İSMAİL ABİ' NİN SENDİKASI

Ekranların en absürd komedisi Leyla ile Mecnun’ u herhalde izlemeyen yoktur. Gezi Parkı göndermeleri nedeniyle ekranlara veda eden dizinin işsiz karakteri, İsmail Abi de en az dizi kadar ünlendi. Dizinin tüm oyuncuları başarılı ama İsmail Abi’ nin içten, samimi rol yeteneği; dizide kendine ayrı bir yer tuttu. Hatta diyebiliriz ki yazarını aşan roman karakterleri gibi İsmail Abi tiplemesi dizinin önüne geçti. (Avrupa Yakası’ nın Burhan Altıntop karakterinin gerisinde kalması gibi…)

Buraya kadar okuyanlar, başlığa bakarak diziye benzer absürd yazı okuyacaklarını düşünüyor olabilirler ancak öyle değil. Kalemimden kan damlasa da kantarın topuzunu kaçırmam. İncelememiz gereken, işsiz İsmail Abi’ nin iç sızılarıdır yani toplumumuzun kanayan yarası haline gelmiş, işsizliktir.

Türkler, Almanya’ ya II. Dünya Savaşı’ ndan sonra akın akın göç etmeye başladıklarında Alman birimleri zannettiler ki İtalya’ dan gelen işçiler gibi Türklerin de mahir oldukları ayrı ayrı iş kolları var. Mesleği sorulan her Türk ‘‘Ne iş olsa yaparım abi!’’ dedi. Toplumumuzda sosyolojik bir refleks olarak karşımıza çıkan ‘‘Ne iş olsa yaparım!’’ ı İsmail Abi’ den daha iyi hiç kimse anlatamadı. İsmail Abi, işsiz kitlelerin sesi oldu ancak insanlar komedi dizisinde bunun farkına varamadı. Her işi genleri sebebiyle yapabilen, iş ayırt etme huyu olmayan hatta dedeleri bile o işte mahir olan tipik Türk’ ü; İsmail Abi tarihî gerçekler bağlamında skeçlere didaktik özellik kazandırarak çok iyi canlandırdı. Ekmek kavgasını ekranlarda resmetti. Sayıları 10 milyonu geçen işsiz ordusunun sesi soluğu oldu. İş bulsa da aklı yol-yemekte olan çaresiz kesimi kapitalist milyonlara izletti. Biz sadece İsmail Abi’ ye gülmedik, ağlanacak halimize de güldük.

Ülkemizde işsizlik sorunu var: Lisans ve üstü eğitim almış her üç kişiden biri işsiz, Türkiye düzeltilmiş işsizlik oranında %30,6 ile OECD şampiyonu, her sene KPSS’ ye giren aday sayısı BM verilerine göre 72 ülkenin nüfusundan fazla, son 12 yılda ataması yapılmayan öğretmen sayısı %500 arttı. Bunlar resmî veriler, gayrıresmî rakamların daha çarpıcı olduğunu söyleyebiliriz. O yüzden İsmail Abi sadece sizi güldürmedi. Karşımıza sosyolojik karakter olarak çıkan, aslında her zaman karşımızda bir yerlerde duran işsiz insan tipini çok iyi tahlil etti, çok iyi sundu. Yani yetkili sendikanın yapamadığını tek başına yaptı.

Bu vesileyle Serkan Keskin’ e sevgilerimi gönderiyorum.


Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi