DEVLET Mİ DEVLETCİK Mİ?

DEVLET Mİ DEVLETCİK Mİ? Yavuz KOCA

Devlet kimdir, nedir, neyin nesi, kimin fesidir?

Her devlet gerçekten devlet midir?

Devletsiz devletliler olduğu gibi devletli devletsizler de var mıdır?

Çok gerilere gitmeden yakın ölçekli bir değerlendirmeyle bile ciddi bulgular çıkar karşımıza. 20.’inci ve 21.’inci yüzyıllarda, yani 1 Ocak 1901’den günümüze kadar geçen 115 yılda, kaç devlet yıkıldı, kaç tane yeni devlet kuruldu? Bunlardan kaçı devlet, kaçı devletçik?

Sadece iki örnekle yetineceğim. Birisi 115 yıllık dilimin başından yani Osmanlı İmparatorluğu, diğeri ise bu sürecin sonlarından yani Yugoslavya örnekleri olacaktır. Osmanlılar bilinen tarih boyunca Avrupa- Asya- Afrika gibi üç kıtada yıllarca bayrağını dalgalandırmış tek devlet olmakla birlikte, irili ufaklı elliye yakın devlet veya devletçik doğurarak egale edilmesi dahi güç bir rekor (!) kırmış da tek devlettir. Son çeyrekte dünyanın en fazla yavru veren devleti olan Yugoslavya ise içinden şimdilik yedi devlet veya devletçik çıkarmıştır.

Peki, bitti mi bu süreç?

Elbette hayır. Halen bölünme süreci devam ettirilen Irak, Suriye ve daha birçok devleti bu manada değerlendirmek için zaman var. Her ne kadar sonucunu bilenler biliyor ise de…

Filmin 10 dakika ara denen yarısına bile gelmedik. Buyurun işte Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada yeni devlet veya devletçik üretimi cebren ve hileyle, alenen gözler önünde sürüyor. BOP’un görünen hedefi bu bölgede çok sayıda ama sorunlu devletcik ve güçlü bir Kürt devleti kurmaktır. Yol kesenlere yol vererek bunlara sinerji vermenin vebalini Türkiye de taşıyor.

Devlet aklı olan yerde, bugün söylenen bir sözün, atılan imzanın, bulunulan taahhüdün gelecekte hangi zaman diliminde ülkenin ve milletin karşısına nasıl çıkacağı bilinir.

Örneğin; “Açılımı hayvanlar bile anladı ama bazıları hala…” açıklamasının üzerinden yıl geçmeden çark ediliyorsa, bırakalım devleti de hayvandan bile aşağı mahlûk yerine koyduğunuz insanlara ne diyeceksiniz?

Terörün susmuş gibi yaptığı dönemde “şehitlik işin fıtratında var, ne olmuş yani…?” dedikten sonra çoğalan şehitleri görünce anaları “vatan sağ olsun” inancına nasıl taşıyacaksınız?

Şu işin hatırı için şu vakayı görmeyelim paradoksundan kendi ülkesinin bazı mahallelerine giremeyen devletle yüzleşince sokaktaki vatandaşı vatan sevdasına nasıl ikna edeceksiniz?

Osmanlının üzerinden asır geçti, Yugoslavya’nın üzerinden çeyrek asır geçti de unuttuk diyelim, bu satırların yazıldığı ve okunduğu dakikalarda devam eden Suriye örneğini demi göremiyoruz?

Burada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Osmanlının yavru üstüne yavru verdiği yıllarda dünya nüfusu 1 milyar 650 milyon civarındaydı. Bugün 7 milyar… Bundan sonra olabilecekleri bilmek için siyasi deha olmaya gerek yoktur, dört işlem bilmek yeter sanırım.

Dünyada bu bölgeyi en iyi bilen ülke bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluk olan İngiltere’dir. İngiltere devlet aklı ve hafızası en güçlü ülkeydi ve halen de öyledir. O nedenle İngiltere yakından takip edilmelidir.

Bizde Milli Eğitim Bakanlığında bile aynı iktidarın her değişen bakanı farklı bir akıl arayışındayken, İngiltere’nin devlet aklı doğaldır ki tavanda kalacaktır. Ama yine de ABD’yi ABD yapan İngiliz aklını okumaya çalışmalıyız.

Sonuç olarak, federasyondan, özerklikten, hatta ileri aşamada bağımsızlıktan bahsedenlere seslenmek istiyorum.

Devlet mi, devletçik mi? Akıllı olalım, akıllı.

Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Koca Arşivi