SAYIN BAHÇELİ SAYIN OGAN SAYIN AKŞENER SAYIN AYDIN…

Defalarca yazdım.

Önemli olan sizin ne düşündüğünüz değil, milletin sizin vaatlerinizden, söylemlerinizden ve olaylara yaklaşımınızdan ne anladığıdır.

Yok denilse de, muhalefet partileri taban rahatsızlığı altında iç sorunlarıyla uğraşırken, 2016 ve sonrasında neler olacak onları yazmak istiyorum.

Her ne kadar yazdığımız rapor, proje ve öneriler şu ana kadar dikkate alınmadıysa da biz düşünmeye, üretmeye ve arz etmeye devam edeceğiz. İleride neler olacağını görmek için biraz empati yapmak, biraz Türkiye’yi biraz da dünyayı gözlemek yeterlidir.

Bu gidişatla, 2016’da gerekli düzenlemeler yapılarak ve ciddi bir engelle de karşılaşılmadan “Başkanlık Sistemi” inşa edilebilir. Sayın Cumhurbaşkanı gayri resmi olarak talimatı verir ve iktidar tarafından yapılacak öneri sonrası konu TBMM’de komisyonda görüşülmeye başlar. Bilahare Genel Kurulun gündemine gelir.

Başkanlık sistemi nasıl kabul edilir?

Başkanlık sistemi için birinci aşamada en az 330 oy gerek. İktidar bu sayıya ulaşmanın yolunu arayacaktır. Bu sayı referanduma götürüyor.

Referanduma gitmeden TBMM'de yasayla kabul için gerekli oy sayısı ise 367.

Yani 330 - 366 oy referanduma götürürken, 367 ve üzeri oy Başkanlık sistemini referandumsuz, doğrudan sağlıyor.

Başkanlık sistemi çalışmaları; algıyı güçlendirmek, ortamın gazını almak için seçim barajının kaldırılması, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi, refah düzeyinin göreceli olarak artırılması gibi soslarla süslenerek kamuoyu desteği daha da artırılabilir.

100

Şu anda TBMM’de milletvekili dağılımı; AKP 317, CHP 134, MHP 40 ve HDP 59.

Peki, iktidarın TBMM’de 330 oya ulaşması zor mu? Bence değil. Peki, iktidarın TBMM’de 367 oya ulaşması zor mu? Muhalefet kendiyle uğraşırken, bu da imkânsız değil.

Nasıl mı?

Evet, vaatleri sıralayabiliriz. Veren el alan elden üstün değil mi? Amenna…

* Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da bir süre sonra mola vermek veya sonlandırmak üzere PKK’ya gerçekten darbe vurulması ve halkın desteğinin artırılması…

(Bu süreç 1 Kasım seçimleri öncesinde zaten başlatılmıştı ve etkilerini bölge halkı görmeye başladı bile.)

* Memurlara, işçilere, kısaca çalışanlara ve emeklilerine tıpkı merhum Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde yapılanın benzeri önemli bir maaş artışı yapılması… Bütçeye yükü (A Milyar TL).

* Sanayici ve işadamlarının kredi yükünün düşürülmesi... Bütçeye yükü (B Milyar TL).

* İhracat teşviklerinin artırılması... Bütçeye yükü (C Milyar dolar).

* Tarımsal desteklerin bir miktar daha artırılması… Bütçeye yükü (D Milyar TL)

* Doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere hemen her hanenin girdisi olan enerji kaynaklarında fiyatların belirsiz bir süre dondurulması… Bütçeye yükü (E Milyar TL)

* Kamuda istihdamın artırılması… Bütçeye yükü (F Milyar TL)

* Öğrenciler için gözle görülür düzenlemelere gidilmesi… Bütçeye yükü (G Milyar TL)

Bu hususlar daha da detaylandırılabilir.

Gelelim bütçeye maliyetine, A+B+C+D+E+F+G=X Milyar TL.

Bu miktarın, yani (X) Milyar TL’nin kısmen yurt içi kısmen de dış borçlanmayla karşılanması. Diğer taraftan özelleştirme gazına yeniden basılması (barajlar, köprüler, otoyollar, vd.). Bu zor mu? Bence değil. Yakın geçmişe bakmak yeterlidir.

Bütün bunlar sağlandıktan sonra 13 ilave oyla ulaşılacak 330 veya üzeri oyla gidilecek REFERANDUM’da sizce sonuç ne olur? Ben yazayım siz de not alın. Günü geldiğinde açıp okuyun. Asgari %55. Başkanlık Sistemimiz hayırlı (!) olsun.

Ardından çok hızlı düzenlemelerle SEÇİM KANUNU değişiklik çalışmaları, DAR BÖLGE...

Milletvekili sayısının artırılması, örneğin 600… Türkiye’nin 600 seçim bölgesine ayrılması ve her bölgede en fazla oyu alan adayın kazanması…

Bilmem anlaşıldı mı? Her dar bölgede her partinin tek bir adayı olacak ve yarışacak.

Sonuç?

CHP ve MHP iç hesapları belki de henüz kapatamamışken, HDP ise zaten hedefine varmışken, YENİ TÜRKİYE tanıtım programları çoktan başlamış olacak. Hani yeni bir reklam var ya, “Sen de vizyon yok, İskender varken makarna yenir mi?” Mesele vizyon meselesi.

Sonra?

Varın sonrasını siz düşünün. Belki ben de yazarım… Yazayım mı?

Parlamentoda ezici üstünlük… Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2018’de yapılacak Başkanlık seçimiyle önce 5 yıl, sonra Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023’te yeniden 5 yıl olmak üzere 2028 yılına kadar tek başına Türkiye’yi yönetmesi…

Daha sonra?

Sonrası Allah (c.c) kerim…

Sanırım yazının başlığını neden, “Sayın Bahçeli, Sayın Ogan, Sayın Akşener, Sayın Aydın…” olarak attığımı anlamışsınızdır.

Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Koca Arşivi