. Ayrıca Türkiye’ de son dönemde insanların sivilleşme yalanına inandırılması nedeniyle asker kökenli bir aday, büyük hata olur. Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ayışığı, askerî casusluk gibi operasyonlarla yıpratılan TSK’ den belirlenecek adaya kırsal ve eğitim seviyesinin düşük kesimlerden az oy çıkar.

Benim Cumhurbaşkanı Adayım

Beşiği sallayan el, dünyayı da sallar; diyoruz yalan külliyen yalan! Rakamlar asla yalan söylemez işte acı tablo: Paket paket demokrasiye gark olmuş mükemmel demokratik ülkemizde 2002’ de 66 kadın öldürülürken son 3 yılda 600’den fazla kadın öldürüldü. Kadın cinayetleri, insan hakları ihlâllerinde dünya birincisi; çocuk işçiliği, taciz ve tecavüzlerinde dünya ikincisi; çocuk gelin oranında dünya üçüncüsüyüz. 250 polis, 120 asker, 50 gardiyan ve korucu tecavüzden yargılandıkları halde ceza almadılar. Resmî kayıtlara göre ülkemizde tecavüze uğrayan kadınların yarısı 18 yaşından küçük! Kadın seçmen sayısı 26.7 milyon, erkek seçmen sayısı 25.9 milyon olmasına karşın 30 Mart yerel seçimlerde AKP %1, MHP %3, CHP %4, HDP %50 kadın aday oranına sahip! 

Türk kadınına seçme-seçilme hakkı Avrupa’ dan bile daha önce verilmişken, dünyada 20’ ye yakın kadın başbakan/devlet başkanı varken 12. cumhurbaşkanı ilk kez kadın olacak, neden olmasın? HDP %3 oy aldığı halde adaylarının yarısını kadınlardan tercih etmeyi akıl edebiliyor da toplamda %55 alan muhalefet partileri mi akıl edemiyor? İktidar tek başına en doğru ismi belirleyebiliyor da muhalefet partileri 1 adayı mı belirleyemeyecek? 30’ a yakın muhalefet partisi var, 2002’ den beri sandığa 8 defa gömülmekten bıkmadılar mı, yoksa ’’Yenilen pehlivan, güreşe doymaz!’’ atasözünün doğruluğunu mu test ediyorlar? 

Cumhurbaşkanı tarafsız olacaksa muhalefet partilerinin ittifak etmesi için başka gerekçe kalıyor mu? Türkiye’ de kadın gücü ortadayken, kadınlara uygulanan negatif ayrımcılık ayyuka çıkmışken cumhurbaşkanlığı için kadın aday; muhalefet partileri adına milenyumun en doğru siyasî kararı ve hamlesi olur. Dolayısıyla benim cumhurbaşkanı adayım, Meral Akşener’ dir. Zikredilen adaylar arasında duruşuyla o koltuğu layıkıyla doldurabileceğini ve Çankaya’ ya fazlasıyla yakışacağını düşünüyorum. 

Yazar notu: Şu an yazmakta olduğum bundan sonraki uzun soluklu yazımda Meral Akşener’ i neden tercih ettiğimi siyasî hayatımızın son on beş yılından örnekler vererek açıklayacağım. Bilgi ve dikkatinize sunar, ilginize teşekkür ederim.

Yücel ÖNDER