KALEMİMDEN KAN DAMLIYOR!

Ortaya Karışık yazı dizimin devam edeceğini daha önce söylemiştim. Bu defa isim değiştirerek ’’Kalemimden Kan Damlıyor’’ yaptım. Bir amacı yok, farklılık olsun. Yedi başlığımız var, umarım keyifli bir okuma sunmuş olurum.

Darphane İşçileri Grevde...

1988’ de darphane işçileri "Madenî Paralar Kumbaraya" kampanyası başlattıklarında dönemin RP’ li İBB başkanı R. T. Erdoğan, darphane işçileriyle sahur yapmış ve kendilerini sonuna kadar desteklediğini söylemişti. Aradan 25 sene geçti, köprünün altından çok sular aktı. Maalesef ki 7 aydır toplu iş görüşmesi yapılıyor. Görüşecekleri 46 madde var ama iki taraf sadece 7 maddede mutâbık kalabildi: 7 ayda 7 madde… Bir iş bu kadar da yokuşa sürülmez. Hal böyle olunca darphane işçileri bir amaç olarak görmediklerini ifade ettikleri greve 8 Temmuz günü çıkmak zorunda kaldılar. Darphanenin ürettiği ehliyet, pasaport, nüfûs cüzdanı, madalyon, resmî mühür, harç pulu, altın, nişan, vize, değerli kâğıtlardan 2012’ de devletin net kârı 68 milyon TL. Yoksulluk sınırı 3300 TL olduğu ülkemizde darphane işçisi 1500 TL alıyor. Haftada 1.5 ton altın üretebiliyorlar. Geçen sene ürettikleri altının 2 katını bu yılın ilk yarısında üretmeyi başardılar. Ramazan ayının başladığı şu günlerde 25 sene öncesinde olduğu gibi R. T. Erdoğan’ ın darphane işçilerine destek sözü vermesini bekliyoruz. Darphane işçilerinin grev kararını ve mücadelelerini sonuna kadar destekliyorum. Şeyh Edebali’ nin de dediği gibi: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın…

Eğitim-İş’ i Neden Kurdunuz?

Taksim’ de zafer 1 Haziran itibariyle direnişlerin oldu. Çok güzel bir tabloydu. Saatlerce, günlerce oradaydık. Eğitim-Sen 4-5 Haziran günü için ’’657 sayılı DMK’ de yapılacak değişikliklerden dolayı grev kararı aldık.’’ dedi ama sonradan ortaya çıktı: polisin tekrar müdahalesine karşı bir uyarıydı grev. Eğitim-Sen’ in cesur kararını tebrik ediyorum. Yalnız 5 Haziran günü için Eğitim-İş de grev kararı almasın mı? Eğitim-İş grev yapmasın, demiyorum ama bu kadar tesadüf dikkat çekmiyor değil. İki sendikanın da haber arşivine baktım, bu ve buna benzer uygulama farklılıkları yok denecek kadar az: Andıkları şairler, yaptıkları eylemler, basın açıklamalarındaki üslûp ve jargon, gösterdikleri tepkiler, onayladıkları, onaylamadıkları… Neredeyse hepsi aynı… İnsanın soracağı geliyor: Yahu siz Eğitim-Sen’ den ayrılıp Eğitim-İş’ i niye kurdunuz?

Sendikacılar Oyunbozan mı?

Yıllardan beri her şekilde itham edildik: Şehidimiz kelle oldu, şehit anası yaygaracı… Dahası; bebek katiline sayın, bakkallara gereksiz, eczacılara sahtekâr, hayırcılara darbeci, Hopalılara eşkıya, Atatürk ve İnönü’ ye ayyaş, vatandaşa edepsiz, 29 Ekim’ i kutlayanlara marjinal Ergenekoncu, Alevilere sapık, İzmirlilere gavur, teröriste aktivist, gazetecilere köpek, öğrencilere beyinsiz, Tekel işçilerine provokatör, Kıbrıslılara besleme, Galatasaray taraftarına geri zekalı, Gezi Parkı eylemcilerine çapulcu da dendi. Acaba sendikacılar ne, oyunbozan mı?

Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye    

Sait Faik’ in anı ve hikâyelerinden Savaş Dinçel uyarladı, ilk kez 1993’ te kendisi oynadı ta ki vefat ettiği 2007’ ye kadar, sonra öğrencisi Naşit Özcan’ a düştü Sait Faik olmak. O da 5 senedir onlarca defa oynadı. Temsil, Şehir Tiyatroları’ nda halen sahneleniyor. Üşenmedim saydım 16 bilet var elimde, yani 16 defa izlemişim; kaybettiğim ve toplu alınan biletler hariç… Hepsini dâhil edersek 20 defa izlemişimdir 5 senede. Nedir beni bu oyuna çeken? Afişini her gördüğümde yüreğimde bir şeyler kıpırdatan? Neden ona hep bir Anadolulu bakışla aşinalık duyarım? Hele iki saat boyunca sanki ilk defa izliyormuşçasına pür dikkat izlememe ne demeli? 20 defa izleyip de hala daha bulmak/görmek istediğim ne var? Düşünmeden edemiyorum. İstanbul’ u mu Sait Faik’ i mi daha çok seviyorum, anlamadım doğrusu.

MEB’ de İdareci Maaşları

Herhangi bir devlet dairesinde müdür veya müdür yardımcısı maaşları ile MEB’ dekiler arasından devasa fark var. MEB’ deki idareciler hem çok çalışıyor hem az maaş alıyorlar ki Millî Eğitim gibi bir iş kolunda hizmet verdiklerini de söylemeye lüzum görmüyorum. İdareciliğin cazip tarafı sadece makamdan gelmemeli. Ekonomik olarak da doyurucu olmalı ki öğretmenlerden bu işe gönüllü olanlar, idareciliği daha fazla istesin. Böylelikle makam, talep edilene verilecek ki iş bilmez, zorâkî müdür ve müdür yardımcılarından kurtulalım!

İLKSAN’ a Dokunma!

Dört dönem önce idaresini ele aldık. Her seçimde birilerini sandığa gömdük, en son %61 ile başa geldik. 3 trilyon borçluydu, şu an yarım katrilyon kârı var. 7 farklı karşılıksız yardım veriyor, bu yardımlar önceki gibi 6-7 ay sonra değil evraklarınız İLKSAN’ a ulaştıktan sonraki salı ve perşembe günü hesabınıza yatıyor. 5 büyük katılım bankasının faiz oranının ortalamasının altında verilen ikrazı (krediyi) saymıyorum bile. Tam 282.000 üyesi ile Türkiye’ nin en büyük sandığı... Hizmet anlayışını ve kalitesini birçok sandık ve kuruluş, protokollerle takip ediyor. Her defasında çamur atmaktan, mide bulandırıcı iğrenç iftiralarıyla karalamaktan, var yere yok yere dava etmekten vazgeçmediler. O yüzden koro halinde haykırıyoruz: İLKSAN’ a dokunma! ( Hatırlarsınız bir sendikanın genel başkanı ’’Bırakın Andımız’ ı çocuklarımıza her gün koro halinde Fatiha’ yı bile okutsanız tiksindirirsiniz.’’ demişti. Ben de o yüzden ’’koro halinde…’’ derken tevriye yapmak istedim. Şimdiye kadar camide cemaatle yüzlerce defa amin dedik ama Fatiha’ dan tiksinmedik elhamdülillah, siz rahat olun sayın başkan! )

Keçi Sarhoş Olunca…
 
Bir sendika kuruluşunun 19. yıldönümünü bakanla nasıl kutlar? Yetmedi, dilekçe kampanyası dahilinde toplanan dilekçeleri törenle plaket eşliğinde bakana nasıl teslim eder? Maddenin doğasına aykırı! Dünyanın neresinde görülmüş? Atalarımız ne güzel söylemiş: Keçi sarhoş olunca dövüşmeye kurt arar. Bir tane de şirketten gelsin: Kervan terse dönünce uyuz eşek başa geçermiş…


Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi