ŞEHİTLERİN GÖLGESİNDE EZGİ DİNLEMEK

Hep deriz ya, 21’inci yüzyılda daha az sorunla yönetimin gıdası “algı” olgusudur.

Dünya algıyla yönetiliyor.

Türkiye’de algıyla yönetiliyor.

Amerika’da algının merkezi öncelikle Hollywood…

Türkiye’de ise şimdilik televizyonlar…

2000’li yılların başından itibaren uzunca bir süre “Kurtlar Vadisi” dizisi bu görevi üstendi. Askerimizin başından çuval bu diziyle çıkarıldı. Mazlum (!) Filistinlilerin İsrail’den intikamı bu diziyle alındı. Murat Karayılan Kandil’de hayatını sürdürürken onu temsilen PKK yöneticisi Şahmeran karakteri bu dizide öldürüldü.

Daha sonra bu dizinin reytingi düşünce yerini Acun programları ve diğer diziler aldı

Ülkemizin bir bölümünde hemen her gün şehitlerimiz var. Ama dikkatlerin dağılması lazım, insanların özellikle de gençlerin bu tür işlere kafa yormaması lazım. Şehidimizin yirmili yaşlardaki eşinin, nişanlısının yaktığı ağıtları duymaması lazım, yanık ezgiler dinlemek varken.

Hani denir ya bir kitap okudum hayatım değişti. Veya bir film izledim duygu selinde boğuldum. O nedenledir ki, gerek okutulacak kitap gerekse izlettirilecek film, dizi, program çok önemlidir. Amerika’nın Hollywood filmleriyle kendi adlarına yaptıkları pozitif algı denetimini bizler de yapabilmeliyiz.

“Seddülbahir 32 Saat” TRT-1’de yayınlanan 3 bölümlük bir dizi. Diziyi izlerken zaten güçlü olan milli duygularım doruklara çıktı. O anlarda yukarıda vurgulamaya çalıştığım algı yönetimi geldi aklıma ve kafama bir şey takıldı.

Gerçekten çok ama çok merak ettim.

Acaba bu diziyi kaç kişi izlemiştir?

Allahuekber nidalarıyla, komutanın imamlığında kendi cenaze namazlarını kılan ve bir daha geri dönmemek üzere cepheye koşan askerleri kaç kişi izlemiştir?

Kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan diziler yerine kaç kişi bu diziyi tercih etmiştir?

Neredeyse haremden başka sahnesi olmayan Osmanlı dizilerinden zaping yaparak kaç kişi bu cephede kalmıştır?

Ve hele her gün şehitlerimizi karşıladığımız bugünlerde kaç kişi Acun’un müzik yarışması konseptindeki eğlence programından zamancık ayırıp da Çanakkale geçilmezin gölgesini görmüştür

Öyle ya nedir ki Seddülbahir?

Nedir ki 32 saat?

Seddülbahir Zaferi olmasaydı özgür bir vatanımız olacak mıydı?

Şehit tabutlarını düşünmek yerine, gençlerimiz izledikleri sıradan dizilerin şuh kahkahalarında boğulabilir miydi, olmasaydı Seddülahir?

Sağlık saadet ve başarı dileklerimle…

[email protected]