Şöyle somut öneri ile başlamak ve bununla yapılacak olan erken ya da zamanında bir seçim için bir şeyler demek isterim.

3 Temmuz 2025 tarihinde açıklanacak ilk 6 aylık enflasyon verisi sonucunda:

Asgari Ücrete ara zam artışı yapılmalı ve asgari ücret 27.500 TL olmalıdır,

En düşük emekli maaşı 20.000 TL'ye çıkartılmalıdır,

Emeklilerimize ise enflasyon artışı +(%17 gibi gözüküyor) 3.000 TL seyyanen zam verilmelidir,

Memur ve Memur emeklileri içi ise Enflasyon+ refah payı (%5) zammı yapılmalıdır,

Kamu işçilerinin 2025 yılı toplu iş sözleşmelerinde ise en az bu iyileştirmelere benzer şekilde artışlar yapılmalıdır.

Bu düzenlemeler ilk adım olmalı ve ikinci altı aylık dönem ve sonraki yılların birinci ve ikinci altı aylık dönemlerde daha yüksek iyileştirmeleri gidilmelidir. Maaşlar insanlarımızın ekonomik problemlerinin önemli bir parçasıdır. Ama diğer yandan ise esnaflar, çiftçiler, öğretmen atamaları, tarım ve hayvancılık, turizm ve sanayi alanlarında da refah artırıcı ekonomik adımlar atılmalıdır.

Daha önce zaten işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin 8 bin liralık seyyanen zam alacağı olduğunu hatırlatmakta fayda var. Memurlara 8 bin liralık seyyanen zam verilmiş işçi ve Bağ-Kur emeklileri çok ciddi mağdur edilmişti. 3 Temmuz’dan sonra verilecek zamlarda en azından bir kısmı olan 3.000 TL olarak uygulanarak mağduriyet azaltılmalıdır.

Bu şekilde yaklaşık 30 milyon insanımız birazda olsa nefes alması sağlanmalıdır.

TÜİK ENFLASYONU VE GERÇEK ENFLASYON

İnsanlar çok bunaldı. Ülkemiz çok gerildi. Tam dört yıldır devam eden ekonomik kriz ve enflasyonist ortam var. Bu kabul edilebilir bir zaman ve durum olmaktan çıktı. TÜİK verileri sonucunda açıklanan enflasyon oranı ile çarşı ve pazarda, kasap ve markette ev kiraları artışı ve manavda, fırın ve ulaşımda yaşanan enflasyon oranı bir değil. Bu ciddi fark alım gücünü yok etmeye devam ediyor. Bundan da en çok asgari ücretli ve emekliler zarar görüyor.

SEÇİM ZAMANI MİLLET YEMEZ

İktidar kanadı bunun farkında ama şöyle bir yanlış düşünceleri var: " Seçimlere 1 yıl varken fazla artışlar yapar, faizleri düşürür konut kredileri, otomobil ihtiyaç kredisi önünü açarız. Memura esnafa yönelik düzenlemeler yaparız, tarım ve hayvancılığa yönelik güzellikler ortaya koyarız. Oyları yine alırız. " Bu sefer böyle olmayacak. Çünkü dertler nasırlaştı. Problemler katlandı .Çekilen çileler yüreklere yerleşti. İnsanlar kayıplar yaşadı. Güven duygusu çok zedelendi. Vereceğinizi alacaklar ama büyük çoğunluk oylarını bu sefer vermeyecek.

Bu nedenle hükümet vatandaşını seçimlere 1 yıl önce yerine çok daha erkenden rahatlatmaya ve nefes almasını sağlamalıdır.

Benim düşüncem göre, Seçimlerin sonucunu terörsüz Türkiye, dış politika, istikrar sürsün anlayışı beka meselesi, yeni anayasa söylemleri, İmamoğlu yargılanması, petrol, doğal gaz bulunması ve adayların isimlerinden daha ziyade ekonomi belirleyecektir.

İktidar seçim kazanmak istiyorsa ekonomiye bakmalı. Halkın sıkıntılarını gidermeli. Aksi takdirde seçim döneminde doğal gaz bulduk her aileye bedava doğal gaz, araba sahiplerini bedava akaryakıt verse bile millet bunu yemeyecektir.

Tüm bu ekonomik kriz sürecinde başta Türk -iş , Hak- İş başta olmak üzere memur sendikaları sınıfta kalmış. Pazarlık ve sendika gücünü kullanmamış ve gelinen bu noktada da sorumlu olmuştur.

Yazımdaki amaç iktidara pas atmak değil. Emekli, işçi, memur, esnaf, çiftçi, asgari ücretli gibi dar gelirli en az 30 milyon insanımızın çektiği sıkıntıların ve ülkemizin ekonomik durumuna dikkat çekmektir.