
KARTLARINI AÇIK OYNAYAN SENDİKA
Mısır’ da Neler Oluyor?
Mısır yangın yeri, günlerdir sular durulmuyor. Göreve gelişinin 1. yıl dönümü sebebiyle Mursî karşıtları 30 Haziran’ dan itibaren sokaklara dökülmeye başladı. Eylemlerin merkezi yine Tahrir’ di. Müslüman Kardeşler’ e ait ofisler yakıldı, 53 eylemci öldü, bunun en az 6 katı kadar yaralı var. Ordu, artan şiddet olayları sebebiyle iktidarı uyardı; 48 saat verdi. İktidar ve muhalefet anlaşamayınca kaçınılmaz sonu 3 Temmuz akşamı televizyonlardan izledik: Mısır’ da ordu, yönetime el koydu. Devlet televizyonu ele geçirildi, anayasa askıya alındı, 6 bakan ve birkaç vali istifa etti, Mursî bir misafirhaneye gönderildi, bazı elçilikler boşaltıldı, Anayasa Mahkemesi başkanı geçici olarak cumhurbaşkanlığı görevine atandı. Tahrir ve Nahda Meydanı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile kritik yerlere tanklar konuşlandı. (Mısır’ ı isterse %52 oyla seçilmiş Mursî yönetsin, ister asker, ister firavun… Açıkçası çok da umrumda değil!)
Dünyadaki Yankıları
Mısır’ daki askerî müdahale aslında dünyada pek de önemsemedi. 193 ülkenin sadece 3’ ü darbe sözcüğünü telaffûz etti. Türkiye’ yle birlikte Tunus ’’pervasız darbe’’, Kenya ’’askerî darbe’’ dedi. Afrika Birliği, Mısır’ ın üyeliğini askıya aldığını açıkladı. Bu da Mısır için özel bir tavır değil, Afrika darbeleri kanıksamış bir kıta, darbe olan her ülkenin üyeliğini Afrika Birliği askıya alıyor. Fas ve Ürdün de ulusal birlik ve halk iradesine vurgu yaptı. Daha ilginç bir gelişme ise Arap ülkelerinde yaşandı: Başta Suûdi Arabistan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suriye, Ürdün ve Filistin darbeyi alkışladılar. İsrail ve Hamas’ tan ses çıkmazken sevgili kardeşimiz Esat, siyasal İslam’ ın çöktüğünü iddia etti. AB, çok önemsiyormuş gibi hızla demokrasiye dönmelerini bekliyor. Avrupa Konseyi genel sekreterinin 9 Temmuz’ da yaptığı açıklamada darbe sözcüğü geçti. Avrupa’ da ülke bazında sadece İngiltere ’’askerî müdahale’’ dedi. Fransa darbeyi demokrasiye bir geçiş(!); İtalya ise Mısır halkının kararlılığı olarak gördü. BM genel sekreteri Bankimun ise darbeyi endişe verici buldu. Kanada ve Rusya’ dan ihtiyatlı açıklamalar geldi. Obama da darbe demedi ama tasvip etmediklerini, darbeyi memnuniyetle karşılamadıklarını ifade etti.
