
ALEVİ KADININ SELASI
İlk önce inanamadım, Zaytung haberi zannettim ama gerçekmiş… Okurken resmen midem bulandı! İnsanlığımdan utandım. Bir insan hele hele bir din adamı bunu nasıl yapar, diye düşündüm. Güzelim Atatürk Cumhuriyet’ inin geldiği noktaya üzüldüm. Zannediyorum ki Türk toplumu tarihin hiçbir evresinde bu raddede kamplaştırılmamıştır. Dinî ya da siyasî önemi yok, hangi özelliğiniz farklı olursa olsun birbirimizi öcü gibi görmek, bu denli ayağa düşmemiştir.
Hani Türk-Kürt kardeşti? Hani Alevi-Sünni ayrımı yoktu bu ülkede? 72 buçuk millet birlikte yaşıyorduk? Hani bu topraklar renk renk, desen desen, nakış nakış uzayan kilim gibiydi; çiçek bahçesiydi; mozaikti? Hani farklılıklarımız zenginliğimizdi? Birbirimizden kız alıp vermiştik, etle tırnak gibi olmuştuk? Nerde o nutuklar? Demek ki baştan sona yalanmış!
Yıllarca cemevleri üzerinden ibadethane olacak mı, olmayacak mı tartışması yapıldı. Alevi Çalıştay’ ları düzenlendi. Alevi dedelerine maaş bağlandı bağlanıyor teraneleri okundu! Alevilerin zorunlu din dersi tepkisine kulak kabartıldı! Alevilere sapık bile dendi! Sanal bir dünyamız var, yalan azizim her şey yalan!
Bir polis, yardımına gittiği vatandaşa hangi partiye oy verdiğini mi soruyor? Bir postacı, kominist vatandaşın postasını adresine bırakmam mı diyor? Bir öğretmen, Alevi öğrenciye negatif ayrımcılık mı yapıyor? Bir doktor, Atatürkçü hastasını tedavi etmiyor mu? Bir şoför, milliyetçi öğrenciyi dolmuşuna almıyor mu? Bir mühendis Alevi köyünden geçecek yolu bozuk mu yapıyor? Yaradan bile Türk, Ermeni, Fransız, Rus, Amerikalı, Müslüman, ateist, Hristiyan, Musevi, siyah, beyaz, Çinli; demeden herkese rızkını veriyor da Adana’ daki imam; kendinde Alevi vatandaşı ötekileştirme hakkını görüyor! Toplumsal barış ve huzuru ölen Alevi kadının selasını ucuz siyasî meze yaparak sağlayamazsınız. Alevi vatandaşımızı dışlayarak hiç kimsenin eline bir şey geçmez. Ben soytarılık yapmaya bayılırım, diyorsanız orası ayrı mesele!
O Kuran okumayı bilir, bu bilmez; demek ‘‘Şu Sünnidir, bu Kızılbaştır!’’ demek bir gün bu devranın döneceğini unutmaktır. Bugün Alevi olduğu için selasını okumadıklarınız, yarın sizi Sünni diye camiye sokmazlar! Diğer gün başka biri, başka bir gruba inancı nedeniyle saldırır; ülke yaşanmaz hale gelir. Olmaz, demeyin! Bakın Doğu Türkistan’ da Müslüman Türkler camilere giremiyor! Balkanlar’ da daha düne kadar Müslümanları kuş gibi avlıyorlardı. Kafkas Türk toplulukları, Kırımlılar, Ortadoğu milletleri hala karmakarışık! Çok uzağa gitmeye gerek yok: Sivas var, Çorum var, Maraş örnekleri var.
Bugün koministlik, Atatürkçülük, ülkücülük, haşhaşîlik, Erbakancılık, Kürtçülük, sosyalistlik, ateistlik, işçilik, patronluk yapmayın. Paralarınızı yarın sayarsınız, ihaleleri haftaya erteleyin zarar etmezsiniz! Son model cipinizin marşına yarın basın. İki sayfa daha az Kuran okuyun, şiir kitabınızı bugünlük kapatın, randevularınızı iptal edin, namazınızı bir saat sonra kılın ve şapkanızı başınızın önüne koyup bi düşünün: Bu ülke nereye gidiyor!
Toplumu kamplaştırarak birbirine düşman edenlere sesleniyorum: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nde Nurten Mürzeler’ e verdiğiniz hediyeden dolayı kendinizle övünün. Sela denilen çağrı, kişinin öldüğünün haber verilmesidir. Dinî bir ayin ya da tören değildir. Tıpkı evlenirken düğün yapmak gibi… Hani olur da bizim eve gelirseniz ‘‘Bu kadın kim?’’ diye sorulmaması için düğün yapılır. Milletin haberi olsun yani. Sela da böyledir. Okusan ağzına yapışmaz. Bu yazı, Nurten Mürzeler’ in selasıdır! İmam okumazsa biz okuruz!
Pelin Batu, Fırat Yılmaz Çakıroğlu katledildiğinde nazik olduğu kertede şık bir tivit atmıştı. Korkmayın, Fırat Çakıroğlu’ nun öldürülmesine karşı çıktığınız için ülkücü olmazsınız insan olursunuz; demişti! Ben de diyorum ki ‘‘Korkmayın Nurten Mürzeler’ in selasının okunmamasına karşı çıktığınızda Alevi olmazsınız, adam olursunuz!’’ Alevi canları selamlıyorum…
Yücel ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.