Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati bir ay içinde ikinci kez İngiltere’nin tefecilerinden para dilenmeye gitti. Hazineyi arka kapıdan aşırılan önce Damat 128 milyar doları, sonra 20 Ocak’ta Bakan Nebati 19.5 miyar doları arka kapıdan satarak hazineyi sıfırladılar. Kur Garantili mevduat sistemine geçildi ve ülkeyi daha büyük bir borç batağına soktular. Bakan Nebati’de bu hazine açıklarını Londra tefecilerinden alabilirse! Temin edeceği dolarlarla kapatmayı planlıyor olmalı. Baran Nebati, Londra’da tefecilerle yaptığı toplantıda diyorki, Türkiye’ye yatırım yapın, size sabit kur garantisi sözü veriyoruz. Üstelik bürokratik engelleri dert etmeyin, arkamızda Cumhurbaşkanımız var, bürokrasiyi yıkar geçeriz diyor. Aslında yatırımcılara şöyle demesi gerekmez miydi: Türkiye bir hukuk devleti, sizlere her türlü teminatı veriyoruz. Yatırım yapmaktan korkmayın. Takıldığınız yerde bur hukuk devleti olarak sizlere kanunların el verdiği ölçüde yardımcı oluruz demesi gerekiyordu.

20 Yıldır ülkenin Cumhuriyet döneminde edindiği varlıkları sata sata sona yaklaştılar. Satacak bir şey bulamayınca, limanları, ormanları, rant edecek kıyı ve koyları satmaya ve 50 yıllık gibi uzun vadeye yaydıkları kiralamaya başladılar. Doğruluğunu henüz tespit edemediğim geçen günlerde bir haber yayınlandı. İktidar şimdide Marmara Denizi’ni ihaleye çıkardığı yazıyordu. Doğrudur veya yanlıştır. Ama bunun düşünülmesi bile çok ürkütücü.

Geçelim:

Bugün Çanakkale Savaşı’nın 107. Yıl dönümü. Çanakkale boğazına inci gerdanlık gibi köprü yapıldı ve bugün açılışı yapılıyor. Açılış, Ak Parti’nin yalaka takımının gayretleri ile 26 Şubat Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum gününde açılmasını istediler. Cumhurbaşkanı bir süre sessiz kaldı. Ardından komuoyunda yükselen sese kulak verdiler ve Çanakkale köprüsü açılması gerektiği günde açılıyor. Köprü muhteşem. Devasa bir şaheser ama arkasındaki gerçekleri de görmek lazım. Dört yılda tamamlanan bu köprüden, Şehir Hastaneleri, otoyol ve diğer köprülerde olduğu gibi geçiş garantisi verildi.

Açıklama Şöyle:

1915 Çanakkale Köprüsü’ne ilişkin; “3 bin 912 günlük işletme süresi için avro bazında 2 milyar 640 milyon 600 bin + KDV sözü verilmiş. Bu ise 29 milyar 46 milyon 600 bin+ KDV Türk lirası yapmaktadır,” Eski parayla yaklaşık 29 katrilyon ile kaç tane 1915 Çanakkale Köprüsü yapılabileceği ifade ediliyor. Bu köprü yüklenici konsorsiyuma 16 yıllığına işletme hakkı ile ihale edildiği düşünülünce elde edilecek rantı düşünebiliyor musunuz?

Sevgili okuyucularım bu devasa yapının arka planını yani şirketlerin elde ettiği rantı sizler düşünün. Her şeye rağmen yinede bu eseri yapanlara teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dahası bu ülkede, ülke kalkınması için bir tuğla koyanlardan Allah razı olsun diyorum.

Söz Çanakkale’den açılmışken bir sitemimi de zikretmeden geçemeyeceğim. Ak Parti iktidarı 20 yıldır iktidarda ve kerhen de olsa Çanakkale Savaşı’nın yıldönümlerinde kutlama denilirse sembolik bir tören yapılıyordu. Ancak Çanakkale Savaşı’nın kutlamalarında savaşın birinci derecede öznesi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten hiç bahsedilmez. Ben bu yazıyı erken saatlerde yazdığım için törenlerde neler konuşulacak bilemiyorum. İnşallah Atatürk’ü anarlar ve beni mahcup ederler.

Bir son not:

Çanakkale ve İstanbul Boğazını da içine alan Montrö Antlaşması’nın önemi Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası daha bir anlaşılır oldu. Montrö sözleşmesi değiştirilebilir diyen zevzeklere karşı Montrö Antlaşması’nın Türkiye’nin anahtar rolü oynadığı bir daha ortaya çıkmıştır. Bu gerçeği sözleşme hakkında ileri geri konuşanların da farkına vardıklarını ümit ediyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE