Hiç tanımam, emin olun, daha önce hiç görmedim, adını bile duymadım. İlk defa dün bazı ajanslara haberi düşünce tanımış oldum. Mehmet Bey değil de başka biri başkan olsaydı yine aynı yazıyı yazacaktım. Öncelikle hayırlı olsun, çok önemli bir koltuğu işgal ediyor, meşakkâtlidir, Rabbim utandırmasın. 

Şimdi gelelim sadete: İstanbul; kayıtlı 8.7 , sandığa giden 7.1 milyon seçmeniyle tüm partilerin ve Türkiye’ nin göz bebeği… Hangi parti olursa olsun, % 1 bile alsa, İstanbul’ da il başkanlığı önemlidir çünkü İstanbul’ un % 1’ i Anadolu’ da % 10- 20’ lere denk gelir. İstanbul’ daki il başkanlarının medyatik olmasının bir nedeni de budur.

Yönetimler değişir, kişiler değişir, tabelalar değişir, her şey geçicidir. Bugün geldiğin mevki, yarın senin için hayâl olabilir. Bugün benim için hayâl olan makam, gün gelir bana teklif edilir. O yüzden her adım bunun bilinciyle atılmalı. 

Diktatör, diyorlardı Kaddafi’ ye; Libya’ da tek adamdı. Tüm Kuzey Afrika Berberîleri ona adeta tapıyordu. Ancak Kaddafi’ nin sonunu feyzbuk/yutup videoları getirdi. 10 sene önce Kaddafi’ ye böyle bir şey desek herhalde bizi meczûp zannederdi. Atatürk, büyük adam; her zaman söylerim: En doğru yaptığı iş; halka inmek, halkı sevmek, halkı dinlemek… Çünkü modern demokrasilerde yönetim yukarıdan aşağıya doğru değil aşağıdan yukarıya doğrudur. Yukarıdan aşağıya yönetim XX. asra kadar; önünü göremeyen, strateji üretemeyen, karar veremeyen, krizleri yönetemeyen şizofrenik liderlerin hasletsel bir hastalığıydı. Artık çağdaş dünyada yaşıyoruz, primitif anlayışları tarihe gömerek insanlara kulak vermeli. Yanındakine, yanından kovduğuna, arkadaşına, tabana hatta siyasî oluşumun dışındakilere yönetimden yer ayırmayan anlayış; mağlubiyeti peşinen kabûlleniyor demektir. 

Amacım, asla öğüt vermek değil! Ne öyle bir görevim var ne de rütbem… Sadece yıllardır yanlış yapılan, eksik uygulananların açtığı yara derinleşiyor; verdiği zarar faiz ürer gibi ürüyor. Buraya dikkat çekmek istiyorum.

Yücel ÖNDER