
Yavuz Koca
DAĞLICA'DA DAĞLANIRKEN RABİA
Bir kez daha yürekler yanmaya başladı.
Birileri sokakta Dağlıca’ ya yanmak yerine bir gazetenin binasını çevrelemiş RABİA işaretleriyle sloganlar atıyor, cam çerçeve demeden aşağıya indiriyor.
“Yandı Yürekler Yandı” başlıklı ilk yazımı 2008’in Ekiminde yazmıştım, Aktütün Karakolu’na yapılan hain saldırı sonrası.
O gün sokaklarda RABİA işareti yapanlar yoktu,
Çünkü o gün bugünkü Sayın Cumhurbaşkanı Başbakan’dı ve bu kadar desteğe ihtiyacı yoktu,
Ekonomi yolunda görülüyordu,
Siyasi istikrarsızlıktan bahsedilmiyordu hiçbir yerde,
Çünkü Rabia’nın manası bile bilinmiyordu,
400 vekil talebi de yapılmamıştı o günlerde...
Demek ki, çok şey değişti veya hiçbir şey değişmedi.
2008’de demiştim ki; “Körelen duyguların uykusundayız,
Öylesine alıştırıldık ki boş vermişliğe, ayaktayken bile kendimizi uykuda sanırız…
Şehitler düşüyor yirmisinde otuzunda kara toprağa,
Ama efendiler uyur numarasındalar yanan yüreklerin siperinde…
Kime ne?”
Uyur numarasında olmasaydık, Amerikan askerlerinin askerimizin başına çuval geçirmesini yuttuğumuz gün ZOKAYI yuttuğumuzu da görürdük.
Kapalıydı o gün gözlerimiz, çünkü otobüste veya dolmuşta yaşlı amcaya veya teyzeye yer vermek istemeyen zamane genci gibi uyur numarasındaydık.
Rabia işareti yapanlara sesleniyorum!
Yapmayın kardeşim lütfen yapmayın,
Bari bugünlerde yapmayın,
Tamam, gidin istediğiniz protestoyu yapın ama Rabia şemsiyesinde değil, bayrakla yapın, haritayla yapın veya bulacağınız yeni bir yöntemle yapın.
Ama yerli olsun, bizi hatırlatsın…
Bakın bakalım, Mısır’da, Suudi Arabistan’da, Tunus’ta, Cezayir’de, İran’da, Irak’ta, Ürdün’de, Fas’ta, Libya’da, Yemen’de veya herhangi bir Müslüman ülkede “Dağlıca’da Dağlananlar” için sokağa çıkan tek bir kul olacak mı?
Daha önce yazdıklarımı tekrar etmekten bıktım, tarih Türkler için neden hep tekrar eder, sorar oldum.
“Ekinler biçiliyor yemyeşil iken görün artık…
Et ve tırnak olmuşuz ayırmaya kalkarsanız kanarız bilin artık…
Baş ve gövdeyiz didiştirmeye çalışırsanız yanarız görün artık…
Özerklik kesmez,
Federasyon yetmez,
Bağımsızlık sonlandırmaz,
Bu senaryoyu yazanlar “STOP” deyinceye kadar devam edecek anlayın artık,
Herkes bunları biliyor ama bilmezden geliyor yeter gayri deyin artık…”
Bizi bu hale sokanlara yeter diyelim,
Farkında olalım olmayalım, iç savaşın eşiğine getirenlere yeter diyelim,
Yanı başımızdaki Suriye’den bile “iç savaşın hunharlığı” dersini çıkartmayanlara yeter diyelim,
Kanıksayanlara yeter diyelim,
Canlar dağlanırken Dağlıca’da, kanıksatanlara yeter diyelim,
Yeter, yeter, yeter…
Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, ailelerine başsağlığı ce sabr-ı cemil diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.