Nerede bizim gurur duyduğumuz o Halide Edipler?

Nerede Nene Hatunlar?

Nerede Şerife Bacılarımız ...nerede?

Özellikle Büyükşehirlerimizde sokaklardaki görüntüler bunlar bizim kadın ve kızlarımız-mı? dedirtiyor.

İtalya'da bir havayolu şirketi probleminden dolayı hosteslerin Roma meydanında protesto için soyunduğu görselleri medyada paylaşıldığında görsellere bir baktım Roma'da soyunduğu söylenen hosteslerin soyunmuş hali bizim büyükşehirlerde cadde ve sokaklarda her gün karşılaştığımız kadın ve kızlarımızın giyinmiş halinden daha kapalı.

Anında aklıma 1975-76 yıllarında Ülkemizde yaşanan İspanyol paça modası geldi. Bütün dünyanın bu modaya uyduğu dönemde her ülkede 30-35 cm. paça olarak uygulanırken biz Türkiye’de bunu 40-45-hatta yarım metre kullananlarla her şeyi abarttığımız gibi abarttık.

İstanbul sözleşmesi ile son birkaç yıl içerisinde kadınlarımıza sürekli medyada pompalanan kadın hakları, cinsiyet eşitliği, eşit özgürlük, kadına şiddet haberleri ile uygulanmaya başlanan İstanbul sözleşmesi adı altında sözüm ona verilen özgürlükler Türk aile yapısını adeta bitirdi.

Sokağa çıktığınızda hepinizin gözlemlediği gibi rengarenk saç boyaları ile kendilerini güzelleştirdiklerini düşünen genç kız ve kadınlarımız ile karşılaştığımızda tebessüm ederken son dönemlerde adına Tayt denen vücudun en ince ayrıntısına kadar belli bir durumda gezen kız ve kadınlarımızı şaşkınlıkla izliyoruz.

Tayt denen o dar pantolonun vücudu tam sarması için külot giyinmeden vücudunun güzelliğini daha iyi gösterme çabası harcayan kızlarımız giderek artıyor.

Bildiğimiz her hanımın kullandığı Kilotlu çorap ile sokağa çıksa bu kadar dikkat çekmez, kilotlu çorapların kadının cinsel organının geldiği kısmın daha kalın örülmüş olması Tayt diye giyilen kıyafetten daha kalın olmasını sağlıyor.

Kısacası hiçbir aile bunun farkında değil diyemeyiz.

Herkes, her birey bunun farkında.

Fakat aile içerisinde erkek kadına kadın erkeğe artık müdahale edemez durumda.

Kadın şikâyet ederse beyanı gerçek kabul edilmekte.

Bu durum Erkeklerimiz içinde geçerli.

Birçok genç erkeği yine o Tayt denen kıyafetin fotokopisi sayılacak pantolonlarla çıkması, hatta çorapsız giyilen ve pantolon paçasının ayak bileğinden bir karış yukarıda gezerken acaba nasıl bir aynada kendisine bakarak sokağa çıkıyor diye düşünmeden edemiyorum...

Sonuç itibarı ile adına X veya Z Kuşağı dediğimiz gençlik bu eleştirilere hangi çağda yaşıyoruz? Bu nasıl kafa diyecektir.

Fakat toplumumuzun neredeyse yarısından fazlasını oluşturan işte o X ve Z kuşağı olmayan kısmı küreselcilerin Milenyum çağı diye ilan ettikleri 2000 yılından önceki çağın insanları...

İşte o insanlar bugünlerde sokağa çıktıklarında şu kız çok güzel oğlum böyle bir kızı bana gelin getirse veya şu genç çok iyi bir genç kızım böyle bir çocukla evlilik yapsa diye hayal edeceği bir görüntü yok ortada.

Yine aklıma gelmişken eskiden evlatlarını evlendirecek kadınlar mahallelerindeki kızların vücudunu hamamda beğenirken şimdi kadın erkek fark etmiyor sokakta zaten Kilotlu çoraptan daha açık giyinen gençlerimiz üst kısımlarında ise sutyenden daha açık kıyafetle geziyorlar.

Göbekleri kapalı bir Kız çocuğu veya erkek yok gibi.

Biz İspanyol paçasında abarttığımız gibi özgürlük adı altında kılık kıyafeti de fazlasıyla abarttık.

Girdiğimiz sonbahar ayı içerisinde dahi göbekleri kapalı bir kız çocuğu gördüğümde aklıma gelen bu olsa olsa ülkemize Mülteci olarak gelenlerden biridir sorusu gelmekte.

İstanbul sözleşmesi galiba genç kız ve kadınlarımızı geri dönüşü olmayan bir yola soktu.

Tek tesellim bir gün mutlaka kendilerine gelip aslına rücu edecekleridir.

Sahi nerede kaldı o nene hatunlarımız, şerife Bacılarımız bilen var mı?