Eskilerde çok sevdiğim bir arkadaş bayram mesajında şöyle demişti. “Bayram bizden erkek çıktı, söz vermişti geldi.”
Evet, bir bayrama daha kavuştuk. Geleceğim demişti geldi. Ama bazılarımız için gözyaşı dolu, hüzün dolu, hasret dolu bir bayram.
“Bayram gelmiş neyime” sözünün sahibi şehit anaları, eşleri, balaları, babaları…
Daha geçen Ramazan Bayramında birlikte oldukları civanları iki bayram arasında kucaklaşmadı mı kara toprakla?
Ne oldu bize?
Körelen duygularımız hiç mi kabarmaz?
Şehitler bir bir kanatlanıp uçarken?
Geride kancık pusuların kirinde, kan kokusu postalları kalırken…
Bayram gelmiş neyine!
Daha niceleri,
Ne yapacak zevceleri,
Bayramdan sonra açılıyor okullar, sınıflarına sevinçle gidebilecek mi çocukları?
Harçlık alabilecekler mi bir yerden?
Peki ya baba sevgisi?
Göçeli bir ay, bir yıl, beş yıl, yıllar yılları kovalayacak, tık nefes…
On yıl, hatta elli yıl dersek ne fark edecek ki?
Çam sakızı destekler de kesilecek, öncekilerde kesildiği gibi…
Yerine koyabildik mi kendimizi onların?
Çocuklarımız babasız,
Ne isterdik dostlardan acaba?
Bir Fatiha bir anma…
Geride kalanların hali hatırı,
Ve tabi ki defteri kalemi,
Yağmurlu havalarda deliksiz pabucu,
Kışın ayazında ısıtacak gocuğu,
Hanımının örtüsü,
Yanacak kaloriferin gazı kömürü,
Karanlık gecelerin aydınlığı…
Ve her şeyden ötesi…
Gönül huzuru,
Akde vefa,
Hal hatır sorma…
Hümanizm edebiyatında batmayan peynir gemisi,
Çökmeyen dostluk köprüsü…
Bu bayramda önceliğimiz, “Bayram Gelmiş Neyime” diyebilecekleri ziyaret etmek, onlara evlatlarının acısını unutturmaya çalışmak ve mümkünse kabristan ziyaretlerine eşlik ederek dertlerini paylaşmak olmalıdır.
Türk İslam âleminin mübarek kurban bayramlarını kutlar, yarınların bugünden daha iyi olması duasıyla, sağlık, saadet ve başarılar dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.