Savaşın 16. Günündeyiz

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme planı dahilinde başlattığı savaş 16. Gününde. Barış çabaları nedeniyle Antalya’da bir araya gelen Rus ve Ukrayna heyeti toplantıdan bir sonuç alınamadı. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov yaptığı açıklamada biz herhangi bir ülkeye saldırmadık ki; buna bağlı olarak başka ülkelerin topraklarında da gözümüz yoktur diyordu. Siyasi yüzsüzlük sadece bizde değil elbette. Siyasi yüzsüzlük artık dünyaya yayılmış durumda. Düşünsenize, Rusuya neredeyse Ukrayna’yı yerle bir etti hala diyorki biz başka bir ülkeye saldırmadıkki diyor. Madem Ukrayna’yı kendi toprakların olarak görüyorsun o halde sivilleri neden bombalıyor, çoluk çocuk demeden öldürüyorsun. Bu nasıl bir cinnet hali.

Her Yerde Kar Var

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır diye bir özdeyizimiz var. Gerçekten de Mart Ay’ına girdiğimiz ilk günlerinde Türkiye kar altında. Her yerde kar var deyince gençlik yıllarımızda kulaklarımızda hoş bir sada olarak kalan sanatçı “Salvatore Adamo’nun “ , “Her Yerde Kar Var” şarkısını hatırlıyorum. Evet Türkiye kar altında. İnşallah çok fazla can ve mal kaybı olmadan bu zorlu kış şartlarını atlatırız diye temenni ediyoruz.

Vur Deyince Öldürüyorlar.

Resmi veya özel ayırt etmeden söylemek istiyorum. Bir kurumun kapısına görevlendirilen görevli, şoförler veya benzeri görevde bulunan kişiler daha çok tahsilsiz ve cahil insanlardan oluştukları için görev başında kendilerini “Kral Faruk” zannediyorlar. Yasalar var eyvallah. Yönetmelikler var eyvallah. Bir de hayatın gerçekleri var. 35 yıllık devlet memuru deneyimi olan bir kişi olarak söylüyorum. Kanun ve yönetmelikler uygulanmalı ama hayatın gerçeklerini de yok saymadan bazı noktalarda insanları mutlu edecek toleraslı davranışlarda vatandaşlarımızın ayrı bir beklentisidir. Dün yaşadığım bir olayı burada anlatmak istiyorum. Eşim beyin kanaması geçirdi. 5 gündür Samsun’da özel bir hastanede yoğun bakımda yatıyordu. Araştırma Hastanesi’nde ve OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakımda yer olmadığı için bu özel hastanede tutuluyordu. Nihayet OMÜ’den yer açıldığı haberi geldi ve hastamızın transferi için teşebbüste bulunmaya başladık. Özel hastane para kazanmak adına 5. Günün sonunda hemde tam OMÜ’ye devri için teşebbüs ettiğimiz anda hastamıza cerrahi müdahale yapacaklarını söylediler.

Bizde kabul etmedik ve derhal OMÜ’ye sevk edilmesini istedik. İşlemler o kadar ağır işliyordu ki tabiri caizse kaplumbağa yürüyüşü ile işlemler ilerliyordu. Nihayet akşam saatlerinde transfer gerçekleşti. Biz hasta sahibi olarak hastanın ambulansa alındığı esnada iki kare resmini almak istedik. Ambulansın soförü kendisini hastanenin baş hekimi zannetti ve resim çekmek yassak dedi. Kardeşim iki kare resim almamızda ne gibi bir sakınca olabilir dediğimde resim çekerseniz bende işi bırakır hastayı götürmem dedi. İşi adeta devlet sırrı statüsüne kadar yükseltti. Ben de eğer gücün yetiyorsa götürme bakalım ve ben alacağım kareleri de alırım dedim. Nitekim 5 kare resim aldım. Ne oldu şimdi. Ben o resimleri alınca hastane zarar mı etti. Devlet sırrını ifşa mı etmiş oldum. Yukarıda da zikrettiğim gibi bu tür görevde olanlar vur deyince öldürüyorlar. Bu tür insanlar o görevlerde kendi egolarını tatmin ediyorlar. Olay bundan ibaret.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE