AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ' NE GÖRE NÖBET EYLEMİ

Nöbet eylemini çeşitli hukukî metinlere göre incelemeye devam ediyorum. Bugünkü haber dosyamda eylemi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ ne göre inceleyeceğim. Uluslararası metinlerin anayasamız açısından önemini daha önce açıklamıştım ancak tekrar hatırlatayım: 1982 Anayasası’ nın 90. maddesine göre uluslararası anlaşmalar, iç hukukumuzun bir kanunudur ve ihtilaflı durumlarda daha eftaldirler. 

Okul ziyaretlerimizde, sosyal medya üzerinden veya telefon ederek hala daha arkadaşlarımız nöbetle ilgili sorular soruyorlar. Hâlbuki sordukları tüm sorunların cevapları nöbet yazılarımda var. Başlıkları arama motorlarından aratarak yazılara ulaşabilirsiniz. 

1) Nöbet Eyleminin Hukukî Bir Sonucu Olur mu?
2) Nöbet Kırıcı Müdürlere Bir Çift Sözüm Var!
3) Nöbet Eylemine Katılan Öğretmenlerin Ek Dersi Kesilir mi?
4) Nöbetten Ek Ders Kesilemeyeceğine Dair Bir Uyarı!
5) Mülâkat Sonucu Görevlendirilen İdareciler Nöbet Eylemini Niçin Desteklemelidir?
6) Nöbet Eyleminin Dezavantajları
7) ILO Sözleşmeleri’ ne Göre Nöbet Eylemi 
8) Türk Ceza Kanunu’ na Göre Nöbet Eylemi
9) Sendikalar Kanunu’ na Göre Nöbet Eylemi

1954’ ten bu yana 61 senedir sözleşmeye tarafız. Kültürümüz açısından olmasa da Avrupa tarihi adına önemli bir metin… Adamlar sözleşmeyi 44 Avrupa Konseyi devleti imzalatıyor. Bizde daha eski ve detaylıları var; tek farkımız, uluslararası düzeyde kabul görmeden ulusal anlamda kullanılmış. Böyle durumlarda satışı iyi yapmak lazım, zannediyorum ki Doğu kültürü bu konuda Batı kertesinde mâhir değil! Neyse konumuza geri dönelim. Bakalım nöbet eylemi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ nden nasıl görünüyor?

1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ nin tanım bölümü ile ilk maddesinde tarafların insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlayacaklarının teminatını veriyorlar. Aynı hüküm ‘‘Özgürlük ve Güvenlik Hakkı’’ başlıklı 5. maddede de geçiyor: ‘‘Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.’’ Buradan hareketle ‘‘hak’’ kelimesinden nöbet ücret hakkımızı, ‘‘özgürlük’’ kelimesinden nöbet tutmama eylem özgürlüğünü anlamamız gerekir.

Şimdi geldik duymak istediğiniz cümleye: ‘‘Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı’’  başlıklı 4. maddede ‘‘Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.’’ deniliyor. Nöbet angaryasının başlı başına sözleşmeye aykırı şekilde düzenlendiğini görmekteyiz. Garip olan şu ki 657 sayılı DMK, bu sözleşmeye imza attığımız günden tam 11 sene sonra yürürlüğe giriyor. Yani 11 senelik süre zarfında hiç kimse ‘‘Bu sözleşmede ne yazıyor?’’ diye merak edip bakmamış! 

Sözleşmede öyle hükümler var ki insan şaşırmadan edemiyor. Yahu bu eylem kırıcı müdürler için biçilmiş kaftan, diyorsunuz! İşte bunlardan biri de ‘‘Kanunsuz Ceza Olmaz’’ başlıklı 7. maddedir. Bazı idareciler nöbetten ek-ders kesmeye yelteniyorlar bazıları da eylemci arkadaşlarımıza soruşturma açmak… Ancak ne ek-dersin ne de soruşturmanın mevzuatta karşılığı yok. Ayrıca eylem kırıcı idareciler sözleşmeye de aykırı davranmış oluyorlar. Madde şöyle diyor: ‘‘Hiç kimse ulusal hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz.’’ Özellikle eylem kelimesine vurgu yapılmış, şaşırmamak elde değil! Sanırım bağzılarının kalın kafasına balyoz gibi indi!

‘‘Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü’’ başlıklı 11. maddesinde ‘‘Herkes dernek kurma, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını hakkına sahiptir.’’ deniliyor. Sendikalar Kanunu’ na Göre Nöbet Eylemi başlıklı yazımda açıklamıştım ancak maddeden örnek verdiğim için tekrar ediyorum: Sendika kurma hakkı yasalsa sendikal faaliyet de yasaldır. Yani nöbet eylemi yasaldır. 

2000 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ nin ilk maddesinde ‘‘Hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasî veya diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.’’ deniliyor. Tıpkı bizim 1982 Anayasası’ nın 10. maddesi gibi… Buranın nöbetle ne ilgisi var derseniz, bildiğiniz üzere kamudaki tüm iş kollarında ek çalışma ve nöbetler için ücret ödenirken öğretmenlere nöbetleri için ücret ödenmemektedir. Bu durum daha 15 yıl önce imza attığımız sözleşmenin ilk maddesine aykırıdır. 

Maddenin ikinci fıkrasında ilginç bir uyarı bulunuyor: ‘‘Hiç kimse, ilk paragrafta belirtildiği şekilde hiçbir gerekçeyle hiçbir kamu makamı tarafından ayrımcılığa maruz bırakılamaz.’’ Yani diyor ki 2000 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme: ‘‘Nöbet eyleminde olduğu için kişilere kamu makamları tarafından ayrımcılık yapılamaz!’’ Emin olun, nöbet kırıcı müdürler için Avrupa Konseyi’ nden istesen böyle bir maddeyi sözleşmeye koydurtamazsın! Allah’ ın sopası yok, dedikleri bu olsa gerek!

Nöbet eylemi; sözleşmenin ‘‘İfade Özgürlüğü’’ başlıklı 10,
‘‘Etkili Başvuru Hakkı’’ başlıklı 13, 
‘‘Ayrımcılık Yasağı’’ başlıklı 14, 
‘‘Hakları Kötüye Kullanma’’ başlıklı 17, 
‘‘Haklara Getirilecek Kısıtlanmaların Sınırlandırılması’’ başlıklı 18. maddeleriyle doğrudan ve dolaylı şekilde ilişkilidir. Ayrıca sözleşmenin ek protokollerinde de çok sayıda benzer hüküm mevcut…  Yazının çok uzamaması için hepsini teker teker alıntılamıyorum.

Görüldüğü üzere nöbet tutmama eylemi sadece iç hukukumuza göre değil imza koyduğumuz uluslararası metinlere göre de yasal ve haklıdır. Atalar ne dediyse doğru söylemiş: İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü…


Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi