Kanuni Sultan Süleyman'ın en ünlü şiirlerinden birisi olan “Halk içinde itibar gören bir nesne yok devlet gibi, olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi” sözünü geçirdiğim ameliyat nedeni ile en iyi anladığım günlerimden birindeyim.

Meslek hayatım boyunca insanlar hep bana gelerek mutsuzluklarını anlattılar.

Milletin ne güzel evi var benim onun gibi güzel bir evim olmadığı için mutsuzum.

Milletin son model arabası var benim lüks bir arabam olmadığı için mutsuzum.

Millet yurt dışına tatillere gidiyor, ben Ayvalık'a yazlığıma bile zor gidiyorum. Mutsuzum.

Sürekli mutsuz olma nedenlerini anlatıyorlar.

Her şeye kızgınlar, öfkeliler.

Oysa çağımızda nasıl mutlu olacağımızla ilgili bir sürü kurs açılıyor. Uzmanlar mutluluğun sırlarını anlatıyor. Bir o kadar yazılmış yüzlerce kitap. Buna rağmen insanlar mutsuz.

Shakespeare bunun cevabını çok güzel vermiş “İnsanlar sahip olmadıklarının peşinde koşarken sahip olduklarını unuttukları, kıymetini bilmedikleri için mutsuzlar.”

Sahip olduğumuz her şeyi kendimize hak, çantada keklik olarak gördüğümüz için başka şeylerin peşinde koşuyoruz.

Elbette gelecek için hayaller kurmak, hedefler koymak, bunlara kavuşmak için emek, gayret göstermek önemli ve gerekli ama elindekilerinin kıymetini bilerek, onları da kaybetmemeye özen göstererek.

Geçirdiğim göz ameliyatından sonra göremediğim, kızımın yardımına ihtiyaç duyduğum üç gün içinde düşündüm ki; ya bu sürekli olsaydı?

Bir an kulağınızın duymadığını düşünün. Gözünüzün hiç görmediğini, ayaklarınızın ellerinizin olmadığını bir düşünün.

Sevdiklerinizi kaybettiğinizi, bir daha onları göremeyeceğinizi bir düşünün.

Evinizin olmadığını, uzun süre çadırda yaşamak durumunda kaldığınızı.

Hiç paranızın olmadığını, aç, sokaklarda yaşadığınızı düşünün.

O zaman bir eviniz olduğuna, ayağınızı yerden kesen bir arabanız olduğuna, önünüze konan sıcak bir yemeğe yatar kalkar şükredersiniz. 

Mutluluğun sırrının yüksek maaş, markalar, yatlar katlar olmadığını anlarsınız.

On tane evin olsa birinde oturacaksın. Yirmi tane araban olsa birine bineceksin.

Beş tane yazlığın olsa birine gideceksin.

Ünlü düşünür Montaigne'in dediği gibi “Dünyanın en büyük tahtına dahi otursanız, oturduğunuz şey kendi kıçınızdır.”

Sağlığımız yerindeyse, etrafınızda sizi seven, sizin sevdikleriniz varsa, başınızı sokacak bir eviniz, her akşam yenecek sıcak bir yemeğiniz, ihtiyaçlarınızı karşılayacak yeterli miktarda paranız varsa inanın şükretmek ve mutlu olmak için çok nedeniniz var demektir.

Elinizdekilerin kıymetini bilin ve hayatın tadını çıkarın.