
SEÇİMLERİ NASIL YAPMALI?
Seçim sonuçlarını TV başında koltuğa kaykıla kaykıla izliyorsanız sorun yok. Ancak seçimlerde mutlaka masaya yatırılması ve acilen çözüm bulunması gereken bir sorun var ki herkesin gözünden kaçıyor: Sandık başkanının çilesi…
Bildiğiniz üzre sandık başkanları öğretmenlerden seçiliyor. İlk sorun sandık başkanlığının talep edilmemesine rağmen görevin öğretmen arkadaşlarımıza zorla verilmesidir. Seçim görevi düzenlenmesi gereken yönetmelikle kesinlikle gönüllülük esasına dayanmalı, demokratik usûller kullanılmalıdır. Sandık başkanlarını seçim arifesinde eğitime alıyorlar; anlatılanlar hep bildiğimiz türden uyarılar… Ama sorun şu ki kısa da olsa bu eğitim için öğretmen arkadaşımızın okuldan görevli izinli olarak ayrılmasına rağmen ek-dersleri kesiliyor. Asla kabûl edilemeyecek bir uygulamadır, ekonomik hakların mağdur arkadaşlarımıza ödenmesi elzem derecede önem taşıyor.
Seçim çuvallarını hiçbir planlama veya sıra/randevu sistemi olmadan saatlerce beklenen kuyruktan sonra zor zahmet alabiliyorsunuz. Elimizde çuvallarla evin yolunu tutuyoruz. Seçim güvenliği, elimizi çuvalın düğümünü sıktığınız kadar sağlanıyor. Siz hiç öğretmenden başka elinde devletin çuvalıyla sokakta gezen memur gördünüz mü?
Seçimden bir gün önce okullarda sınıfların seçime hazır hale getirmek de sandık başkanına yani öğretmen arkadaşımıza düşüyor. 20-30 sıra ve masayı çekiliyor; istifleniyor; oy kabinleri kuruluyor; müşâhitlerin/ üyelerin oturacağı, sandıkların koyulacağı yerler ayarlanıyor. Tamamen angarya esasına dayalı olarak yapılan bu işi tüm memur kesimi içinde sadece öğretmenler yapıyor.
Oy verme sırasında yaşanan sorunlara ve aksaklıklara değinmiyorum bile. Sabahtan akşama kadar sürekli oy kullanılıyor; yemek yemeye, su içmeye vakit olmuyor çoğu zaman. Sürekli hırgür yaşanıyor, kavgasız/ dövüşsüz okul neredeyse yok.
Buraya kadar anlattıklarım buz dağının görünen kısmı… Asıl sorun oy verme işlemi bittikten sonra başlıyor. Muhtar adayları ve arkadaşları dünyada laftan anlayan son insanlar oluveriyor. Saat 17.00’ ye kadar kibarlık resitali sergileyen o adaylar gidiyor yerlerine canavarlar geliyor. Her oya, her karara itiraz ediyorlar.
Muhtarlık için oy sayımı bitince zurnanın zırt dediği yere geliniyor: siyasî partilerin oy sayımı… Yaklaşık 300 oy pusulası müşâhitlere, üyelere ve diğer gözlemcilere teker teker gösteriliyor. Tabi sandığın büyükşehir, ilçe belediye başkanlığı, il genel meclisi olmak üzere üç farklı oy pusulasından oluştuğunu düşünürsek sayımız bir anda 900’ e çıkıyor. 900 oy pusulası herkes mutâbık olsun diye birer birer gösteriliyor. İnsanın kolu hidrolik olsa ancak dayanır. Hiçbir itiraz olmazsa oy sayımı, imzalanması için evrakların oluşturulması yaklaşık 4 saat sürüyor. Tabi itiraz olursa tüm süreç yeni baştan işliyor.
Sizin oyları sayıp bitirmenizin aslında pek de hükmü yok. Çünkü İlçe Seçim Kurulu’ na oyları bireysel olarak teslim etmek yasak! Polis nezaretinde belediyenin tahsis ettiği otobüsle gidiliyor. Tabi ne zaman? Herkes oylarını sayıp evraklarını imzaladığı zaman… Yani 5-6 saat sonra 22.00-24.00 arasında işlemler genelde tamamlanmış oluyor.
Oy sayımıyla ilgili prosedür tamamlandıktan sonra İlçe Seçim Kurulu’ na gidiliyor. Kurul oyları ilçede varsa spor salonunda yoksa alanca daha geniş bir yerde teslim alıyor. Daha doğrusu teslim alamıyor çünkü kuyruk bazen 1 kilometreyi buluyor. Elde çuvallarla saatlerce aç susuz bekleniyor. Sinirlerin geriliyor, bayılanlar oluyor, bağıranlar oluyor, protestolar yaşanıyor. Çuvalların teslim edilmesi gece yarısını buluyor. Sabahın ilk ışıklarında teslim edenler bile oluyor. Neredeyse 24 saattir aralıksız sinir harbi içinde çalışan öğretmen arkadaşımız seçimin güveliğinin sağlanması gereken en önemli yerde yorgunluktan bitap düşüyor. Evraklar teslim edilirken kime ne kadar oyun yazıldığı sandık başkanının bilgisi haricinde oluyor. Bu uygulamayla bile bir parti 150 sene iktidar olabilir.
Teslim sürecinde yaşanan çileye aslında hiç gerek yok. Sandık başkanına daha önceden verilen, çoğaltma imkânı olmayan, sandık ve başkanı adına düzenlenmiş, numarası bulunan matbû bir evrak; oylar sayıldıktan sonra sandık başkanı, memur, müşâhitler, katılımcılar tarafından imzalanıp İlçe Seçim Kurulu’ yla Yüksek Seçim Kurulu’ na fakslanabilir; taratılıp gönderilebilir. Böylelikle seçim çilesi basit çözümlerle bitirilebilir.
Seçimlerden sonraki gün tatilmiş, ek-ders kesilmeyecekmiş, sandık başkanı kursa katılmışsa 4 gündelik, katılmamışsa 3 gündelik alacakmış, mış da mış… Bunların hepsi hikâye! Öğretmen arkadaşımızı 1 günde 1 haftalık çalıştırıp 3 günlük vereceksiniz sonra çıkıp yüzünüz kızarmadan açıklama yapacaksınız. Eğer devlet gerçek ve güvenilir seçimler istiyorsa öğretmen arkadaşımıza önerilerim hayata geçirilerek seçim başı 500 TL verin, helâlleşelim.
Yücel ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.