MHP KİME RAĞMEN YÜZDE ONİKİ OY ALDI?

1 Kasım seçimlerinin üzerinden geçen süre iki aya yaklaşıyor. Köroğlu’nun “delikli demir çıktı mertlik bozuldu” sözlerini çağrıştırırcasına “sanal medya çıktı salvo çoğaldı”.

Bir ömürdür tanıdığım ve ülkücülüğünde kırılma görmediğim, düşünen ve üreten bir arkadaşın sanal medyadaki bir mesajına, “…Değerli kardeşim, seçimler henüz bitti. Ve kabul etmeliyiz ki biz yenildik. Sayısal olarak Kürt Milliyetçilerinin gerisine düştük” diye yorum yapmıştım.

Arkadaşımız öyle bir cevap verdi ki, ülkücülerin kırılma ve kırma endeksinin geleceğine bir işaret fişeğiydi. Demişti ki “… Bu oran üstelik size rağmen artık %12'nin altında değildir.”

Bakar mısınız cevaba?

Size rağmen!

Sormama gerek yok ama yine de sormadan edemeyeceğim…

O yüzde 12’nin içinde benim kaç oyum var biliyor musun?

Kaç il dolaştım ben biliyor musun?

Kaç kişiye telefon ettim ben biliyor musun?

Kaç yetimin başını okşadım ben biliyor musun?

Kaç mahalleyi, caddeyi, sokağı arşınladım ben biliyor musun?

Kaç kilometre yol teptim ben biliyor musun?

Kaç kişiyi yerinde ziyaret ettim ben biliyor musun?

Aynı soruyu bir de kontenjandan seçilenlerin bazılarına sor bakalım ne cevap alıyorsun.

Mesela şöyle sorabilirsin;

Aynı listede milletvekili adayı olduklarından kaçını son on yılda 1 kez ziyaret ettin?

Hadi ziyaretten vazgeçelim, son beş yılda kaçını iki kez telefonla aradın?

Ha birde yukarıdaki soruları ve size rağmen iğnesini, kardeşinin bile oyunu alamayan seçkinlere sormayı da unutmamak lazım.

Bu söylemin kullanılacağı en son kişiler, ben ve benim gibi partisine Allah’ın tek bir gününde bile küsmeyen ve inşallah küsmeyecek olanlardır.

Meramım polemik değil.

Meramım onca sıkıntı varken aynı ülküyü paylaştıklarına efelenenleri dillendirmek de değil.

Meramım ülkücüler arası sözlü veya yazılı serzenişlerin dozunun farklılaştığı günümüzde, yarınlarda yüz yüze bakamama riskini hatırlatmaktır.

Meramım o arkadaşımıza sevgimde azalma olmadığını, sadece kırıldığımı belirterek, “kızım sana diyorum gelinim sen anla” özdeyişiyle gönül deryamıza bir soluk vermektir.

Cevaplamamız gereken soru,

Yüz yüze bakamayacak olanların nasıl omuz omuza hedefe koşacağıdır.

Zira bırakın omuz omuza koşmayı, tepeden tırnağa tek yürek, tek bilek hareket edilmediği takdirde “ya devlet başa ya kuzgun leşe” sloganını fısıldama şansı bile olmayabilir.

Kırmadan, dökmeden, tehdit etmeden ve hükümetin ötekileştirmesinden şikâyet ederken kendininkini ötekileştirme tenakuzuna düşmeden tartışabilmeliyiz.

Ve hangi halde maazallah yüzde 12’leri bile arayabileceğimizi görmeliyiz. Ki çare bulabilelim.

Malum yenilginin sahibi hiç olmadı...

Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Koca Arşivi