
Yavuz Koca
NE OLACAK BU FENERBAHÇELİ MHP'LİLERİN HALİ ? Yavuz KOCA
Fenerbahçe maçlarını genellikle komşularımızla birlikte izleriz.
Çoğumuz aynı takımdanız. Maç sonrası eve girerken evdeşim yüzüme bakar ve “yenildiniz mi” diye sorar. Demek ki yüzümde memnuniyetsizliğin izi vardı. “Hayır, yenilmedik” dediğimde “peki o zaman ne oldu?” der. Olan, Fenerbahçe’nin yendiği maçlarda bile iyi oynamamasıdır.
Siyasette de öyle. Her seçim sonrası bir tatminsizlik...
Düşünüyorum da 1999 seçimlerinden sonra genel ve/veya yerel hangi seçimde ülkücü olan ve her demde ülkücü kalanlar üst üste mutlu olabilmiştir?
Allah’tan Etimesgut’ta Enver Demirel, Adana’da Hüseyin Sözlü, Mersin’de Burhanettin Kocamaz, Bartın’da Cemal Akın gibi arka arkaya seçim kazanan ve “Şehr-i Emini” oldukları halkla yüz ağartıcı köprüler kuran Belediye Başkanlarımız var. Onlar da olmazsa hepten ayazdayız.
Kabul edilse de edilmese de, ülkücü taban mutsuzdur. Fenerbahçe’nin taraftarını mutlu edemeden elde ettiği 3 puanlar misali mutluluklara da rıza gösterecek ama yok…
Bu nedenle, MHP’de kan değişimi şart.
Ama bu kan değişimi kalp kırmadan,
Gerek halen görev yapan gerekse kendisini saha dışında hisseden ve oyuna girmek isteyen her kim olursa olsun ömrünü bu partiye veren insanları hırpalamadan,
Sert söylemlerin dozunu artırmadan,
Dostluktan da kavi olması gereken ülküdaşlık hukukunu arşiv taramalarıyla tarumar etmeden,
Olabilmelidir.
Olmazsa eğer, inanın ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranılır. Amiyane ifadeyle sıfıra sıfır elde var sıfır noktasına geliriz.
Bütün bunlardan öte beni en fazla tedirgin eden husus Ülkü Ocaklarının tartışmaların bir unsuru haline getirilme ihtimalidir.
Vefat eden her şehit yakınının ve ülkücünün mezarı başında bulunmaya gayret eden, kefenine dokunan, kabre kendi elleriyle koyan, ailesinin acısını paylaşan, muhtemelen gelmiş geçmiş başkanlar içinde Türkiye’nin en ücra noktalarına en fazla uğrayan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay KıIavuz’u ve arkadaşlarını tartışmaların bir faktörü yaparsak gerçekten yazık olur.
Daha ne diyeyim, daha ne yazayım?
Vefa İstanbul’da bir semt adı olma özelliğini de yitirdi diye, ardından ağlayanı bile yok diye, biz de vefayı unutmak zorunda değiliz. Ülküdaşlık hukukunu unutmak ihanettir.
Bakın Antalya’da vefat eden, hayatının 11 yılını Taş Medresede geçiren Yurtşen Durmaz neler yaşadı? Tedavi gördüğü hastanede kayıtlara “Kimsesiz” diye girdi. Ve bu kayda karşın o, "Dünyada hiç bir kan bağım yok, tek ailem Ülkücülerdir, cenazemi onlar kaldırsın" dedi. Ve öylede oldu. Antalya Ülkü Ocakları merhuma sahip çıkıyor, cenaze namazına müteakip alınan helallik sonrası ülküdaşlarının ellerinde defnediliyor.
Bari ölülerimizin verdiği mesajları doğru okuyalım ve MHP’ye kıymayalım beyler.
Örselenmiş MHP’den ne mevcut yönetime ne de yönetime talip olanlara bir hayır gelir ve Türkiye’mizin sigortası atar.
Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle… [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.