Türkiye’ den Tepkiler
Demokrasiye gark olmuş, barış içinde yaşadığımız mükemmel ülkemiz Türkiye’ den askerî darbeye karşı sert tepkiler geldi. İlk açıklamayı 3 Temmuz’ da H. Çelik yaptı: Müslüman Kardeşler’ in iktidarı hazmedilemedi, bu tablo Türkiye’ de 1960 ve 1980’ de yaşandı; dedi. Aynı gün N. Kurtulmuş bunun doğrudan doğruya halk iradesine yapılmış bir darbe olduğunu iddia etti. 4 Temmuz’ da B. Bozdağ, demokrasilerde iktidarın değişmesinin tek yolu sandık olduğunu vurguladı. Hükûmetin renkli simâlarından B. Kuzu ise tivitırına Türk devletlerinin Mısır’ ı yönettiğini unutarak Mısır’ ı 5000 yıldır firavunların yönettiğini iddia etti; ilk defa seçim yapıldığını ve bunun da 1 yıl sürebildiğini yazdı. Erdoğan üç açıklama yaptı: 5 Temmuz’ da darbeyi olumlu karşılamadığını ifade etti. 2 gün sonra İstanbul’ da metro açılışında ’’Mısır, Türkiye’ nin özbeöz kardeşidir.’’, 11 Temmuz’ da MÜSAİT’ ın iftarında ’’Kim kime yaparsa yapsın darbeye karşıyız, her darbe gayrımeşrûdur.’’ dedi. B. Arınç 6 Temmuz’ da bunun bir darbe olduğunu ve kabul edilemeyeceğini söyledi. Aynı gün A. Davutoğlu darbeyi bizdeki 28 Şubat’ a benzetti. Ş. Tayyar işi biraz daha ileri götürerek demokraside darbenin yeri olduğuna inananların şerefs.z olduğunu iddia etti. Hükûmet kanadında durum böyleydi. Muhalefetten de buna benzer açıklamalar geldi. Bahçeli, firavunun devrildiğini; Kılıçdaroğlu ise darbenin kabul edilemeyeceği söyledi. TBMM de ortak bir bildiriyle halkın iktidarının iadesini istedi.
Zurnanın Zırt Dediği Yer
Şimdi gelelim mevzûuya: Mısır’ daki darbe görüldüğü gibi dünya ülkelerini pek de ilgilendirmedi. Arap ülkeleri bile sevinçle karşılarken çoğu ülke iç işleri olduğu gerekçesiyle görüş bildirmezken haliyle bizi de o kadar ilgilendirmiyordur diye düşünürken bir sendikanın internet sayfasında 4 Temmuz gibi erken bir tarihte darbeyle ilgili ilginç bir haber okudum: Mısır’ da yaşananları militarist zorbalık olarak gören bu sendika darbeyi ve darbecileri kınıyor, lanetliyor. Mısır halkının özgür iradesinin önemine vurgu yapıyor. Faşist/antidemokratik olan bu darbenin asla kabul edilemeyeceğini, bunun halk iradesine saygısızlık ve kirli bir oyunun parçası olduğunu, Mısır’ da iç çatışmaların çıkabileceği ihtimaline karşı sivil yönetimin tekrar başa gelmesini, sivil yönetimin başa gelmesi için bölgesel/küresel baskı araçlarını devreye bile sokulması ve tüm Mısırlıları kucaklayan sivil/demokratik bir anayasa yapılması gerektiğini söylüyor. Yine bu sendika, hemen 1 gün sonra Mısır’ ın Ankara Büyükelçiliği önünde bitiverdi. Türkiye’ deki bir eğitim sendikasını çok ilgilendirdiği için ’’Vur vur inlesin, firavunlar dinlesin!’’ sloganlarıyla ’’Mısır Halkının İradesine Saygı ve Darbelere Hayır’’ eylemi yaptı. Basın açıklamasında; Türkiye olarak gerçekten bize çok lazım olan Mısır’ daki istikrardan İsrail, ABD başta olmak üzere dış güçlerin rahatsız olduğunu, iç karışıklık çıkartılarak darbeye zemin hazırlandığını, Mısır halkının iradesi yok sayılıp cuntacıların silah zoruyla iktidar hırsızlığı yaptığını, Mısır halkının Arap baharını kışa çevirmeyeceğine ve şiddete başvurmadan iradesine sahip çıkacağını söyledi. Bırakın Türkiye’ deki memur sendikalarını Türkiye açısından bile istikrarı ve demokrasisi pek de önemli olmayan bir ülke için hükûmet kanadından yükselenlerle birebir aynı tepki/reaksiyonu yaz tatilinde, Ramazan günü, tatil matil demeden ortaya koyan bu sendika; acaba öğretmeninin sorunları için kaç defa sokaklara döküldü, kaç defa basın açıklaması yaptı, kaç defa eylem yaptı? Yahu sendika, kartlarını bu kadar açık oynama; sonra toparlayamazsın!
Yazar Notu: Bu yazıyı 15 Temmuz 2013 tarihinde yazmıştım. Bir şey olduğundan değil aklıma gelmişken gömeyim dedim.
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.